Morfolojik bulgular ışığında kentsel sit sınırının belirlenmesi: Erzurum örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kentsel tarihi alanların korunmasına yönelik yaklaşımlar geçmişten günümüze tek yapı kapsamından alansal koruma kapsamına ulaşmıştır. Ancak ülkemizdeki kentsel korumaya ilişkin uygulamalarda yaygın olarak sit alanı sınırlarının tescilli yapıların varlığı ve yoğunluğu üzerinden belirlendiği gözlenmektedir. Oysaki mekân fiziki bir yapı olmanın ötesinde bir derinliğe sahiptir. Çok boyutlu ilişkilerin cereyan ettiği, ekonomik, sosyal, politik süreçlerin sonucunda şekillenmiş bir organizmadır. Bu ilişkiler örüntüsü içindeki değişimler bugünkü mekânı da düne göre farklı kılmakta katmanlaştırarak günümüze kadar getirmektedir. Dolayısıyla sit alanı sınırı ile tanımlanmış tarihi kent parçası olarak nitelendirdiğimiz alanı yalnızca anıtsal ve sivil mimari yapıların yoğunlaştığı alanların tespiti ile aramak yetersiz kalacaktır. Bu bağlamda korunması gerekli `tarihi kentsel alanın` sınırlarını kapsamlı bir kavrayışla belirleyebilmek, kent dokusunun katmanlaşma sürecinin okunduğu morfolojik çözümleme ile mümkün olacaktır. Bu çalışmada tarihsel-coğrafi yaklaşımla Erzurum kenti morfolojik gelişimi incelenmiş ve mevcut kentsel sit alanı kritik edilerek sit alanı sınırlarının belirlenmesine yönelik öneri ortaya konulmuştur. The approach conservation of urban historical sites has reached the scale of spatial protection in the single building scale from past to present. However, the boundaries are drawn by taking into account only the existence and density of the registered structures when determining the urban historical sites within the scope of our country's legislation. It should be noted that the space has a depth beyond being a physical structure. Space is an organism that multidimensional relations occur and shaped as a result of economic, social and political processes. Changes in the pattern of these relations makes the present space different from past and brings the layered space to the present. Therefore, identification of the site, that is defined by historical site boundary and is qualified as a historical urban part, will be insufficient by determination of areas where only monumental and civil architectural structures are concentrated. In this context; determination of `urban historical site` boundaries with a comprehensive understanding will be possible by morphological analysis of urban fabric that is studied separated into the layers. In this study, morphological development of Erzurum with historical-geographical approach was examined. The proposal for the determination of urban historical site boundaries was propounded by considering the existing urban historical site.
Collections