XVI. ve XVII. yy. Osmanlı tekstil ve çini sanatında sümbül motifi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Türklerde, daha yerleşik yaşama geçmedikleri dönemlerden beri, kumaş dokuma sanatının da halı ve kilimin yanı sıra önemli bir yeri olmuştur. En basit bir gündelik eşyayı üretirken bile önemli bir sanat eserine yakışacak özeni gösteren Türk anlayışı ve duyarlığı, giderek dokumacılığın da adeta resim ya da süsleme sanatına eş bir sanat düzeyine yükselmesine yol açmıştır. Osmanlı döneminde dokumacılık çok daha ileriye gider. Hemen her üretim dalında olduğu gibi, dokumacılık da sıkı bir lonca denetimi altında uygulanır. Özellikle üretilen malların üstünlüğü kumaşların titizlikle denetlenmesindendir. Bu denetim Türk kumaşlarının bütün dünyada en değerli lüks mallar arasında sayılmasını sağlamıştır. 15. yüzyıldan itibaren en önde gelen dokuma merkezi Bursa' dır. Daha sonraki yüzyıllarda bu kent dokumalarıyla önderliğini sürdürmüştür. İstanbul (Üsküdar) ve Bilecik kadife dokumalarıyla, Bergama ve Denizli pamuklularıyla, Ankara yünlüleriyle, Amasya desenli kumaşlarıyla ün yapmıştır. Her alanda olduğu gibi dokumacılıkta da en büyük gelişme XVI.yuzyılda gerçekleşmiştir. Bu yüzyılın ikinci yansında İstanbul'da 250'nin üstünde dokuma tezgahının çalıştığı, bunların 80'den fazlasının saraya bağlı olduğu, kaynaklarda yazılıdır. Bu saray tezgahlarında özellikle sırma ve simle dokunan değerli kumaşlar, kadife ve ipekliler üretilir. Dokumalar kullanılan malzeme ve dokuma çeşidine göre çeşitli adlar alırlar. Bu dokumaların en tanınmışları; çatma, seraser, kemha, serenk, diba, sof ve canfesdir. VOsmanlı dokumaları, başta çini olmak üzere başka süsleme alanlarında da kullanılan aynı motifleri içermektedir. Bunların başlıcaları çoğunlukla yinelenen sıralar halinde düzenlenmiş lale, karanfil, gül, sümbül gibi bitki motifleridir. XVI. Yüzyılda Osmanlı sanatında bir başka parlak dönem yaşayan sanat dalı halı sanatıdır. Bu dönemin en önemli halıları Uşak çevresinde yapılan ve Uşak halısı diye anılan halılardır. Uşak halılarının özelliği halıyı çevreleyen bir bordur ile orta yerdeki tam ve köşelerdeki çeyrek madalyon motifleridir. Ana renkleri kırmızı, lacivert, san daha az olarak da yeşil, mavi ve siyahtır. Küçük madalyonların sonsuz sıralar halinde dizildiği Uşak halıları da çoktur. Motiflerine göre kuşlu, yıldızlı, kaplan çizgili, pars benekli çintemani Uşak halıları da vardır. XVI. Yüzyılla birlikte Bergama çevresinde üretilen Bergama halıları da görülmektedir. XVI. yüzyılın ikinci yansında Osmanlı saray halısı adı verilen bir halı çeşidi ortaya çıkar. Osmanlı saray halıları hem teknik hem de dekoratif düzen anlayışı bakımından farklıdır. Bu halıların atkı ve çözgüleri ipekten, düğümleri ise iyi işlenmiş yünden bazen de pamuktan yapılmıştır. Düğüm olarak Sine düğümü kullanılmıştır. Bu düğümün ince olması nedeniyle saray halılarında motifler daha ayrıntılı ve nettir. Bu halıların desenleri klâsik Osmanlı süsleme sanatında görülen kıvrık dallar, rozetler, nar, sümbül, lale, karanfil, gül gibi çiçeklerdir. En değerli saray halıları İstanbul ve Bursa' da dokunmuştur. Osmanlı sanatında işleme sanatının örneklere dayalı incelemesine XVI.yuzyıldan itibaren başlanır. Türk işleme sanatı, iğne denen nakış türleri açısından çok zengindir. Giyim kuşam ve diğer kullanım eşyalarını bezeyen bu işlemelerde hiç bir nesne doğal biçimiyle karşımıza çıkmaz: Bu yüzyılın ustaları biçimleri usluplaştırarak ve soyutluyarak işledikleri her desene kendi yorumlarını ustalıkla katmışlardır. Bu dönemde işlenmiş olan en gözde bitkisel motifler nar çiçeği, lale, karanfil, zambak, sümbül, yaban gülü, enginar ve çınar yaprağıdır. VIYüzyılın başlarında genellikle dallardan ve yapraklardan kopuk olan çiçeklerin yüzyılın sonlarına doğru gelindiğinde sert kıvrımlı dalların çevresinde toplanması XVII. yüzyıl üslubunun habercisi olmuştur. Tek renkli işlemelerde gümüş veya altın rengi, çok renkli örneklerde domates kırmızısı, lal rengi, çivit mavisi, yeşil, beyaz, san ve bej, tonlarıyla kullanılmıştır. Kompozisyonlar, işlenen parçanın biçimine ve işlevine uygun olarak ya bütün yüzeyi kaplar ya bordürler oluşturur, ya da serpme motifler halinde düzenlenmiştir. Bazı kompozisyonlar tek bazıları da çok motiflidir. İşlemeler ince keten, ipek, ipek atlas ve kumaş inceliğinde deri üzerine yapılmıştır. Doğal boyalı ipek iplikler ince çekilmiş metal iplikler ve metal plakalar üstüne kakılmış zümrüt, yakut, inci gibi değerli taşlar kullanılmıştır. Osmanlı çini sanatının en ihtişamlı örneklerini XVI.yüzyıl İznik çinileri oluşturur, İznik'te 14.yüzyılda başlayan çini üretimi, önemini günden güne arttırarak 17.yüzyıla kadar sürmüştür. XVI.yüzyılın sonu ile XVH.yüzyılın başlarında üretilen çini ve seramiklerde renk sayısının arttığı görülmektedir. En belirgin özellikleri sıraltında hafif kabarık mercan kırmızısı kullanılmış olmasıdır. Mavi, yeşil firuze, beyaz renkler yanında bazen pembe ve kahverengi yer almıştır. Bu dönem eserlerinin süslemesinde, diğer sanat dallarında olduğu gibi lâle, karanfil, sümbül, menekşe, nar çiçekleri, bahar dallan, üzüm salkımları ve asma yapraklarının desen olarak kullanıldığı çini ve seramikler doğadan bir kesit yansıtmışlardır. Hayvan figürlü çiniler de bu dönemde üretilmiştir. XVII.yüzyılda çinilerin bezenmesi desen açısından zenginliğini henüz yitirmemiştir. Bu yüzyılın sonuna doğru kırmızı renk önemini yitirerek ortadan kalkmıştır. Egemen olan renk hafif maviye çalan bir tür yeşildir. Dönemin sonuna doğru belirginlik kazanan motif selvidir. VII SUMMARY Textile weaving, additional to Carpet and rag, has always occupied an important place in the history of Turkish people. The tremendous care and effort have been put in an artistic sense even for producing simple daily items which led the weaving to be considered as an art equivalent of the fine arts such as decorative painting. During Ottoman Empire, the art of weaving had shown a further progress. Weaving, like the other branches of productive works was performed under the regulations set by the establishment of Lonca. The high level of quality attained in weaving can be attributed to the detailed control mechanisms carefully applied for the products. Due to this fact, Turkish clothes have always been considered among the most valuable items worldwide. Bursa has been known as the leading weaving center since XV. Century. The other centers, Istanbul (Üsküdar) and Bilecik have been famous for velvets, Bergama and Denizli for cottons, Ankara for wools and Amasya for decorated clothes. The sixteenth century is known as the period of time during which the progresses have been achieved at ultimate levels in various fields such as in the art of weaving. It has been reported that more than 250 weaving looms were in operation in Istanbul and more than 80 of them belonged to the premisses of Ottoman Sultans Palace. Particularly, sırma and sim woven valuable clothes, silk and velvets are produced at such places. Various names have been given to such woven clothes according to the materials and the weaving techniques used such as çatma, seraser, kemha, serenk, diba, sof and canfes. The Ottoman clothes had similar motives such as tulip, carnation, rose, hyacinth which were also used in other decorative art works.. Another very succesfüll productions of the Ottoman art in XVI. Century have taken place in the field of carpets. The most famous carpets were produced in the Uşak VIIIregion. The characteristics of the Uşak carpets are the full medallion motives in the center and in the border circumferencing the carpet and the quarter medallion motives in the corner parts. The main colours of these motives are mostly red, deep blue, yellow and to a lesser amounts green, blue and black. Some Uşak carpets had continously lined small medallions. According to the types of motives used, Uşak carpets are also found with motives such as bird, star,tiger lines pars spots and çintemani. Carpets were produced also in Bergama in the XVI. century. A type called the Ottoman Palace carpet were produced in the second half of the XVI. century. These carpets had different techniques and decoration characteristics. The weft and warp were silk and the knots were wool or cotton. Knots were sine type which being fine in character have resulted in clear and detailed appearances of the motives. The figures used in these carpets were curved branches, rosettes, pomegranates, hyacinths, tulips, carnations and roses which also appeared in the Ottoman docoration art. The most valuable examples of these carpets were produced in Istanbul and Bursa. Turkish embroidery has been famous especially for needle works since the XVI. Century. These works wich were not natural in appearance were used in the personel clothings and other personel items. The craftsmen have developed their own style and patterns. The most popular motives used in this period were pomegranate flower, tulip, carnation, lilly, hyacinth, wild rose, artichoke and plane tree leaves. The flowers being isolated from the branches and the leaves at the beginning of this century were placed as gatherings around sharply curved branches which were considered as an indication of the style used in the XVTI. Century. In the one-colour works, silver or gold colour and in the multi- colour works, tomato red, carmine, indigo blue, green, white, yellow and beige colours were used in various tones. The compositions used depended on the shape and the use of the material, either covered the all surface or formed borders or existed in the scattered forms. Some compositions had one and some had multi motives. The works were applied on the thin linen, silk, IXsatin and very thin leathers. Naturally dyed silk thread, very thin metal wires and emeralde, ruby, and pearls placed on the metal plates were used in these works. The most elegant works of the ceramic art, namely, the İznik ceramics were produced in the XVI. Century. The ceramic art started in the XTV. Century in İznik and gradually progressed towards the XVII. Century. The ceramic works produced at the beginning of the XVII. Century had increasing number of colours. The most characteristic feature of them is the curbed coralline red used underneath the glazed surface. Blue, green turquoise and white were used with the occasional uses of pink and brown. In this period, tulip, carnation, hyacinth, violet, pomegranate flowers, spring branches, grape clusters and vine leaves were used in the ceramic works. Animal figures also existed. The progress in ceramic works have also continued in the XVII. Century, the colours changed from the red style to the blue- green style towards the end of this century. X
Collections