Avrupa Birliği üyesi ülkelerin EMU (European Monetory Union)`ya geçiş sürecinin Türk finansal piyasalarına etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Avrupa Birliği arasında 1963-Ankara Antlaşması ile başlayan tam üyelik görüşmeleri, günümüz itibarıyla olumlu sonuçlanamamasına rağmen, taraflar açısından önemli mesafeler katedilmiştir. Ancak Avrupa Birliği ile bütünleşme; ekonomik ve siyasi konularda tam uyum ile ekonomik potansiyeller arasındaki farkın çeşitli uyum programları ile ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Ekonomik uyum konusunun temelinde ise, Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaşanan ekonomik ve parasal gelişmeler karşısında yeterince bilgi sahibi olabilmek ve bu süreçte ortaya çıkabilecek olumsuz etkileşimlerin asgari düzeyde tutulabilmesi yeralmaktadır. Avrupa'da malların, insanların ve hizmetlerin serbest dolaşımını öngören `Tek Pazar` sürecinden elde edilecek faydaların maximize edilebilmesi, sermayenin ve finansal hizmet sunumunun serbest dolaşımı ile desteklenmesine bağlıdır. Bu durumun bilincinde olan Avrupa Birliği yöneticileri, 01.01.1996 tarihi itibarıyla Avrupa Sermaye Piyasaları arasında teknik ve finansal entegrasyonu gerçekleştirmişler ve Tek Pazar hedefinin en önemli bölümünü hayata geçirmişlerdir. Avrupa' daki yerel borsalar arasında bütünleşmenin sağlanması sonucu daha açık bir ifadeyle üye ülke borsaları arasında sermayenin serbest dolaşımı ve finansal hizmetlerin serbest sunumu ile, ortaya dünyanın üçüncü büyük menkul kıymet pazarı çıkmıştır. Ancak Tek Avrupa Sermaye Piyasasının işlevselliği büyük ölçüde Parasal Birlik hedefinin gerçekleşmesine bağlıdır. Yine Avrupa Birliği Ekonomik ve Parasal Birlik sürecinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Maastricht Antlaşması ile üye ülkeler, tek para birimi konusundaki kararlılıklarım beyan etmişler ve yakın gelecekte Avrupa Birliği şuurları içerisinde sadece 'Euro' biriminin hukuken geçerli olacağını kabul etmişlerdir. Günümüz itibarıyla üye ülkeler arasında yapılan antlaşmalar sonucu, 01.01.1999 tarihinden itibaren Avrupa Para Birliğinin başlamasına ve ulusal merkez bankalarının yetkilerinin Frankfurt'ta kurulmuş bulunan Avrupa Merkez Bankası'na devredilmesine karar verilmiştir. Ayrıca 01.01.2002 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği sınırları içerisinde tüm para birimleri hukuken geçerliliğini yitirecek ve `Euro` üye ülkelerin resmi para birimi statüsüne dönüşecektir. Ekonomileri güçlü ve dünya ticaretinde önemli paya sahip ülkelerden kurulu Avrupa Para Birliği, kredibilitesi yüksek tek para birimi ile desteklendiğinde Euro'nun dünyada ABD Dolarından sonraki en önemli rezerv para birimi haline dönüşmesi sözkonusudur. UluslararasıIll piyasalardaki beklentiler, Para Birliğinin başlamasını müteakip 1 trilyon ABD Dolan tutarındaki fonun, Euro birimine dönüştürüleceği yönündedir (Bergsten 1997:84). Avrupa Birliği üye ülkelerinin en önemli ticari partnerlerinden biri olan ülkemizin ise, Avrupa piyasalarında yaşanan bu gelişmelerden etkilenmemesi sözkonusu olamaz. Öncelikle Türk bankaları, Avrupa ile ithalat-ihracat ilişkisi içerisinde bulunan Türk Şirketleri, T.C. Merkez Bankası, İMKB ve Aracı Kurumlar yeni oluşan bu süreçten doğrudan etkilenecek kurumlardır. Avrupa Birliği'nin içte ve dışta fiyat istikrarına (enflasyon oranlan ve döviz kurları) ulaşması sonucunda faiz oranlarında meydana gelebilecek düşüşler ve kambiyo işlemlerinin azalması sonucu ortaya çıkabilecek gelir kaybı, Avrupa Bankalarını daha iyi koşullarla müşteri bulabilme sorunu ile karşı karşıya getirmesi beklenmektedir. Bu durumda ise, Avrupa Bankaları ile önemli Türk Şirketleri arasındaki kredi ilişkilerinin artması sözkonusu olabilecektir. Bunun yanında Avrupalı Şirketler açısından kambiyo masraflarının ortadan kalkması, Avrupa ile ithalat-ihracat ilişkisi içerisinde bulunan Türk şirketlerini rekabet açısından olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Ayrıca borsalararası teknik ve finansal entegrasyon sürecinin Avrupa Menkul Kıymet Piyasalarında kambiyo riskinin azalmasına sebep olması, toplam riskin de düşmesine sebep olacaktır.(1) Toplam riskin düşmesi ise faiz oranlarındaki düşüşü de beraberinde getirmesi kaçınılmazdır. Faiz oranlarındaki azalma sonucu menkul kıymet gerililerinde ortaya çıkacak düşüşler, yüksek getiri arayan fonların uluslararası piyasalara yönelmesine neden olabilecektir. Bu durum riski yüksek olmakla birlikte getirişi de yüksek olan İMKB'na yapılacak yabancı yatırımların artmasına sebep olabilecektir. Yine bu süreçte borsalar arasında finansal hizmetlerin serbest sunumu yabancı aracı kurumların İMKB'nda faaliyette bulunabileceği anlamına gelir ki, bu durum pazar paylarım kaybetmemek isteyen Türk Aracı Kurumların maliyetlerinin artmasına sebep olabilecektir. Yoğun rekabet baskısı altında bulunan Türk Aracı Kurumlarının ise yeni ortaya çıkacak bu süreçte, hizmet sunum fiyatlarım gözden geçirmeleri kaçınılmaz olacaktır..(1) EUROPEAN COMMISSION, Directorate-General Economic and Financial Affairs, 1997, EMU and The Euro: How Enterprises could approach the Changeover?. Office for Official Publications of the European Communities, s.22-23. SUMMARY The entire membership negotiations between the Republic of Turkey and the European Union which started in 1963 have not concluded satisfactorily for Turkey yetBecause of this, Turkey is faraway from the economical decision mecanism of Europe although there will be great transformations in near future. The free movement of capital and financial services contributes greatly to this end, the concept of common market in Europe.The financial and technical integration among European Capital Markets were achieved on 01.01.1996, thus creating one of the largest capital market in the world.However the success of Single European Capital Market depends on the achievement of European Monetary Union. It is possibble, if it is supported by Single European Capital Market Integration Process, for the Euro to become an anchor currency in the world.lt is estimated that almost one trillion U.S.Dollars may be converted to the Euro once the Monetary Union begins. The effects of European Monetary Union will also be felt in Turkey in that the foreign exchange transaction costs for European Companies will disappear.Turkish Companies which usually trade heavily with European Union Countries may be affected negatively since they will not have a reduction in their transaction costs. On the other hand financial and technical integration process decrease the foreign exchange risk.This in return reduces the total risk and the interest rates.As a result, the international funds will go to the markets where the potential yield is higher.Istanbul Stock Exchange (ISE), in this respect has a role to play.It has higher risk but at the same time higher return potential than the European Stock Markets.lt is therefore expected that the total number and amount of investments in ISE will increase.
Collections