Kayseri merkezinde dispepsi prevalansı ve çeşitli faktörler ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı; Kayseri merkezinde dispepsi ve H. pylori prevalansını belirlenmesi, farklı sosyal ve yaşam tarzının dispepsi üzerine etkileri, H. pylori tanısında gayta antijeninin yeri ve dispeptik olgularda yaşam kalitesinin değerlendirilmesidir. Materyal ve metod: Çalışma evreni olarak sosyoekonomik durumu iyi ve kentsel özelliğe sahip Fevzi Çakmak Sağlık Ocağı bölgesi (Grup I) ve sosyoekonomik durumu kötü ve gecekondu bölgesi olan Argıncık Sağlık Ocağı bölgesi (Grup II) seçildi. Fevzi Çakmak Sağlık Ocağı bölgesinde 384 ve Argıncık Sağlık Ocağı bölgesinde 363 olmak üzere toplam 747 olgu çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan olgulara anket formu uygulandı. Tüm olgulardan Hp IgG bakmak için 6-8cc kan örneği alındı. Rasgele seçilen dispeptik semptomu olan 92 olguya endoskopi yapıldı ve hızlı üreaz testi için örnek biyopsiler alındı. Endoskopi yapılan hastalarda H. pylori antijeni için gayta örneği alındı. Yaşam kalitesini ölçmek için Nepean Dispepsi İndeksi kullanıldı. rvBulgular: Kayseri merkezinde dispepsi prevalansı %42.3 ve serolojik H. pylori pozitiflik oranı %75.5 olarak saptandı. Dispepsi prevalansı düşük sosyoekonomik durum, kadın cinsiyet, kahve kullanımı, sigara içimi, NSAÎİ kulanımı, alt hastalık bulunması, eğitim düzeyinin düşük olması ile paralel olarak artış göstermektedir. Çay, alkol içme alışkanlığı ve H. pylori pozitifliği ile dispeptik semptomların varlığı arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Mide ilacı (PPİ, H2 blökerler, antiasit) kullanma oram dispeptik olgularda %64.6 ve olmayanlarda %29.0 olarak tespit edildi. Dispeptik semptomları olan olguların %50'si ve olmayanların %16'sının son bir yıl içinde bu semptomlar nedeni ile doktora gittiği saptandı. Endoskopi yapılan olguların %72.9'unda organik hastalık bulgusu yoktu. Bu grupta H. pylori pozitifliğinin saptanabilmesi için gayta antijeninin serolojiye göre daha hassas olduğu dikkati çekti. Dispepsi semptomları olan olgularda yaşam kalitesi düşük olarak tespit edildi. Sonuç: Bu çalışma toplumumuzda dispepsi prevalansının ve H. pylori infeksiyonun yüksek olduğunu göstermektedir. Çalışmadan çıkan sonuçlar toplumumuzda dispepsi etyoloj isinde düşük sosyoekonomik düzey ve özellikle sigara ve NSAİI kullanımı gibi faktörlerin H. pylori' den daha önemli olduğunu göstermektedir. Dispeptik olgularda yaşam kalitesi düşmektedir. Anahtar kelimeler: Dispepsi, Helicobacter pylori, Kayseri, prevalans, yaşam kalitesi PREVALENCE OF DYSPEPSIA IN KAYSERİ AND RELATION WITH VARIOUS FACTORS ABSTRACT Aim: The aim of this study was to investigate the prevalence of dyspepsia in Kayseri, its relation with demographic and lifestyle factors, sensitivity of stool antigen test in the diagnosis of H. pylori and impact of dyspepsia on quality of life. Materials and methods: This study population included two groups: Fevzi Çakmak Sağlık Ocağı region (Group I) as an high socioeconomic status and Argıncık Sağlık Ocağı region (Group H) as a low socioeconomic status. 384 subject from group I and 363 subject from group II by a total of 747 subject randomly selected. Participating subjects were asked to fill out a standardized questionnaire. 6-8cc serum samples were obtained for detection of H. pylori IgG antibody from all subjects. Endoscopy was performed and biopsy samples were obtained for urease test in randomly selected 92 dyspeptic subjects. Stool samples were obtained from the subjects undergoing endoscopy for H. pylori antigen detection. Quality of life was measured in all the subjects by using validated NDI. VIResults: The prevalence of dyspepsia and H. pylori were %42.3 and %75.5 respectively in Kayseri. Dyspepsia prevalence was increased with low socioeconomic status, gender (female sex), coffee, smoking, NSAID, comorbid diseases and low educational level. There was no significant relationship between dyspepsia and tea, alcohol, H. pylori. In total, %64.6 of subjects with relevant dyspepsia compared with 29% of subject without dyspepsia reported having taken an antisecretory medication. Over all, 50% of dyspeptic subjects compared with 16% of the subjects without relevant dyspepsia consulted a doctor. FD was diagnosed in 72.9% of the subjects undergoing endoscopy. H. pylori stool antigen was detected more sensitive than serology. Quality of life was decreased in subjects with dyspepsia significantly. Conclusion: This study shows that dyspepsia and H. pylori infection are common in the general adult population of Kayseri. Our results indicate that low socioeconomic level, lifestyle factors especially smoking, NSAID are more important than H. pylori in the etiology of dyspepsia in the general population. Quality of life is adversely affected. Key words: Dyspepsia, Helicobacter pylori, Kayseri, prevalence, quality of life VII
Collections