A Comparative study of the gothic novel: Horace Walpole`s `The Castle of Otranto` and Radcliffe`s `The Mysteries of Udolpho`

Abstract

ÖZET On sekizinci yüzyılın ikinci yarısında kuralları Daniel Defoe, Samuel Richardson, Henry Fielding, Tobias Smollett ve Laurence Sterne tarafından belirlenen gerçekçi roman geleneğinden doğa üstü güçler, gizem ve korku unsurlarının kullanımıyla ayrılarak ortaya çıkan Gotik roman, İngiltere'de hem erkek hem de kadın okuyucu kitlesinin ilgisini çekerek dikkate değer bir başarıya ulaşmıştır. The Castle of Otranto (1764) adlı romanıyla İngiliz edebiyatında Gotik türün kurucusu olan Horace Walpole, hem kendi döneminde hem de gelecekte Gotik türde yazmayı tercih etmiş ve edecek yazarlara ilham kaynağı olmuş ve bu türün temel özelliklerini belirlemiştir. Ancak Gotik tür, her bir yazarın katkısıyla zaman içinde gelişmeye devam etmiştir. Horace Walpole'dan otuz yıl sonra Gotik türde yazmaya başlayan Ann Radcliffe de The Mysteries of Udolpho (1794) adlı romanında yaptığı şiirsel tasvirleri ve Gotik tarzın özelliklerini kendisinin de içinde yaşadığı erkek egemen on sekizinci yüzyıl toplumunda yaşayan kadınların sorunlarına değinmek için bir araç olarak kullanmasıyla Gotik türe kadınsı bir bakış açısı kazandırarak katkıda bulunmuştur. Gotik roman saf bir edebiyat türü olarak değilse bile vampir hikayeleri, bilim-kurgu ve dedektif romanlarının içinde belli başlı özellikleriyle yer alarak on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda da varlığını sürdürmüş ve değişen zaman ve koşullar doğrultusunda kendini yenileyerek popüler kültürün gereksinimlerine uyum sağlamıştır.

IH ABSTRACT The Gottiic novel, which emerged in the second half of the eighteenth century as a digression from the mainstream tradition established by Daniel Defoe, Samuel Richardson, Henry Fielding, Tobias Smollett and Laurence Sterne with its use of mystery, fear and the supernatural, proved a conspicuous success and came to interest the majority of both men and women readers ifi England. Horace Walpole, the progenitor of the Gothic genre with his The Castle of Otranto (1764) established its main features which provided a source of inspiration for many contemporary and future writers who chose to write in this genre. Yet, the genre kept on flourishing with the contributions of each writer and became the shared product of a continuous development. Anil Radcliffe, who started, writing Gothic novels thirty years after Walpole also made her own contributions. In The Mysteries of Udolpho (1794), she brought a feminine perspective to the genre with her distinguished use of poetic descriptions and employing the features of the Gothic genre as a means of dealing with questions related to the position of women in the male dominated eighteenth century society. Triggered by the works of Walpole and Radcliffe, the Gothic genre continued into the nineteenth and the twentieth centuries not in its pure original form but incorporated into vampire stories, science fiction end detective novels, revising itself according to the changing times and circumstances and reshaping its features in accordance with the demands of popular culture.