Tip 1 diyabetli hastalarda büyüme, pubertal gelişme ve kemik mineral dansitesinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: İnsülinin keşfinden sonra Tip 1 Diabetes Mellituslu (DM) hastaların yaşam süreleri uzamıştır. Bununla birlikte hastaların takiplerinde yaşam kalitelerini etkileyecek akut, intermediate ve kronik bir çok komplikasyon ile karşılaşılmaktadır. Amaç: Bu çalışmada, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Endokrinoloji Departmanında takip edilmekte olan Tipi DM' li çocuk ve adolesan hastaların büyümeleri, pubertal gelişmeleri, kemik mineral dansiteleri ve diyabetik kontrolün bu parametreler üzerindeki etkileri değerlendirildi. Hastalar ve yöntem: Pediatrik Endokrinoloji Departmanında üç yıl veya daha uzun süreyle takip edilen, 5,5 ile 21 yaş arasında değişen 83 Tipi DM' li hasta çalışmaya alındı. Birinci bölümde hastaların takip kartları ve dosyalan retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların ağırlık ve boy standart deviasyon skorları (SDS) ve vücut kitle indeksleri (BMI) hesaplandı, metabolik durumları, verilen tedavi ve tedaviye uyumun etkileri araştırıldı. Tanner evrelemesine göre pubertal değerlendirmeleri yapıldı. Çalışmanın ikinci bölümünde ise hastalar çağrılarak son kontrolleri yapıldı, büyüme ve pubertal gelişmeleri değerlendirildi. Hormonal değerlendirmeleri için kan alınarak serum FSH, LH, E2, T, SHBG, IGF-1 ve IGFBP- 3 düzeyleri çalışıldı, kemik yaşlarına bakıldı ve DEXA ile kemik mineral dansiteleri ölçüldü. Bulgular: Çalışmaya 35 (%42,2) erkek, 48 (%57,8) kız olmak üzere 83 hasta alındı. Erkek ve kız hastaların ortalama tam yaşlan 8,68±4,19 ve 8±3,51 yıl, takip süreleri 6,11±2,47 ve 6,55±3,32 yıl, C-peptit seviyeleri 0,41±0,32 ve 0,44±0,31 ng/dl,Hemoglobin Ale (HbAlc) yüzdeleri 10,22±1,92 ve 10,70±3,16, günlük insülin dozları 0,73±0,15 ve 0,75±0,13 U/kg, yıllık takip sayıları 4,3±2,5 ve 5±2,9 kez, yıllık yatış sayılan 0,4±0,3 ve 0,6±0,5 kez olarak tespit edildi. Düzenli olarak 5 yıl takibe gelen 36 (16 erkek, 20 kız) hastanın ağırlık ve boy SDS değişimlerinde önemli bir fark tespit edilmezken, kız hastalarda BMI değerlerinin anlamlı olarak arttığı görüldü. Son değerlendirmelerinde boy SDS değerlerinin hem erkekler hem de kızlarda ilk başvurudakine göre düşük, BMI değerlerinin ise yüksek olduğu tespit edildi (p<0,05). Erkeklerde boy SDS üzerine tam yaşı, yıllık kontrol sıklığı ve insülin rejiminin olumlu etkisi olduğu (p<0,05); kızlarda ise BMI üzerine HbAlc ve insülin rejiminin etkili olduğu tespit edildi (p<0,05). Final boyun genetik hedef boydan erkeklerde 3,29 cm, kızlarda ise 0,85 cm kısa olduğu görüldü. Puberteye girmiş olan erkek hastaların pubertal gelişim basamakları normal yaşlarda seyrederken, kız hastalarda menarş yaşının bir yıl geciktiği tespit edildi. Ayrıca kız hastalarda sekonder amenore başta olmak üzere bazı menstural problemler mevcuttu. Çalışmanın ikinci bölümüne 50 (22 erkek, 28 kız) hasta dahil edildi. Hastaların kemik yaşlan ile kronolojik yaşlan arasında önemli bir fark yoktu. Serum IGF-1 düzeylerinde pubertede yeterli artış olmadığı, IGFBP-3 düzeylerinin normal olduğu görüldü. Erkek hastalann midpubertal evrede T seviyelerinin düşük olduğu tespit edildi. FSH, LH, E2, SHBG düzeyleri sağlıklı çocuk değerlerine göre normal olarak değerlendirildi. Erkeklerin % 27,3 'ünde osteopeni, % 27,3 'ünde osteoporoz, kızlann ise % 38,1'inde osteopeni, %23,8'inde osteoporoz saptandı. Sonuç: Hastalann metabolik kontrollerinin kötü olduğu, takipte büyüme hızlarının gerilediği ve obeziteye eğilimlerinin olduğu, kızlarda menarş yaşının bir yıl geciktiği, aynca hastalann yandan fazlasının kemik mineral dansitelerinin (KMD) düşük olduğu tespit edildi. Hastalann kontrol ve eğitimlerinin daha düzenli ve sık yapılması yanında çoklu insülin rejimlerinin tercih edilmesinin büyüme ve pubertal gelişmeyi olumlu etkileyeceği kanaatine vanldı. Anahtar kelimeler: Çocuk, Tipi DM, büyüme, puberte, kemik mineral dansitesi VI Introduction: The life-span of patients with type 1 diabetes mellitus (DM) was lengthened after discovery of insulin. On the other hand, many acute, intermediate or chronic complications could be effective on the quality of life were encountered. Aim: In this study the growth, pubertal development and bone mineral densities (BMD) and the effect of diabetic control on these parameters in the children and adolescents with type 1 DM followed in the Endocrinology Department of Erciyes University Faculty of Medicine were investigated. Patients and Method: The study consisted of 83 patients with type 1 DM varying ages between 5.5 and 21 years who have been followed for three years or more. In the first section of the study the medical records of patients were evaluated retrospectively. The weight and height SDS (standard deviation score), body mass index (BMI) were calculated and the metabolic conditions, treatment modalities and adaptation to treatment of the patients were evaluated. Pubertal developments were evaluated according to Tanner stages. In the second section of the study, the patients were invited for the last examination of growth and pubertal development and for to take blood specimens to determine the levels of FSH, LH, E2, T, SHBG, IGF-1 and IGFBP-3. The left-hand x-rays were obtained for bone ages and the BMD by DEXA were measured. Results: A total of 83 patients, 35 (42.2 %) boys and 48 (57.8 %) girls, were included in the study. The mean ages of onset 8.68±4.19 and 8±3.51 years, the mean diabetic VIIdurations 6.1Ü2.47 and 6.55±3.32 years, the mean serum C-peptide levels 0.41±0.32 and 0.44±0.31 ng/ml, the mean haemoglobin Ale (HbAlc) 10.22±1.92 and 10.70=1=3.16 percent, the mean daily insulin requirements 0.73±0.15 and 0.75±0.13 U/kg, the mean numbers of follow-up per year 4.3±2.5 and 5±2.9, the mean numbers of hospitalisation per year 0.4±0.3 and 0.6±0.5 were found for boys and girls respectively. There were no significant differences between the weight and height SDS changes of 36 (16 boys, 20 girls) patients who had been followed regularly for 5 years or more, but the values of BMI were increased significantly in girls. The mean height SDS at the last control was lower than the first admission for both girls and boys, but the mean value of BMI was high (p<0,05). The age of onset, the frequency of fallow-up and the intensity of daily insulin were correlated positively to the height SDS for boys (p<0.05); the mean percent of HbAlc and the intensity of daily insulin were correlated to BMI for girls (p<0.05). The difference between the final and genetic heights was -3.29 cm in boys and - 0.85 cm in girls. The stages of pubertal development in boys were appropriate with healthy subjects, but the menarche age was delayed about one year in girls. Also, some menstrual problems including secondary amenorrhea were found in girls. The second section of the study consisted of fifty patients (22 boys and 28 girls). There were no significant differences between bone ages and chronological ages of patients. Levels of serum IGF-1 were not increased enough in puberty and levels of IGFBP-3 were normal. The serum testosterone levels of boys at the stage of mid-puberty were low. The serum FSH, LH, E2, SHBG levels were within the normal ranges according to healthy children. Of the patients, 27.3 % of boys and 38.1% of girls were osteopenic and 27.3 % of boys and 23.8 % of girls were osteoporotic. Conclusion: Metabolic controls of patients were bad and delay in growth velocity, tendency to obesity, one-year-delay at menarche, low BMD in more than half of the patients were found. Regular and frequent control and training programs and more intensive insulin regimes would be effective on the growth and pubertal development of patients with Type 1 DM. Key words: Children, adolescents, Type 1 DM, growth, puberty, bone mineral density VHI
Collections