Şer`iye sicillerine göre 17. yüzyılda Bor`da sosyal ve ekonomik hayat
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırmada XVU. yüzyıla ait beş adet seriye sicil defteri temel alınarak Bor kasabasının sosyal ve ekonomik yapısı tasvir edilmeye çalışılmıştır. Bor ve çevresi ilk çağlardan beri iskân edilmiş ve Malazgirt savaşından sonra, Anadolu'nun fethiyle beraber Türk hakimiyetine geçmiştir. Önceleri Danişmendliler ve Anadolu Selçukluları olmak üzere Bor ve çevresi sırasıyla Eretna ve Karamanoğullan beyliklerinin hakimiyet sahaları arasına girmiş, son olarak da 1471 yılında Osmanlı idaresine malolmuştur. Bor, 1518'de Bor nahiyesinin merkez köyü durumundayken 1584'te de Bor kazasının merkez kasabası olmuştur. Bu idarî statüsünü XVII. yüzyıl boyunca da devam ettirmiştir. Kanunî dönemi başlarına ait tahrir defterleri ve seriye sicillerine göre Bofa Türkmenlerin Kayı, Kınık ve Büğdüz boylarının oymakları yerleşmişlerdir. Söz konusu tahrir defterlerine kaydedilen ve kendilerine Karamanlılar denilen az sayıdaki gayr-i müslim unsur da VUI-X. yüzyıllarda Bizanslılar tarafından Bor'a iskân edilmişlerdir. XVI. yüzyılın sonlarında Doğu Anadolu'dan gelen göçmenlerin de tesiriyle nüfusu iyice artan Bor kasabası, XVII. yüzyılın başlarında iyice tenhalaşmıştır. Nüfusun azalmasında önce Celâlî isyanları, arkasından suhte ayaklanmaları önemli rol oynamıştır. Bor kasabasma XVH. yüzyılda yerleşenler daha çok yakın çevreden gelenlerdir. XVTL yüzyılda Bor kasabasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun genelinde olduğu üzere reâyâ ve askerî sınıf olarak iki kısımda mütalâa edilen halkın, askerî kesimini ehl-i örf ve ehl-i şer'e mensup görevliler oluşturmaktaydı. Bunlardan subaşı, voyvoda, kasaba kethüdası ve mübaşir ehl-i örfü; kadı, naip, mahkeme kâtibi ile muhzırbaşı ve muhzırlar da ehl-i seri meydana getirmekteydiler. Bunların yanında `ehl-i seyf' denilen ve meslekleri askerlik olan üçüncü bir kesim daha vardı ki, bunlar yeniçeriler, altı bölük halkı (kapıkulu süvarileri) ve sekbanlardan meydana geliyordu. Sosyal yapıda kasabanın dinamik unsurunu meydana getiren halkın, problemlerinin çözümünde kasaba içinde söz sahibi olan eşraf ve a'yânlar baş rolü oynamışlardır. Geleneksel Türk ailesinin teşekkülü sırasında cereyan eden örf ve âdetlerin Bor kasabası ölçeğindeki izlerini bazı sicil kayıtlarından takip edebilmekteyiz. Bu çerçevede aile hayatına nişanla ilk adım atılmaktadır. Evlilik ve aile müessesesinin temeli olan nikâhın sadece söz ile değil resmen de tescil edildiği anlaşılıyor. Kasabadaki varlıklı aileler köle ve cariyeler satın alarak özel hizmetlerinde istihdam etmişlerdir.II Kasaba ekonomisinin temelinde ziraî üretim baş rolü oynamış ve ziraî yapı içinde ise bağcılık özel ve önemli bir yer tutmuştur. Üretimin el sanatları kolu arasında dericilik, dokumacılık, demircilik ve keçecilik önemli sektörleri oluşturmaktaydı. Bor kasabasında 1637 yılından itibaren başlayan ve 38 yıl boyunca su gücüyle çalışan imalâthanelerde üretilen barut yılda 91.080 vukıyyeye (116.764,56kg) kadar ulaşmış ve XVII. yüzyılın uzun süren savaşlarında önemli bir cephane katkısı sağlamıştır. Savaşların sürdüğü yıllarda reâyâ vergileriyle beraber, tahsil edilen avarız türü vergilerin ve beylerbeyilerince toplanan tekâlif-i şakkanm halkı zor durumda bırakmasından dolayı her mahallede vergi mükelleflerine ve ihtiyacı olanlara kredi veren avarız vakıfları kurulmuştur. XVII. yüzyılda dünya ekonomisine giren Amerikan gümüş ve altınlarının yönlendirdiği dünya maden ve para hareketinin tabiî bir sonucu olarak üretim arzının piyasalardaki talebi karşılayamaması sonucu, yüzde yüze varan fiat artışlarını Bor kasabasından da izlemek mümkün olmaktadır. Bor kasabasından da takip edilebildiği gibi bu dönemdeki timarlı sipahiler ile kapıkullannm, başta seferlere katılmakta çıkardıkları müşkilat ve firarlar olmak üzere, asayişi bozucu hal ve tavırlar göstermeleri şeklinde ortaya çıkan askerî müesseselerdeki bozulma tezahürleri, bu dönem devlet müesseselerinin genel çaptaki bozulma temayüllerine sadece bir örnek teşkil etmektedir. Bunun gibi liyakatsizlik ve ehliyetsizliğin sebep olduğu bozulmaların bir diğer tezahürüne bazı vakıf mütevellilerinin gösterdikleri yönetim zaafiyetleri şeklinde de rastlamaktayız. Bu dönemde vakıf kuranlar daha çok manevi kazançların arttırılması istikametine yönelmişlerdir. XVH. yüzyıl Bor'undaki vakıf kurucuları, arasında kadınların erkeklere nazaran çoğunlukta oluşu dikkatimizi çeken bir diğer husustur. In this research we have tried to describe the social and economic structure of the town of Bor mainly on the basis of five şer' iye sicils (kadi's court registers) belonging to the 17th century. Bor and its surroundings had been settled ever since the ancient times and the area was brought under the Turkish sovereignity after the Battle of Manzikert (Malazgirt). Thereafter the area was ruled respectively by Danishmendis, Anatolian Seljukids, the Principality of Eretna and Karamanids and eventually taken by the Ottomans in 1471. Under the Ottoman provincial administration, Bor was the central village of the subdistrict (nahiye) of Bor in 1518; it became the central town of the district (kaza) of Bor by 1548 and this status of Bor continued during the 17th century. According to the tahrir defters (registers of tax-paying population and the taxes paid by them) and şer'iye sicils of the area, belonging to the beginnings of the reign of Suleiman the Magnificient, some clans of Kayı, Kınık and Büğdüz were settled in this area. The small number of non-Muslims, recorded in the defters and called Karamanids, had been settled in Bor by the Byzantine government in the 8th - 10th centuries. While Bor witnessed a remarkable population increase because of migrants of Eastern Anatolian origin towards the end of the 16th century, the town became virtually deserted at the beginning of the 17th century. Those who settled in Bor in the 17 century were generally from some neighboring places. In the Ottoman Empire, society was generally regarded as consisting of two main classes, i.e. askerî (the ruling class) and reâyâ (the ruled) and in the 17th century Bor the askerî was made up of functionaries belonging to the ehl-İ örf and ehl-i şer' (military-administrative and legal-administrative groups). While the ehl-i örf included such officials as the subaşı (military commander, in charge of security in towns), the voyvoda (official in charge of imperial estates), the kethüdas of the town and the mübaşir (usher), the kadi (registrate), the naib (the substitute of the kadi), the scribe of the court, muhzırbaşı and muhzirs (officials in charge of bringing defendants to the court) constituted the ehl-i şer'. In addititon, there was a third group called ehl-i seyf (men of sword) consisting of jannisaries, altı bölük halkı (people of the six divisions) and sekbans. The eşraf and ayan (notables), who were of great dominance in the affairs of towns, played the main role in resolving various problems among townspeople. We can trace from the kadi's court registers of Bor some signs of traditional and customary practices inIV the formation process of traditional Turkish family. It seems that marriages were agreed not only verbally but also registered officially. It also appears that the rich families of the town would buy slaves and concubines and take them in to their private services. The economy of the town was mainly based on agricultural production, and especially viticulture had an important place in this agricultural structure. Leather manufacturing, textile industry, felt-making and the production of the iron materials, were important among the branches of the handicrafts. In the town of Bor during 38 years starting from 1637 a large quantity of gunpowder was produced in the factories that worked by water. This production reached annualy to 91.080 vukiyye (116.764,56 kg.) and contributed much to the prolonged wars of the 17th century. In the cours of these wars, taxes of the reâyâ and avarız and tekâlif-i şakka, which were collected by beylerbeyis (governers of the provinces), caused the people to fall in great difficulties. Therefore wakfs of avarız, which gave credits to the tax-payers and to those in need, were founded in every mahalle (town quarter). Because of the influx of the American silver and gold in a large quantity which directed mining and monetary activities in the world the supply of production could not meet the demand of the markets. As a result, the increase of the prices which reached to the rate of % 100 can be seen in Bor too. In this period generally timarli sipahiler and kapıkulları did not want to go to campaigns and furthermore some of them deserted from the army. These detrimental actions disturbed the public order in Bor as in other regions of the empire are typical examples of the corruption of the institutions of the state. Another example of corruption was the abuses of the administrators (mütevelli) of wakfs. In this period those who established wakf paid more attention on moral gains. In the 17th century it is remarkable that among those who established the wakfs the number of women was more than that of men.
Collections