Die Akkusativergaenzung im Deutschen und ihre Entsprechung im Türkischen
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
TÜRKÇE ÖZET 18. yüzyılda başlayan karşılaştırmalı dilbilim çalış maları, art zamanlı olarak aynı dil ailesine mensup dillerin tarihi süreç içerisinde çeşitli dönemlerdeki gelişimlerini birbirleriyle karşılaştırarak araştır mayı amaçlıyor, ve bu yolla araştırılan dillerin or- jinal şekillerini saptamaya çalışıyordu. Bu tür kar şılaştırmalı dilbilimine `Tarihsel Karşılaştırmalı Dilbilimi (Komparatistik) ` adı veriliyordu. Bu yüzyı lın ikinci yarısından itibaren art zamanlı dilbilim çalışmaları yerini eş zamanlı çalışmalara bırakmıştır, Çünkü daha 18. yüzyılın başlarında yeryüzünde beşyü- ztin üzerinde dilin varlığı saptanmış ve diller arası akrabalık ölçüt olmaktan çıkmış, yerini yeni ölçütler almıştır. Böylece aralarında akrabalık İlişkisi bulun mayan, eş zamanlı olarak aynı yöntemle incelenen dil lerin benzerlikleri kadar farklılıklarının saptanması na da başlanmıştır. Bu yönteme de `Eş Zamanlı Karşı laştırmalı Dilbilimi (Kontrastivistik)` adı verilmiş tir. Ben de çalışmamda Almanca ile Türkçeyi L. TESNİERE'in kurduğu, G. HELBÎG, W. SCHENKEL, H. SCHU MACHER ve U. ENGEL tarafından geliştirilen bağımsal dilbilgisi modeline göre karşılaştırmalı olarak ince lemeye çalıştım ve konumu »Almancadaki `Akkusativer- gânzung` ve onun Türkçe Karşılıkları» başlığıyla sı nırladım.Çalışmamın birinci bölümünde bağımsal dil bilgisi (Yalenzgrammatik) ve terimleri hakkında tanım lar vererek onları açıklamaya çalıştım. » İkinci bölümde Almancada «Akkusativ`, `Akku- sativobjekt`, `Akkusativergfinzung` kavramlarını açıkla maya çalışarak, özellikle BAkkusativerg8nzungMun bağım sal dilbilgisi içindeki yerini belirlemek istedim. Üçüncü bölümde ise Türkçede Almanca `akkusa- tif `in karşılıklarını araştırarak cümle içindeki işle vini açıklamaya çalıştım. Dördüncü bölümde Türkçeye çevrilmiş olan Al manca kitaplardan örnekler seçerek bunları `Akkusativ- ergânzungnun Türkçe karşılıklarına göre sınıfladım ve Almancadaki nAkkusativergânzungwun IKirkçede 1. belirti li nesne, 2. belirtisiz nesne, 3. yönelme durumu, 4. çıkma durumu, 5. ilgeç 'ile(-le)1, 6. özne olarak veri lebileceğini saptadım. Beşinci bölümde ise bir önceki bölümdeki ör neklerden kırk tanesi seçilerek cümlenin çekirdeğini oluşturan yüklemin gerektirdiği öğeleri daha anlaşılır biçimde gösterebilmek için bağımsal dilbilgisine göre bu cümlelerin şemalarını çıkardım. Çalışmamın son bölümünde, özellikle yaptığım taramayla elde ettiğim sonuçları somut bir biçimde top luca göstermeye çalıştım. Bu çalışma ile ileride yapılacak daha kapsam lı karşılaştırmalı dilbilgisi çalışmalarına katkıda bu lunmayı diliyorum. ZUSAMMENFASSUNG (ALMANCA ÖZET) Mit den ersten vergleichenden Ansâtzen in der Sprachwis- Benschaft im 18, Jahrhundert beabsichtigte man, die Spra- chen innerhal`b einer Sprachfamilie in ihren geschichtli- chen Entwicklungsstufen miteinander diachronisch ver gi eichend zu untersuehen und dadurch ihre Ur f örmen zu rekonstruieren. Diese Art von Linguistik bezeichnete man als `historisch-vergleichende Sprachwissenschaft (Kompara- tistik)`. in der zweiten Hâlfte dieses Jahrhunderts traten an Stelle der diachroni senen Untersuchungen die synchro- nisehen in den Vordergrundj denn am Anfang des 18. Jahr hunderts waxen auf der Welt ungefâhr 500 Sprachen hekannt und die Verwandtschaftsbeziehungen zwischen den Sprachen waren nicht mehr das entscheidende Kriterium. Somit fing man an, die genetisch nicht verwandten Sprachen mitein ander synchronisch zu vergleichen, und die JShnlichkeiten wie auch die Differenzen zwischen ihnen festzustellen. Diese Untersuchungsmethode wird als `synchronisch-ver- gleichende Sprachwissenschaft (Kontrastivistik)'1 bezeichnet. Ich habe hier versucht, mein Thema `Die Akkusa- tivergânzung im Deutschen und ihre Entsprechung im Ttirki- schen` nach der Dependenz-Verb-Grammatik, die von L. TES- NIERE begrtindet und von den and eren Linguisten wie G. HELBIG, W. SCHENKEL, H. SCHUMACHER und U. ENGEL weiterent- wickelt wurde, kontrastiv zu untersuchen. Im ersten Kapitel habe ich versucht, die Depen- denz-Yerb-Grammatik und deren allgemeine Begriffe zu er- lautern.Im zweiten Kapitel habe ich den Begriff `Akkusa- tiv`, das Akkusativobjekt und seine Ausdrucksf örmen, die Akkusativergânzung und ihr Stellenwert in der Dependenz- Verb-Grammatik erlâutert. im dritten Kapitel habe ich diesmal den Begriff `Akkusativ` im Türkischen erklârt und festgestellt, daB er hinsichtlich seiner Funktion im Satz als ' (belirtili- belirtisiz) nesne' bezeichnet wird, im vi erten Kapitel habe ich mich bemüht, die türkischen Entsprechungen der Akkusativergânzung im Deut- schen festzustellen. Dabei habe ich die aus versch&edenen ins Tiirkische übersetzten deutschen authentisch-literari- schen Werken beliebig entnomraenen satze bearbeitet. Nach den Folgerungen dieser Bearbeitung ist die Akkusativergân zung im Deutschen als 1. 'Belirtili nesne», 2. 'Belirtisiz nesne', 3, Datiır, 4. Ablativ, 5. 'îlgeç ile(-le)', 6. No- minativ (in der Funktion von Subjekt) im Türkischen wie- derzugeben. im fünften Kapitel habe ich vierzig Beispiele aus den im vierten Kapitel bearbeiteten Beispielsâtzen gewahlt und ihre Satzbauschemata nach der Dependenz- Verb-Grammatik aufgestellt, um die Satzbauplâne dieser Beispielsâtze zu veranschaulichen. im letzten Kapitel meiner Studie habe ich ver- sucht, die durch die obenerwahnte Bearbeitung erzielten Ergebnisse zusammengefaBt und konkret zum Ausdruck zu bringen.
Collections