T3-T4 larinks kanserlerinde organ koruma protokolünün sonuçlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Larinks kanserleri BBK içinde önemli yer tutar. Erken evrelerde cerrahi veya RT ile başarılı sonuçlar alınabilmekte, cerrahide organ korunmasını sağlayabilecek girişimler mümkün olabilmektedir. İleri evre kanserlerde ise sıkça uygulanan tedavi, standart tedavi olarak tanımlanan cerrahi ve postoperatif RT şeklindedir. Primer tümör için uygulanacak cerrahi de çoğunlukla total larenjektomi olmaktadır. Günümüzde kanser tedavisinde kür kadar fonksiyonların ve kozmetik açıdan görünümün korunması da önem kazanmıştır. Yeni bulunan kemoterapotik ajanların devreye sokulması ile oluşturulan organ koruma protokolleri giderek artan bir şekilde hastalara sunulmaya başlanmıştır. Çalışmamızda, total larenjektomi gereken hastalarda; standart tedavi ile organ koruma protokolünün sonuçlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, çalışma grubu olarak, total larenjektomi endikasyonu bulunan ve standart tedaviyi kabul etmeyen 42 hasta larinks koruma protokolüne alındı. Standart tedavi uygulanan aynı sayıda hasta ile kontrol grubu oluşturuldu. Kontrol grubu yaş, cinsiyet, genel sağlık durumu, tümör özellikleri gibi tedavi sonuçlarını etkileyen faktörler açısından çalışma grubu ile uyumlu idi. Toplam 84 hasta üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Cerrahi grubu için hesaplanan iki ve beş yıllık yaşam oranlan, sırasıyla %62 ve %42 olarak tespit edildi. KT grubu için bu oranlar sırasıyla %46 ve %33 idi. Organ koruma protokolüne alman 42 hastanın yalnız altısında ( % 14.3) larinks korunabildi. 45İndüksiyon KT ile, total larenjektomi endikasyonu olan T3 ve T4 vakalarda, organ koruma ve yaşam oranlan açısından yüz güldürücü sonuçlar alınmamıştır. Bu hastalarda daha iyi sonuçlar almak amacıyla değişik ve daha etkin KT ajanları uygulamaları, RT ile kombinasyonlarda yeni fraksiyon denemeleri veya immünoterapi ve gen terapiyi içeren biyolojik terapi gibi yeni yaklaşımlar denenmeli ve hiç bir protokol, kesin neticeleri ortaya konmadan, rutin uygulamaya alınmamalıdır. 46 SUMMARY Larynx cancers take an important place in head and neck cancers. In early stages, with surgery or radiotherapy, successful results can be taken, and organ preservation is possible. In advanced stages, the conventional treatment is surgery and postoperative radiotherapy, which is described as standard treatment. Surgery, for primary tumors, is mostly total laryngectomy. Recently, not only the cure but also preservation of functions and cosmetic appearance has become important. Organ preservation protocols after application of new chemotherapeutic drugs, is now widely applicable. In this study, 42 patients receiving standard treatment consisting of total laryngectomy and radiotherapy are compared with 42 patients receiving organ preservation protocol which begins with induction chemotherapy. For this purpose, 42 patients, who refused to accept standard therapy despite the indication of total laryngectomy, were taken in to organ preservation protocol as the study group. The same number of patients who received standard therapy comprised the control group. The patients in the control group were consistent with those of the study group in terms of the factors, which affect the therapeutic results, such as age, sex, general health status, characteristics of their tumors. The assesment was carried out on a total of 84 patients. Survival rates for two and five years in the surgery group were calculated as 62 % and 42 %, respectively. For the chemotherapy group, these results were 46 % and 33 % respectively. Of the 42 patients, who 47were included in the organ preservation group, only six larynxes could be preserved (14.3 %). With induction chemotherapy, in T3 and T4 cases, who required total laryngectomy, the results were not satisfactory in terms of organ preservation and survey rates. For better results, different and more effective chemotherapeutic agents, new combinations with radiotherapy or biologic therapy which contain immunotherapy and gene therapy must be tested. None of these protocols must be put into routine application, unless certain results are achieved. 48
Collections