Hilali Divanı (inceleme-metin)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tezimizin konusunu, XVI. yüzyıl şairlerinden Hilâli Divanı' nın yazı çevriminin yapılması ve incelenmesi oluşturmaktadır. XVI. yüzyıl Osmanlı Devleti' nin siyâsî, sosyal ve kültürel alanda zirvede olduğu bir dönemdir. XDL yüzyıldan itibaren İran Edebiyatı etkisinde kalan Türk Edebiyatı, XVI. yüzyıla gelindiğinde, İran şiirinin bir taklidi olmaktan çıkmış ve yerli, klâsik bir edebiyat halini almıştır. Türk şiirinin usta şairleri bu dönemde yetişmiştir. Hilâli, işte böyle bir edebî muhitte şiirler yazmıştır. İstanbullu ve takkeci esnafından olan Hilâli' nin, hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Kendini hilale benzetmesi sebebiyle Hilâli mahlasını alan şairin, ölüm tarihiyle ilgili farklı görüşler olmakla birlikte H.950 (M. 1543) tarihi bizce en doğru olanıdır. Hilâli, esnaftan olmasına rağmen, şiire kabiliyetiyle kısa zamanda şairler arasında itibar görmüştür. Tezkireler, onun ince manaları şiire dökmede eşsiz ve daha çok hayallere dayalı gazellere sahip olduğunu yazarlar. Nazire mecmualarında başta Edirneli Nazmî ve Lâmi'î olmak üzere pekçok şairin Hilâlî'ye nazireler yazdığı düşünüldüğünde, şairin döneminde oldukça beğenildiği yargısına varılabilir. Bütün bunlara rağmen Hilâli, dönemin kaynaklarında orta dereceli şairler arasında ele alınmıştır. Kaynaklardan mürettep ve mükemmel bir dîvâna sahip olduğunu öğrendiğimiz Hilâli' nin XVI. yüzyılda yazılmış bir şiir mecmuasında geçen 111 gazeliyle 1 murahhasından başka elimizde şiiri yoktur. Şiirlerinde devrine göre sade, külfetsiz bir İstanbul Türkçesi kullanan şairin, divanından başka Meclis-ârâ adlı bir tercümesi ve Sıfâtü'l-Âşıkîn isimli bir manzumesi vardır. Hilâli, Ahi'nin en büyük takipçilerindendir. Bunun yanında şairin şiirlerinde Fuzûlî'yi hatırlatan bir lirizm ve bedbinlik görmek mümkündür.Hilâlî'nin şuhâne gazellerinde takındığı üslûp, bize kendinden iki asır sonra gelecek Nedim'i hatırlatmaktadır. Hilâlî hakkındaki bütün bilgiler tezkireler ve edebiyat tarihleriyle sınırlıdır. Bir lisans tezi dışında, şair hakkında şimdiye kadar hiç bir çalışma yapılmamıştır. The subject matter of my thesis is one of the sixteeth century poet, HilâlTs classical Turkish literature. The state of Ottoman was at the peak in every field to flourish. When it was thel6th century-the Turkish litarature influinced with Persian literature since the 13th century was free from the imitation of Persian literature and it became unique itself. Besides this, some great poets appeared in this period. Hilâlî, tried to write poems in this atmosphere. The information about Hilâli, who lived in Istanbul and earned his living by sewing skull-caps, is very limited.. Although there are so many documents about the date of his death-the truest is 1543 as far as we know. He prefered samplying his pseudonym him self to the moon. Although he was a tradesman, he was respected for (by the other poets). The ability of poems in a very short time. The literature sources say that he was unique at poems and had some imaginary ones. The collections written in this period by Lâmi'î and Nazmı from Edirne has had some poems, addressing to Hilâlî and we can say that he was admired by those poets. Although these good points he had, he was accepted to be an average poet We found out that he had some wonderful and prepared poems. In a collection written in the 16th century by Hilâlî we see that three are a hundred and eleven lyric poems and a ` murabba`. Aport from this we don't have a proper work prepared by him. In his lyric poems he used plain, graceful Turkish spoken in Istanbul. Apart from these works he had a translation called `Meclis-ârâ` and poems called `Sıfâtü'1-Âşıkın` He was the most passionate follower of Âhî. On the other hand, it is also possible to see both Fuzûlî' s lyricizm and his pessimizm. The manner used in his poems was an indication of a writer to announce good news that was theIV coming of Nedim. All I have tried to write about Hilâli has been confided with tezkires and the history of literature. No body has ever done a study about him except the thesis which I have had now.
Collections