Soğuk savaş sonrası dönemde uluslararası göç olgusu ve toplumsal güvenliğe etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Uluslararası sistemin anarşik yapısına bağlı olarak kavramsallaştırılan devlet merkezli güvenlik kavramı, Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte tekrardan ele alınmış ve ortaya çıkan yeni sorunlarla güvenlik kavramı genişletilmeye ve derinleştirilmeye çalışılmıştır. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle yeni bir güvenlik sorunu olarak ortaya çıkan `uluslararası göç` olgusu da güvenlik kavramının genişleme ve derinleşmesine paralel olarak devletleri etkileyen ve bu çerçevede toplumsal güvenliği ilgilendiren konuların başında gelmeye başlamıştır. Uluslararası göç, çok farklı kültürlerden oluşan insanların aynı sınırlar içinde yaşamasına neden olmuş, göçmenler ile `yerli` halk arasında kültürel, etnik, dil, din gibi toplumsal yapıyı etkileyecek sorunları ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmada öncelikle uluslararası güvenlik kavramı uluslararası ilişkiler teorileri ışığında, tarihsel süreç içerisinde ele alınmış ve sonrasında Kopenhag Okulu ile yaşadığı genişleme ve derinleştirme süreci incelenmiştir. Daha sonra güvenliği etkileyen en önemli konulardan olan uluslararası göç kavramı ve göçe neden olan konulara değinilerek göç teorileri hakkında bilgi verilmiştir. Son olarak ise uluslararası göçün toplumsal güvenlik üzerinde yarattığı etkiler üzerinden yapılan güvenlikleştirme hareketi ile devletlerin politikalarına yer verilmiştir.Bu çalışmanın amacı, `uluslararası göç` ile `toplumsal güvenlik` arasındaki etkileşimi inceleyen kapsamlı bir çalışmanın yapılmamış olmasından hareketle, Soğuk Savaş sonrası dönemde yaşanan uluslararası göç hareketlerinin toplumsal güvenliğe ne yönde, nasıl ve ne tür etkilerde bulunduğuna dönük sorulara cevap aramaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada `veri analizi` ve `tümevarım` yöntemleri kullanılmıştır. Bunun sonucunda elde edilen verilere göre, yaşanan uluslararası göç hareketleri, özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası toplumsal güvenlikle bağdaştırılmış ve toplumsal güvenliğin korunması için uluslararası göç hareketlerinin kontrol edilmesine ya da engellenmesine dair politikalar yürütüldüğü sonucuna varılmıştır. The concept of state-oriented security, which was conceptualized based on the anarchic structure of the international system, has been re-evaluated after the end of the Cold War and the concept of security has been expanded and deepened with newly emerging problems. The phenomenon of `international migration`, which emerged as a new security problem during the post-Cold War period, started to be one of the most important issues affecting the states and related to social security with the expansion and deepening of the security concept. International migration caused individuals from different cultures to live within the same borders, leading to problems that would affect the social structure such as cultural, ethnic, linguistic and religious relations between immigrants and `indigenous people`.In this study, initially, the concept of international security is discussed in the historical process based on international relations theories, and then the expansion and deepening process experienced with the Copenhagen School areanalyzed. Then, the concept of international migration, which is one of the most important issues that affect security, and the reasons behind migration, are addressed and information was given about migration theories. Finally, the securitization movement based on the effects of international migration on social security and state are discussed.The aim of this study is to determine in which direction, how and which effects did international migration have on social security during the Cold War period based on the fact that there was no comprehensive study that investigated the interaction between` international migration` and `social security`. Thus, `data analysis` and `induction` methods are used in the present study in accordance with the aim of the study. As a result of these data, it is concluded that the international migration movements, especially after the 9/11 attacks, have been connected with the social security and it has been concluded that policies for the control or prevention of international migration movements have been carried out for the protection of social security. The data collected in the study demonstrated that international migration movements, especially after the 9/11 attacks, are associated with social security and is concluded that policies for the control or prevention of international migration movements are adopted for the protection of the society.
Collections