Çağdaş Türkiye sanatında üretim tüketim ilişkileri ve bu ilişkilerdeki aksamalar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Atatürk'ün 1922'de yaptığı bir konuşma ile başlayan Türk halkının plastik sanatlarla olan ilişkisi, o günden bu yana büyük bir aşama kaydetmiş, çeşitli sorunlara rağmen günümüze kadar gelmiştir. Ancak çağdaş sanatın toplumumuzda daha da yaygınlaştırılabilmesi için bazı reform çalışmaları gerekmektedir. Bu tezin amacı Avrupa Topluluğu süreci ile birlikte artık farklı bir yola giren Türkiye'nin, çağdaş sanat yaşamında ihtiyaç duyduğu kültürel reformların gerçekleştirilebilmesi için gerekenleri saptamaktır. Sanata ve sanatçıya olan etkilerini araştırabilmek için, üretim ve tüketim kavramlarının incelenerek başlandığı bu çalışmada, Türkiye'de sanatsal üretimin Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan itibaren nasıl bilinçli olarak geliştirildiği, üretilip tüketildiği ve sanat eğitimi veren kurumların zaman içinde nasıl çoğaldığı ele alınmıştır. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında başlayan, ancak, ne yazık ki, kısa bir zaman sonra enerjisini yitiren ve Türkiye'nin sosyal yapısına tam olarak uymadığı için de sorunlara sebep olan reform çalışmalarını bir model olarak kabul etmemek imkansızdır. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen, Cumhuriyet'in ilânının hemen sonrasında yapılan bu reformların günümüz sanatında değişik şekillerde ortaya çıkan izlerini görmek hâlâ mümkündür. Çağdaş sanatın yaygınlaştırılmasının yanısıra, ciddi bir reform çalışması gerektiren bir diğer konu da sanatsal belleğin kaydıdır. Aslında, son zamanlara kadar Türkiye'de tarafsız kaydın çok da yapılmadığı bilinen bir gerçektir. Bu araştırmada, Cumhuriyet döneminde uygulanan kültür reformlarına dahil olan müzelerin, o zamanlardan beri hemen hiç bir değişiklikgöstermeyerek atıl ve sorunlu bir biçimde durduğu, bu konudaki sivil girişimlerin ise daha güncel müzecilik anlayışlarını benimseyerek yeni arayışlara yöneldiği tespit edilmiştir. Kültür ve sanat konusunda en başta akla gelecek kurum, Kültür Bakanlığı olmasına rağmen, çağdaş sanat müzeciliği konusunda sivil kuruluşlar daha aktif ve başarılı görünmektedirler. Kültür Bakanlığı, plastik sanatlara karşı olan kayıtsızlığını, sadece hükümetin iktidarını meşrulaştıracağı zamanlar bozmuş, çoğu zaman meydanlara konan heykellerle gücünü ispat etmeye çalışan devlet, dünyanın tüm ülkelerinde zaman zaman olduğu gibi, yapılanın sanata bir katkı olduğunu iddia etmiştir. Reform gerektiren bir üçüncü alan ise sanat eğitimi sistemidir. Değişik eğitim sistemleri tartışılırken, müzelerdeki eğitim modelleri üzerinde durmakta fayda görülmüştür. Buradan hareketle, çağdaş batı toplumlarında, müzeciliği, sanat eserlerinin sergilenmesi olarak gören bir anlayışın artık çok ötesine geçildiği ve çağdaş müzelerin çeşitli eğitim kurumları ve içlerinde bulundukları kentlerle organik ilişkiler içinde oldukları gösterilmiştir. Çalışmanın bir diğer bölümünde, sanatçının eserlerini tüketime sunması sürecinde karşı karşıya geldiği kişi ve kurumları da irdeliyerek, sanatçıların galerilerle ilişkileri, küratörlük sistemi ve medya-sanatçı ilişkisi sorgulanmıştır. Ayırabildiği kaynaklar itibariyle, etkin bir konumda olduğu düşünülen özel sektör ve özel sektör - sanatçı ilişkisi de bu bölümde ayrıca incelenmiştir. Bir sonraki bölümde ele alınılan sanatçıların hukuksal hakları kısmında, UNESCO'nun sanatçı hakları için önerdiklerinin bu çalışmaya eklenmesinin yanısıra, telif haklarının ne ifade etmesi gerektiği de vurgulanmaya çalışılmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünden sonra gelen eklerde ressam Taner Ceylan ve İsmet Doğan, seramik sanatçısı Burcu Karabey,sosyolog ve küratör Ali Akay, küratör Vasıf Kortun ve galerici Yahşi Baraz ile yapılan röportajlar çalışmaya eklenmiştir. Bu röportajların kullanılmasındaki ana neden ileride bu çalışma okunurken sanatla değişik biçimlerde ilgili kişilerin ağzından dönemin sorunlarının aktarılmak istenmesidir. ABSTRACT The relationship between the Turkish people and plastic arts, which dates back to a speech given by Atatürk in 1922, has developed considerably with respect to its earlier days and, despite problems, has reached this day. Yet various reforms are needed for contemporary arts to spread more widely in modern Turkish society. The aim of this thesis is to identify the necessary cultural reforms that Turkey needs, as the country enters a different path at the onset of a closer relationship with the European Union. Starting with an analysis of two concepts, production and consumption, vis-a-vis their impact on art and artists, this work investigates how, via deliberate policies, art production and consumption were consciously developed in Turkey and how the number of educational institutions teaching art were increased over the years since the formation of the republic. It is impossible not to accept the attempts to reform, which started with the foundation of the republic, as a model in their own right. After all these years since the introduction of these reforms, it is still possible to detect the effects of these reforms in contemporary Turkish art. In addition to making contemporary art more accessible to the general public, another area that requires reform is the recording of artistic memory. It is well known that up until very recently objective recording of artistic memory was not much done in Turkey. It has been determined in this work that the museums that were part of the cultural reforms in the early years of the republic are all imbedded with various problems and are in a state of inertia. Non-governmental institutions, by contrast, have adopted more contemporary and modern styles of museummanagement. Even though the first institution that comes to mind in connection to contemporary art should be the Ministry of Culture, civilian institutions appear to be more active and successful in contemporary art museum administration. Ministry of Culture has altered its indifference to plastic arts only when it needs to legitimize the government's power. The state has attempted to show its power by placing sculptures in public squares and, as in many other places in the world, has claimed this to be a contribution to art. A third area that requires reform is the system of art education. In discussing alternative systems of education, it was found useful to examine museums and the education conducted therein. It is shown that in contemporary western societies, museum administration has gone much beyond an understanding that sees museums as places where art is simply exhibited. Modern museums are intertwined with various educational institutions and the cities they belong. In another part of the work, the individuals and institutions faced by an artist during the consumption of his/her work are examined and the relationship of the artist with galleries, curators and media are questioned. The private sector and the relationship of this sector with the artists have also been analyzed in this section. In the following section, where the legal rights of the artists have been examined, UNESCO's suggestions for artists rights have been added, alongside a discussion of what copyright laws should mean. The Results and Suggestions section is followed by interviews with painters Taner Ceylan and İsmet Doğan, ceramicist Burcu Karabey, sociologist and curator Ali Akay, curator Vasıf Kortun and gallery owner Yahşi Baraz. The main aim in including these interviews into the thesis is to convey, to thosewho might be reading this work in the future, the problems of the period in the words of the people who are involved in art.
Collections