Asfiktik yenidoğanlarda eozinofillerin endojen kortizol ve ACTH düzeyleri ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ASFİKTİK YENIDOĞANLARDA EOZİNOFILLERIN ENDOJEN KORTİZOL VE ACTH DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ ÖZET Amaç: Eozinofıli, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sıklıkla gözlenen ancak çoğu kez üzerinde durulmayan bir durumdur. Bununla beraber strese karşı eozinopenik cevap uzun yıllar önce tariflenmiş ve bu cevabın, adrenokortikotropik hormon ve kortizol gibi hormonların salınmasına bağlı olduğu öne sürülmüştür. Ağır stres altındaki organizmada endojen steroidlerin arttığı ve yenidoğan bebeklerin, prematüreler dahil, strese artmış endojen kortizol yanıtı verebildikleri bilinmektedir. Bu durumda ağır stres altındaki yenidoğanlarda eozinopeni görülmesi beklenirken eozinofillerin artması adrenal dekompansasyon belirtisi olabilir. Bu düşünceden hareketle stres yaşayan bir grup asfıktik term yenidoğanda endojen korizol ve ACTH düzeyleri ile eozinofil sayıları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırma amacını güden bu çalışma yapılmıştır. Hastalar ve yöntem: Homojen bir grup oluşturmak amacıyla matür asfıktik bebeklerin seçildiği çalışmaya Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde ve diğer hastanelerde doğan ve doğumu izleyen ilk 6 saat içinde yenidoğan ünitesine kabul edilen 55 bebek dahil edildi. Hastaların klinik bulgularına göre asfiksi evreleme skorlaması yapılarak 3 grup oluşturuldu. Kabulde her hastanın kan gazları, kan şekeri, kan kültürü, serum kortizol, ACTH, hemoglobin, hematokrit, beyaz küre ve mutlak eozinofil sayıları, formülde eozinofil yüzdeleri ve serum elektrolitleri belirlendi. Aynı testler kan üre azotu ve kreatinin ilavesi ile 24-36 saat Vsonra tekrarlandı. Tüm hastaların adrenal bezleri kanama yönünden ultrasound ile değerlendirildi. Bulgular: Tüm hasta gruplarında kabulde kortizol değerleri, takip kortizol değerlerine göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0.05). Eozinofıl sayılan ise takipte anlamlı derecede yüksekti (p<0.05). ACTH değerlerinin takipte düşme eğiliminde olduğu tespit edildi, fark anlamlı değildi. Her üç grupta da gerek kabulde gerekse takipte kortizol değerleri düşerken, eozinofıl sayılarında artma olduğu tespit edildi. Bu negatif ilişki evre 111 asfıktiklerde istatistiksel olarak anlamlı idi (p<0.05). Başlangıçta ACTH ile kortizol değerleri pozitif ilişki gösterirken, takipte ACTH ile kortizol değerleri arasında negatif ilişki bulundu, ancak fark anlamlı değildi. Asfıksinin şiddetiyle ilişkili olarak, asfıksi evresi arttıkça kortizol değerlerinin düştüğü, eozinofıl sayılarının yükseldiği tespit edildi. Bu fark özellikle evre 1 ve evre III asfiktik bebekler arasında istatistiksel olarak anlamlı idi (p<0.05). Asfıksinin şiddetinden bağımsız olarak düşük kortizol düzeylerinde anlamlı artmış eozinofıl sayıları bulundu. Adrenal bezde kanama tespit edilen 3 hastanın eozinofıl, kortizol ve ACTH değerlerinin, kanaması olmayan hastalardan anlamlı fark göstermediği saptandı. Entübasyonla takip edilen hastaların kortizol değerlerinin diğer hastalara göre anlamlı düşük olduğu tespit edildi (p<0.05). Eozinofıl sayılarında anlamlı fark saptanmadı. Çalışma periyodu içinde kortizol değerleriyle kan glukoz, sodyum ve potasyum değerleri arasında anlamlı ilişki görülmedi. Evre III asfiktik bebeklerin BUN değerleri evre I asfıktiklere göre anlamlı yüksekti (p<0.05). Sonuç: Hafif ve orta şiddette etkilenmiş asfiktik bebeklerin strese beklenen adrenal yanıtı artmış kortizol sekresyonu ile verdikleri ve buna paralel olarak daha düşük sayıda eozinofıl sayılarına sahip oldukları, ağır asfiktiklerin ise düşük kortizol yanıtı ile atmış eozinofıl sayılarına sahip oldukları görüldü. Bu nedenle yoğun bakım gerektiren hasta bebeklerde eozinofil artışının adrenal yetmeliğe işaret edebileceğine, konu ile ilgili gerekli araştırmalarda ve hasta izleminde bu hususun dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. Anahtar kelimeler: Adrenokortikotropik hormon, Adrenal Yetmezlik, Kortizol, Eozinofiller, Perinatal Asfıksi VI THE RELATIONSHIP BETWEEN ACTH, CORTISOL LEVELS AND EOSINOPHILS IN PERINATAL ASPHYXIA ABSTRACT Aim: Despite its frequent occurence, eosinophilia has not been a concerning condition in the neonatal intensive care unit. Its precise incidence, significance and causative mechanism are not known. However, eosinopenic response to stress and stress induced eosinopenia by the release of ACTH and Cortisol has been suggested many years ago. Babies in the neonatal intensive care unit are under stress for several reasons. It has been known that endogen steroid levels rise against serious stress and the neonates including the premature infants can also show increased endogen Cortisol response to stress. While eosinopenia has been expected in these infants, high eosinophil counts raise the suspicion of insufficient adrenocortical function. The aim of this study has been to evaluate the releationship between ACTH-cortisol levels and eosinophils in the stressed asphyxiated term neonates. Patients and methods: The study population comprised of 55 asphyxiated term neonates admitted to the neonatal unit within 6 hours after delivery. The infants were divided into three groups according to their clinical findings and staging criteria for asphyxia. Blood gases, glucose, serum electrolyte, ACTH and Cortisol levels, total blood cell count including both hemoglobin, leukocytes and absolute eosinophil counts were measured at the beginning. Peripheral smear was performed and percentage of eosinophils was calculated. All tests were repeated with BUN and creatinin addition after 24-36 hours. Blood cultures were performed on admission and ultrasonography was also performed for evaluating adrenal hemorrhage. VIIResults: The Cortisol levels were significantly higher on admission compared to follow up values in all patient groups (p<0.05). Eosinophil counts were significantly higher and there was a tendency to decrease in ACTH levels in control evaluation. There was a significant negative correlation between Cortisol levels and eosinophil counts in-group III. There was a positive correlation between ACTH and Cortisol levels in the first evaluation, but negative correlation was found in follow up. In accordance with the severity of the asphyxial insult, lower Cortisol and higher eosinophil counts were noted in-group III compared to group II and I. High eosinophil counts were also found with low Cortisol levels irrespective of the severity of asphyxial insult. No significant differences were found in the levels of Cortisol, ACTH and eosinophils between infants with and without adrenal hemorrhage. Cortisol levels were significantly lower in infants who were intubated compared to those who were not. There was no apparent correlation of Cortisol levels with serum glucose and electrolytes. BUN levels were significantly higher in-group III than group I. Conclusion: Our results show that the neonates in group I and group II have appropriate adrenal response to stress and have lower eosinophil counts. But severely affected asphyxiated neonates have lower Cortisol response and higher eosinophil counts. We suggest that raised eosinophil counts might be a warning sign of insufficient adrenocortical function of the babies in the neonatal intensive care setting. Key words: Adrenocorticotropic hormone, Adrenal gland hypofunction, Asphyxia neonatorum, Cortisol, Eosinophil VIII
Collections