Hemodiyaliz hastalarında ön yük azalmasının doku doppler ve konvansiyonel doppler ekokardiyografi ile saptanan diyastolik fonksiyon parametreleri üzerine etkileri

Abstract

7.0ZET Diyastolik fonksiyonun belirlenmesi giderek daha önemli hale gelmektedir. Diyastolik fonksiyon bozukluğunun saptanmasında pulse wave Doppler ekokardiyografi noninvaziv, ucuz, kullanışlı ve pratik olması nedeniyle yaygın kullanım alanı bulmuştur. Pulse wave Doppler ile saptanan diyastolik fonksiyon parametreleri sol ventrikül yüklenmesi, kalp hızı gibi çeşitli faktörlerden etkilendiğinden dolayı daha güvenilir yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Doku Doppler ekokardiyografi yakın zamanlarda kullanıma girmiş pulse wave Dopplerin modifiye bir şekli olup bu yöntemle yapılan diyastolik hız ölçümlerinin ön yük değişiminden etkilenip etkilenmediği henüz tam olarak belirlenebilmiş değildir. Bu çalışmada hemodiyalizle oluşturulan ön yük azalmasının konvansiyonel pulse Doppler ve doku Doppler ekokardiyografi ile saptanan diyastolik parametreler üzerine etkisi incelenmiştir. 87Bu çalışma hipervolemisi olduğu için hemodiyaliz sırasında mayi çekilecek 16'sı erkek, 14'ü kadın toplam 30 kronik böbrek yetmezlikti hasta üzerinde yapıldı. Tüm hastaların hemodiyaliz öncesi bazal hemodinamik ve ekokardiyografik parametreleri saptandı, hemodiyalizle mayi çekilmesinden sonra tüm ölçümler yeniden değerlendirildi. Hemodiyaliz sonrası hastaların vücut ağırlıklarında ortalama 3.9 ± 1.9 kg azalma sağlandı. Diyaliz sonrası kalp hızında artma, sistolik ve diyastolik kan basınçlarında azalma oldu. Ekokardiyografik parametrelerinden sol atriyum çapında ve hacminde azalma, vena kava inferiyor kollapsibilitesinde ise artma saptandı. Sol ventrikül sistolik ve diyastolik genişliklerinde anlamlı azalma olurken ejeksiyon fraksiyonunda ise değişiklik olmadı. Mitral ve triküspid kapaklara ait kaçak ciddiyetinde azalma olurken, pulmoner ve aort kapaklarına ait yetmezliklerde değişiklik izlenmedi. Hemodiyaliz sonrası konvansiyonel pulse wave Doppler ile saptanan mitral erken 'E' ve geç 'A' doluş akım hızlarında ve E/A oranında anlamlı azalma, E deselerasyon zamanında uzama saptandı. İzovolümetrik gevşeme zamanında 'IVGZ' ise değişiklik olmadı. Pulmoner venöz sistolik 'S' ve diyastolik 'D' akımlar ve atriyal revers 'AR' akım hızlarında azalma, S/D oranında ise artma saptandı. Hemodiyaliz sonrası doku Doppler ile saptanan anulus erken diyastolik hızlarında '£a' anlamlı azalma olurken, geç diyastolik hızlarda lAa' ise anlamlı değişiklik olmadı. Lateral anulus Ea/Aa oranında değişiklik saptanmazken septal anulus Ea/Aa oranında anlamlı azalma saptandı. Lateral anulus hızları septale göre daha fazlaydı. Doku Doppler ile saptanan erken diyastolik miyokardiyal hızlarda '£w' anlamlı azalma olurken geç diyastolik hızlarda 'Am' anlamlı değişiklik saptanmadı. 88Miyokardiyal Em/Am oranında septal miyokardda anlamlı değişiklik olmazken lateralde anlamlı azalma olduğu saptandı. Sonuç olarak hemodiyaizle ön yük azaltılması konvansiyonel pulse wave Doppler ekokardiyografi ile saptanan mitral doluş akımlarında olduğu gibi doku Doppler ile saptanan anulus ve miyokard erken diyastolik hızlarında anlamlı azalma olmuştur. Doku Doppler ile saptanan diyastolik hızlar ön yük değişiminden etkilenmektedir. Bu etkilenme lateral anulusta en düşük düzeydedir. 89

8.SUMMARY Recently more attention is focused on identification of diastolic function. With pulsed-wave Doppler, diastolic function inexpensively, practically, and noninvasively can be evaluated. However assessment of diastolic function via pulsed-wave Doppler is closely effected by several factors, such as loading condition of left ventricle and heart rate, thus, more reliable methods are needed. Doppler tissue imaging is a newer method, modified from classical pulsed-wave Doppler. Measurements of diastolic velocities, however, by this new method is not clear, whether or not, it is affected by variations of preloading condition. In this study, we evaluated the effects of preload reduction via hemodialysis on diastolic parameters, measured by both conventional pulsed-wave Doppler and tissue Doppler echocardiography. 90We studied hypervolemic 30 consecutive patients (16 men, 14 women) with end stage chronic renal failure who underwent ultrafiltration during hemodialysis. Hemodynamic values and echocardiographic parameters were measured before and after hemodialysis. Post-hemodialysis, body weight (3.9 ± 1.9 kg), systolic and diastolic blood pressures reduced, whereas, heart rate increased. Echocardiographic parameters showed; reduction in left atrium dimension and volume, but inferior vena cava increased. Although, significant reduction in systolic and diastolic dimensions left ventricle, ejection fraction unchanged. Severity of mitral and tricuspid regurgitation flows decreased but no changes on regurgitations of aortic and pulmonary valves. Mitral inflow E and A velocities and E/A ratio decreased significantly. Deceleration time of E wave raised and isovolumetric relaxation time did not changed. Systolic (S), diastolic (D) and atrial reverse pulmonary venous flows reduced, whereas, S/D ratio increased. After hemodialysis tissue Doppler study showed, despite, significant reduction in an early diastolic velocities of annulus (Ed). No changes were noticed on late diastolic velocities of annulus (Ad). Ea/Aa ratio of lateral annulus not changed, since, the ratio of septal annulus decreased frankly. Lateral annulus velocities were higher than septal annulus velocities. According to tissue Doppler, early diastolic myocardial velocitie (Em) decreased significantly. No changes noticed on late diastolic myocardial velocities (Am). Em/Am ratio did not alter noticeable in seotal side compared with ratio that measured from lateral side. 91Conclusions: Reduction of preload via hemodialysis leads to significant decrease in mitral inflow velocities as proven by conventional pulsed-wave Doppler, in addition, Doppler tissue imaging shows similar changes on an early diastolic velocities of annulus and myocardium. Diastolic velocities, measured via Doppler tissue imaging affected by reduction of preload. These effects are least frequently on the lateral annulus. 92