Beykoz ve günümüz Türk camı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ıu ÖZET Cam 5000 yıldan beri, toplumların yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Üretiminde doğal hammadde ve enerjinin yanısıra insanın yaratıcı gücünün de katılması, sanatsal anlatımlar için daima bir araç olmasını sağlamıştır. Bu özelliğiyle de, günümüzde sanayi haline gelmesine rağmen, sanatsal anlatım kişiliğini koruyabilmiştir. Bir çok medeniyetin beşiği olan Anadolu'da da, her dönemde cam sanatı ile uğraşılmış, çok parlak örnekler verilmiş ve bu gelenek günümüze kadar ulaşmıştır. 19. yüzyıl geleneksel Osmanlı-Türk cam sanatı dendiğinde akla gelen `Beykoz camlan` genelde kendine özgü şekil ve desenleriyle o dönemin zevk ve yaşam kültürünü belirli ölçüde bizlere yansıtmaktadır. Her ne kadar Osmanlı cam sanatı, diğer sanat dallan kadar hızlı bir gelişim göstermemiş ve uzun süreli varlığım koruyamamış ise de, Türk camcılığının 17.,18. ve 19. yüzyıllarda başanlı dönemler yaşadığını biliyoruz. Zaman içinde çeşitli nedenlerle camcılık sanatında yaşanmış olan krizler, Türk cam sanatının hızlı gelişimini önlemiştir. Bu olumsuzluğa neden olan en büyük etken o yüzyıllarda Avrupa'nın cam merkezleri olarak bilinen Venedik, Bohemya ve Fransa'dan çok miktarda cam ithal edilmesidir. Bilindiği üzere bu merkezlerde, Osmanlı ve Doğu zevkine uygun pek çok cam eşya üretilmiş ve ihraç edilmiştir. İthal edilen bu camlar karşısında Türk camcılığı maalesef varlığım koruyamamış ve 19. yüzyılın sonlan 20. yüzyılın başlanna doğru pek çok cam atölyesi ekonomik krize girmiş ve faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. İşte bu nedenle Beykoz camcılığı, 20. yüzyılın başlanna doğru zaman içinde yok olup gitmiştir. Günümüzde, pek çok müze ve özel koleksiyonlarda yer almakta olan Beykoz camlan bir dönemin geleneksel Türk camcılık sanatını temsil etmektedir. IV SUMMARY For 5000 years, glass has served mankind, not only in a versatile practical capacity, but also as an aesthetic medium. Creativity is the yeast which transforms raw materials and energy into a vehicle of artistic expression. Despite the mass production methods of our times, the aesthetic dimension of glass has not diminished. In Anatolia, the cradle of many civilisations the art of glassmaking can be traced back to antiquity. Articles of exquisite beauty have been produced here in the past, and glassmaking today remains a living tradition. Nineteenth century Ottoman Turkish glassware is typified by `Beykoz glass`. Whose distinctive forms and designs reflect the tastes and lifestyles of their time. Although in comprasion to other Ottoman Turkish arts, glass never achieved consistent and sustained development, sporadic peaks of fine ware occurred in the seventeenth, eighteenth and nineteenth centuries. Foremost among the problems which hindered the progress of glass making in Turkey over the centuries was the importation of large quantities of glass from Venice, Bohemia and France. These major centres of European glass production manufactured export ware designed specifically to appeal to Ottoman and oriental tastes. The Turkish glass industry which flowered in the early nineteenth century was unable to compette, and many glass works closed down in the late nineteenth and early twentieth centuries. The same fate was in store for Beykoz glass, which stopped being produced in the early twentieth century. Beykoz glass, which can be seen in many of Turkey's museums and private collections today, can be said to represent the Turkish glass making tradition of earlier centuries.
Collections