İleri karanlık oda teknikleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Konuya yabancı pek çok kişiye `Fotoğrafin keşfi hangi malzemenin keşfi ile ortaya çıkmıştır` diye sorulacak olsa kuşkusuz çoğunluğun vereceği yanıt `Fotoğraf makinası` olacaktır. Halbuki günümüzde kullandığımız teknoloji harikası fotoğraf makinalannm atası olan, `karanlık kutu` anlamına gelen `Camera Obscura`nın Rönesans dönemi ressamlarından olan Leonardo Da Vinci tarafindan bile resim yapmak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Hatta Camera Obscura'nın kullanımına ait çok daha eski kayıtlara rastlamakta mümkündür. Camera Obscura sayesinde görüntü düz bir yüzey üzerine düşürülebilse de asıl sorun bu görüntünün kalıcı hale getirilebilmesi yani kayıt edilebilmesiydi. İşte bu kayıt `duyarlı malzemenin` keşfi ile gerçekleştirilmiş oldu. Duyarlı malzeme belli bir süre ışığa maruz bırakıldığında üzerine düşürülen görüntüyü, resmin hiç bir zaman başaramayacağı kadar aslına sadık bir biçimde kaydetme yeteneğine sahipti. Duyarlı malzemenin, diğer adıyla emülsiyonun bulunmasıyla beraber fotoğraf keşfedilmiş oldu. Keşfedildiği yıllarda emülsiyon ışığa duyarlı bir malzeme olmasına karşın, duyarlılığının çok düşük olması nedeniyle pozlandırma süresi çok uzundu, dolayısıyla hareketli konular çekilemiyordu. Bu nedenle ilk araştırmalar emülsiyonunun duyarlılığını artırmak yönünde oldu. Bugün kullandığımız yüksek hızlı filmlere ulaşmak için uzun yılların geçmesi gerekmişti. Günümüz filmleri için üç ayrı hız kategorisi belirlenmiştir. Düşük- orta ve yüksek hızlı filmler. Filmin hızı arttıkça gren yapısı büyümektedir. Dönemin araştırmacılarının en büyük çabası ise gren yapısını büyütmeden duyarlılığın arttırılması yönündeydi. Bu sayededir ki keşfedildiği ilk yıllarda dakikalarca süren pozlandırma işlemi, günümüzün modern emülsiyonlarında 1/8000'lik bir perde hareketine rahatlıkla tepki verebilecek seviyeye yükseltilmiştir. vmFilmin gren yapısındaki irileşme özel amaçlar dışında istenmeyen bir durumdur. Bu nedenledir ki film üreticileri film duyarlılığını gren yapısını büyütmeden artırabilmenin yollarını sürekli araştırmaktadır. Bu açıdan gelinen en son nokta Kodak firmasının geliştirdiği Tmax (ezik gren) filmlerdir. Bir filmde aranan önemli diğer bir nitelikte rezülasyon, yani ayırma gücüdür. Milimetrede ki çizgi ayırma gücü olarak tanımlanan rezülasyon görüntünün keskinliği ile ilişkilidir. Gren yapısı büyüdükçe ayırma gücü de zarar görür. Buna karşın keskinlik, aynı zamanda görsel bir izlenim olması nedeniyle ışığın yönü, kontrast, akütans gibi diğer değişkenlerden de etkilenir. Kenar keskinliği anlamına gelen akütans ise bir tondan diğer tona geçişteki keskinlik anlamındadır. Tıpkı ayırma gücü gibi akütans da görsel bir izlenim olması sebebiyle ışıklandırma, kontrast, gren büyüklüğü gibi değişkenlerden etkilenir. Filmin ışığa karşı duyarlılığının arttırılması çabalan, insan gözünün duyarlı olduğu dalga boyundaki renklere karşı duyarlılığının da artırılması çabalarıyla paralel ilerlemiştir. Başlangıçta sadece mavi bandına duyarlı olan emülsiyonun, önce yeşil duyarlılığı arttırılmış, son olarak da kırmızı duyarlılığı arttırılarak günümüzün, tüm renklere karşı eşit duyarlılıkta olduğu idda edilen Pan-chromatic emülsiyonlara ulaşılmıştır. Pozlandırma sonucunda film üzerine kaydedilen `gizli görüntü` banyo işlemi sonrasında görünür hale gelmektedir. Elde edilen negatif görüntünün yapısal karakteri pozlandırmanın yamsıra banyo esnasındaki değişkenlere de bağlıdır. Banyonun süresi, ısısı, konsantrasyonu, kullanılan geliştiricinin tipi ve çalkalama düzeni bu değişkenlerin başlıcalandır. Bu araştırma kapsamında tek bir film (Orwo 125 Asa) kullanılarak bu değişkenlerin filmin yapısal kontrastı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ayrıca piyasada mevcut, 3'ü C-41 banyosunda, 20 tanesi ise S/B banyoda geliştirilen toplam 23 adet siyah-beyaz film, karakteristik eğrileri, renk duyarlılıkları, ayırma güçleri, gren yapılan ve eşdeğerlik sapmalan açısından çeşitli testlere tabi DCtutulmuş ve filmler birbirleriyle kıyaslanarak pratik açıdan kullanışlı veriler sunulmuştur. If you ask to many people who are foreign to the subject the question `Which material was discovered in order to discover photography?`, most of them will certainly say that it is `Camera`. However it is well known that `Camera Obscura` which means dark box and which is the forerunner of all cameras, a miracle of technology which we use today was also used by Leonardo Da Vinci, a painter of Renaissance period in order to paint his pictures. Even it is possible to find much more older records of the use of Camera Obscura. Although it was possible to reflect the image on a flat surface, the main problem with Camera Obscura was to make the image permanent, namely to record it. And this recording was obtained with the discovery of `sensitive material`. The sensitive material had the ability to record the image which was reflected on it much more exactly than the picture can do by itself when it was subjected to light for a certain time. With the finding of sensitive material or emulsion, photography was discovered. Although emulsion was a material sensitive to light in the years that it was discovered, the duration of exposure was very long because its sensitivesness was very low. Therefore moving subjects couldn't be photographed. For that reason the aim of first researches was to increase the sensitiveness of emulsion. In order to reach the films with high speed which we use today many years had to pass. The different categories of speed is determined for the films of today. Low speed, intermediate and fast speed films. When the speed of film increases, granule structure enlarges. The biggest effort of the researchers of the period was to increase the sensitiveness without enlarging granule structure. With these efforts the process of exposure which was lasting for minutes in the first years of discovery has been XIincreased to a level which can react easily to a screen movement of 1/1000 in the modern emulsions of our day. The becoming large of the structure of granule in the film is a situation which is not desired except special conditions. For that reason film producers are continually researching the ways that will increase the sentiveness of the film without enlarging granule structure. The latest point that is reached in this context is Tmax (crushed granule) films developed by the firm Kodak. Another important quality that is desired in a film is resulation, or namely power of seperating. Resulation which is defined as the power of separating the lines in a milimeter is related to the exactness of the image. As the granule structure enlarges, the power of seperation gets damaged. In contrast to this, exactness is influenced from other variables such as the direction of light, contrast and acutance because it is a visual impression. And acutance which means edge sharpness is exactness of passing from one tone to the other. Like power of separating, acutance is also influenced from variables such as illumunation, contrast, grunale largeness. The efforts to increase the sensitiveness of film to light has advanced in parallel to the efforts to increase the sentiveness of it to the colors in the wave lenght to which human eye is sensitive. Emulsion which was sensitive to only blue band in the beginning was made firstly more sensitive to green. At the last red sensitiveness has been increased and Pan-chromatic emulsions which are claimed to be equally sensitive to all colors has been obtained in our day. The `secret image` which is recorded on the film after exposure is made visible after the process of bathing. The structural character of the negatif image that is obtained depends on the variables during bathing besides exposure. The most important of these variables are the duration of bathing, its temperature, type of the developer that is used and pattern of agitating. xnIn this research the influence of these variables on the structural contrast of the film has been examined by using only one film (Orwo 125 Asa). In addition a total of 23 black-white films which are sold in the market and of which 3 is developed in C-41 bathing and of which 20 is developed in S/B bathing have been subjected to tests for their characteristic curves, colors sensitiveness, power of seperating, granule structure and equal value deviation and practically useful data has been presented to the reader by comparing these films. xm
Collections