1980 sonrası Türkiye`de uygulanan faiz politikalarının yatırım, tasarruf, kamu açıkları ve enflasyon üzerindeki etkisinin analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
02. Özet Nominal mevduat faiz oranlarının cari (ya da beklenen) enflasyon oranına endekslenmesi, Türkiye'de 1980 yılından bu yana uygulanan `istikrar` ve yapısal uyum politikalarının temel unsurlarından birisini teşkil etmiştir. Ancak; uygulanan yüksek faiz politikaları ödemeler dengesinin iyileştirilmesi, banka mevduatlarının arttırılması v.b. bazı alanlarda amaçlanan doğrultuda basan sağlarken, öngörülen istikrar ve yapısal değişim amaçlarının büyük ölçüde gerçekleşmediği ve özellikle yüksek enflasyonun ekonominin kalıcı bir sorunu olmaya devam ettiği gözlemlenmektedir. Yüksek faiz politikaları 1980 sonrası dönemde ekonomide fiyat istikran sağlama ve enflasyon hızını yavaşlatma konulannda başanlı olmamış, enflasyon maliyet artışlan yoluyla devamlılık arz etmiştir. Türkiye'de 1980 sonrası dönemde kamu ve özel kesim sabit sermaye yatınmlan belirgin bir yavaşlama eğilimine girmiş, bu yavaşlamadan en olumsuz etkilenen imalat sanayi yatınmlan olmuştur. Faiz oranlarındaki yükselmenin yatınm talebi üzerinde caydıncı bir etki yapmış olması kabul edilse bile yatınmlan esas etkileyen faktör sermayenin `beklenen kârlılığının` 1980 öncesi döneme oranla azalmış olmasıdır. Türkiye'de özel tasarruf oranlannın reel faiz oranlanndaki değişmelere olan duyarlılığı güçlüdür. 1980 sonrası yüksek faiz politikalannın tasarruf oranını etkilemesi yanında, tasarrufların alternatif servet saklama araçlan arasındaki dağılımını banka mevduatlan lehine değiştirdiği söylenebilir. Faiz politikalannı uygulanan diğer politikalardan soyutlayarak değerlendirmek mümkün değildir. Türkiye'de 1980 sonrası dönemde de kamu açıklannın azaltılması alanında önemli güçlüklerle karşılaşılmış, yüksek ve planlanan üzerinde gerçekleşen kamu açıklan, bütçe gelişmelerinden bağımsız para (faiz) politikalan izleme olanağını ortadan kaldırmıştır. Kamu açıklannın finansmanında giderek ağırlık kazanan ve yüksek boyutlara ulaşan iç borçlanma faiz oranlannın yüksek ve değişken bir seyir izlemesine yol açmış ve faiz politikalannın başansını sınırlayan temel faktörlerden birisi olmuştur.Türk ekonomisinde 1980 sonrası dönemde gözlenen gelişmeler, ekonomide istikrar ve yapısal değişim çalışmalarının sadece talep ağırlıklı makro ekonomik politikalar ve faiz politikaları yoluyla gerçekleştirilemeyeceğine, bu politikaların ekonominin arz yönünü güçlendirici politikalarla desteklenmesi gereğine işaret etmektedir. VI 03. Summary Indexation of nominal bank interest rates to the current (or expected) rate of inflat,on has become an integral element of the short term `stabilization` and long-term `structural adjustmen` policies implemented in Turkey since 1980. However, a critical assessment of the effects of (high) interest rate policies indecante to the fact that, whilst same policy objectives-notably, improvement in the balance of payments and substantial growth of bank time deposite-have been archived, many of the stabilization and structural adjustment objectives have failed to be realiset, withthe high inflation problem stil continuing as a mayor policy concern for the economy. Contrary to the expectations, the high interest rate policies have failed to restore price stability and decelerate the high rate of inflation, as price increases were farther fueled by constant cost rises partly due to exorbitantly high cost of harrowing to finance operating capital by firms. Constant cost rises (causing upward shifts in firms suplly curves ) together with relatively sluggish aggregate effective demand, have led to the emergence of stagflationary trends in the Turkish economy during the recent years. It is observed that both public and private fixed capital investments have stagnated since 1980, with the manifacturing industry investments being affected most adversly. However; whilst the rising cost of capital may have definitely effects the investment demand to a certain extent, It appears that the fall in the `expected profitibility` of capital since 1980 can be regorded as the major factor responsible for the slower expansion of productive capital stok during the same period. Empirical findings of the proses study suggest that, in the Turkish economy, private saving are stongly sensitive to the changes in real interest rates and are determined largely by per capital real permanent income level. Thus, the major contribution of high interest rates has been rahther in the area of shifting a given level of savings from out of `unproductive` inflation hedges (e.g. gold, real estate, foreign currency, consunmer durables etc.) into presumably `productive` domestic financial assets, mainly bank time deposits. Nonetheless; it should be stressed that it is impossible to asses the effects of the interest rate policies in isolation from other policies concurrently implemented. It is apparent that the Turkish policy authorities have met with substantial difficulties in controlling goverment budget deficits and VIIreducing them to the levels consistent with lower rates of monetary expansion, also during the 1980s. As a result, it has become almost impossible to pursue money, credit and interest rate policies independent from the budget trends. Increased role of public harrowing in meeting PSBRs and the resultant growth in public dept stock can reasonably be singled out as the most important factor responsible for the high and erratic trend of market interest rates in recent years. The result of stabilization policies accompanied by high interest rate policies indicate to the fact that, the objectives of stability and structural adjustment can not be achieved only through demand side macroecomomic policies and interest rate exchange rate policy etc., but must be reinforced by policies and measures aimed at strenghthening the supply-side of the economy. VIII
Collections