Sanayileşmenin finansmanında kalkınma ve yatırım bankacılığının rolü ve iştirak politikaları açısından Türkiye uygulaması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Gelişmekte olan ülkelerde sermaye piyasasımn yeterince gelişmemiş olması sanayileşmenin önündeki ciddi engellerden biridir. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkeler açısından sanayileşmenin önemi ve bunu gerçekleştirmek için gerekli olan finansal kaynaklara ulaşmada karşılaşılan güçlükler mali sistemde yer alan bankacılık kesimine önemli görevler yüklemektedir. Temel amaç ve görevi kalkınmanın finansmanına katkıda bulunmak olan kalkınma ve yatırım bankaları ise bankacılık sistemi içinde ilk akla gelen finansman kurumları olmaktadırlar. Kalkınma ve yatırım bankaları gerek kredi ve iştirak yoluyla finansman desteği şeklinde gerekse sağladıkları teknik yardımlar ile girişimcilerin sanayi ve hizmetler sektörüne yatırım yaparken karşılaştıkları güçlükleri ortadan kaldıran ve ekonomik kalkınmayı hızlandıran bir etkiye sahiptirler. Kalkınma bankaları doğrudan kredi veren ve iştirak yoluyla aynı zamanda yönetime de katılan finansman kurumlan olurken; yatırım bankaları doğrudan kredi vermeyip menkul değerler pazarlayarak firmaların fon ihtiyacını sermaye piyasasından karşılamaktadırlar. Sermaye piyasasımn gelişmesi ve kalkınma sürecinin tamamlanmasıyla birlikte kalkınma bankalarının da yatırım bankalarına dönüşeceği kabul edilir. Türkiye'de halen faaliyet gösteren kalkınma ve yatırım bankalarından kamu sermayeli olan Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) ile özel sermayeli olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Sınai Yatırım Bankası (SYB)'nin iştirak politikaları ve faaliyetleri açısından analizinin yapıldığı çalışmada daha çok ticari bankalar için geçerli olan bazı performans kriterleri kullanılarak verimlilik analizi ve genel performans değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır.Çalışmadan çıkan sonuç, incelemeye alınan kalkınma ve yatırım bankalarının tamamının iştirak faaliyetleri açısından ana sözleşmelerinde belirtilen hedeflerin gerisinde kaldıklarıdır. Kamu kaynaklı olan Türkiye Kalkınma Bankası'nda ekonomi dışı faktörlerin etkisi gözlenirken, özel kaynaklı Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve Sınai Yatırım Bankası'nda karlılığın neredeyse tek kriter olarak ön planda tutulduğu görülmektedir. Son yıllarda uygulamaya konulan iştirak politikaları açısından bakıldığında, çalışmaya dahil edilen kalkınma ve yatırım bankalarının tamamında iştirak yoluyla finansman sağlamaktan çok kredi faaliyetine ağırlık verildiği ve özellikle özel kaynaklı kalkınma ve yatırım bankalarında kredi vadelerinin de giderek kısaldığı gözlemlenmektedir. Bu durum ise, temel amaç ve görevi sermaye noksanlığı bulunan işletmelere orta ve uzun vadeli fon sağlamak olan kalkınma ve yatırım bankacılığı faaliyetinin bazı olumlu uygulamalara rağmen ülkemizde tam olarak yerine getirilemediğini göstermektedir. İştirak faaliyetlerinden arzu edilen sonuçların alınabilmesi için özel sermayeli bankalar olan TSKB ve SYB'nin iştirak politikalarım yeniden gözden geçirerek, gerçek piyasa şartlarında faaliyet gösterme kapasitesi olan ancak sermaye yetersizliği bulunan ekonomik açıdan daha az gelişmiş bölge şirketlerini de kapsayacak şekilde oluşturmaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan, kamu kaynaklı olan TKB'nin de, ekonomik veriler yeterince dikkate alınmayarak daha çok hükümet politikaları paralelinde iştirak ilişkisine girdiği şirketlerden kısa ve orta vadede kara geçme olasılığı olmayanlarla iştirak ilişkisini bitirmesinin zaten kıt olan kaynakların daha etkin kullanımı açısından doğru olacağı düşünülmektedir. Ill SUMMARY The existing level of the capital market, which has not been developed enough in developing countries, is one of the major obstacles for the industrialization process. Thus, the importance of industrialization for those countries and the difficulties in getting sufficient resources for industrialization impose very crucial responsibility to the banking system. In this system, development and investment banks are one of the most important financial institutions. Development and investment banks make great impacts on economic development process of a country by providing investment and operation capital for the industrial companies as well as service sector in the form of credit and equity participation. While development banks are institutions, which provide funds directly to companies, investment banks are the intermediaries, which carry out their function by selling stocks and bonds in capital market. It is generally accepted that development banks are gradually transformed into investment banks in line with the development of capital market. Three development and investment banks, which currently operate in Turkey have been examined in this study. While one of them, Development Bank of Turkey (DBT), is a public sector bank, the remaining two are private sector banks, Industrial Development Bank of Turkey (IDBT) and Industrial Investment Bank (IB). To determine the effectiveness of those banks with respect to equity participation policies some criteria that are mainly used for commercial banks have been applied. This study conclusively demonstrates that all banks examined in the study are in a position which is far from catching goals defined in their bylaws. While the activity of private sector banks is mainly based on profit, that of public-based bank isIV determined by non-economic factors to some extent in parallel with the government policies. The equity participation policy, which has been applied recently in the development and investment banks, examined in the study shows that all three banks prefer financing companies by crediting instead of by equity participation. Furthermore, short-term credits have begun to increase in total credit portfolio of private sector banks. This phenomenon points out that development and investment banking whose main purpose is to provide medium and long term funds for companies has not been fully materialized in Turkey. In conclusion, in order to reach more satisfactory results in the field of equity participation for the development and investment banking in Turkey, private sector banks, IDBT and HB, should change their equity participation policies to provide enough funds for small and medium sized enterprises which have capability but not enough capital to run in real market conditions especially in less-developed regions. On the other hand, it is suggested that the public-based DBT, should end its equity participation relation with the companies, which are not expected to be profitable in short and medium term since the effective use of limited resources is vital especially for developing countries.
Collections