Alanözü ve Habiller (Karaman) yöresi barit zuhurlarının jeolojik,mineralojik ve jenetik incelemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
IV ÖZET Doktora Tezi ALANÖZÜ VE HABİLLER (KARAMAN) YÖRESİ BARİT ZUHURLARININ JEOLOJİK, MİNERALOJİK VE JENETİK İNCELEMESİ İsrafil KA YABALI Selçuk üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman : Prof -Dr. Ahmet AYHAN 1992, Sayfa: 148 Jüri : Doç. Dr. Halil BAŞ Doç. Dr. Mesut ANIL Orta Torosların kuzeyinde yer alan inceleme alanında Bozkır birliğine ait volkano sedimanter birimler ile bunların içerisinde yeralan allokton konumlu birimler yüz eylemektedir. Miyosen yaşlı genç gölsel çökeller bunları açılı uyumsuzlukla örtmektedir. Yörede gözlenen istifin en alt birimini Orta-üst Triyas ve üst Jura - Alt Kretase yaşlı kireçtaşı bloklarını kapsayan Alanözü formasyonu oluşturur. Formasyonda yeşil renkli tüfler, kumtaşı ve şeyi seviyeleri ile ardalanmalıdır. Ayrıca, lav şeklindeki spilitik kayaçlar, karbonatlı kumtaşları ile radyolarit, çört ve pelajik kireçtaşı ardalanmasından oluşan birimleri kapsayan bu formasyonun yaşı, muhtemelen üst Kretase 'dir. Alanözü formasyonu bazı kesimlerde kumtaşı ve konglomera ardalanmasından oluşan Miyosen yaşlı Habiller formasyonu, bazı kesimlerde de marnlı Yaysekisi üyesi ve killi kireçtaşlarından oluşan Topraktepe üyesini kapsayan Göksu formasyonu tarafından açılı uyumsuzluklaV örtülmektedir. Kıvrım tektoniğinden çok kırık tektoniğinin etkili olduğu inceleme alanında, blok fayları ve muhtelif atımlarda gelişmiş fay çeşitleri ile makaslama ve tansiyon çatlakları gibi yapılar ortaya çıkmıştır. Alanözü formasyonunu oluşturan volkano- sedimanter birimlerin genel doğrultuları KB - GD yönünde olup, bu durum Torosların genel konumuna uygunluk göstermektedir. Sahanın kuzeybatısında yer alan, K 30 B doğrultulu antiklinalin dışında, büyük ölçekli kıvrım yapılarının pek görülmediği inceleme alanında, daha çok formasyon içi kıvrım niteliğindeki küçük ölçekli yapılar izlenmektedir. Tüm bu yapıların Üst Kretase sonunda Alp orojenezine bağlı olarak geliştikleri kabul edilmektedir. Jeolojik, mineralojik ve jeokimyasal incelemelere göre inceleme alanında yataklanma şekli, oluşum biçimi ve zamanı birbirinden farklı iki tip barit cevherleşmesi ayırt edilmiştir. Bunlar stratiform ve damar tipi baritlerdir. Her iki tip baritler de yeşil tüfler içinde bulunmaktadır. Tipik sedimanter özellikler gösteren stratiform baritler, denizel ortam şartlarında, kimyasal sedimantasyon süreçleri ile çökelmişlerdir. Çözeltilerin kaynağı ise denizaltı ekshalasyonlarıdır. Tüm bu verilerin ışığı altında bu zuhurların ekshalatif- sedimanter oluşum tipini karekterize ettikleri belirlenmiştir. ikinci tip baritler de tamamen kırık tektoniği ile kontrollü damar, mercek ve düzensiz kütleler şeklinde yeşil tüflerin içinde yer almaktadır. Bu tipin örneklerinde rastlanan iki fazlı sıvı kapanımlarmdan ölçülen homojenleşme sıcaklıkları, cevherleşmenin düşük sıcaklıktaki hidrotermlerle ilişkili olduğunu göstermekte-vı dir. Baritten başka az miktarlarda galenit, sfalerit, pirit, kalkopirit ve fahlerz gibi sülfid minerallerinin izlendiği cevherlerde ikincil olarak oluşmuş seruzit, anglezit, limonit, kovelin, kalkozin, azurit ve malahit gibi mineraller de yer almaktadır. Damar tipinde gelişen cevherleşmeler, stratiform barit çökeliminden sonra, özellikle diyajenez ve eş tektonik süreçlerin mevcut barit oluşuklarını etkimesi veya aynı zamanda muhtemelen derinlerden gelen hidrotermlerle ilişkili baritli çözeltilerle ilgilidir. Söz konusu hidrotermlere ve mobilizasyon süreçlerine bağlı olarak oluşan cevher istifin sadece belirli seviyelerindeki kırık çatlak ve boşluklara yerleşerek damar tipi baritleri oluşturmuşlardır. Cevherleşmelerin oluşum yaşı ile ilgili her ne kadar kesin sonuçlar alinaraamasına rağmen yankayacları yeşil tüflerle uyumlu konumda bulunan stratiform bar itlerin üst Kretase ortalar x/ sonlarına doğru çökeldikleri, buna karşılık damar tipi zuhurların bunlardan daha sonraki bir dönemde muhtemelen üst Kretase sonu/ Paleosen başı döneminde oluştukları söylenebilir. ANAHTAR KELİMELER : Alanözü-Habiller (Karaman), stratigrafi, ekshalatif-sedimanter barit oluşumları hidrotermal barit damarları, jeokimya ve köken. VII ABSTRACT Doctora Thesis Geological, mineralogical and genetic studies on the barite occurrences in the Alanözü and Habiller (Karaman) District israfil KAYABALI university of Selçuk Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Geological Engineering Supervisor : Prof. Dr. Ahmet AYHAN 1992, Page: 148 Jury : Doç. Dr. Halil BAŞ Doç. Dr. Mesut ANIL The studied area is located in the northern part of the central Taurus Mountains. Volcano-sedimentary and allochthonous rocks of the Bozkır unit crop out in the area. Lacustrine sediments of Miocene age overlie this unit with an angular uncon formity. The Alanözü formation comprising Middle-Upper Triassic and upper Jurassic -Lower Cretaceous limestone blocks is the youngest unit recognized in the region. It is composed of green tuffs, sandstone and shale alternations. This formation, probably Upper Cretaceous in age, also contains spilitic rocks in lava forms, carbonaceous sandstones with radiolar ite, chert and pelagic limestone sequences. The Alanözü formation is covered in some parts by Miocene-aged Habiller formation which consists of sandstone and conglomerate. In other parts, the formation is also overlain with an angular unconformity by Yaysekisi and Topraktepe members of the Göksu formation which consists of marl and clayeyVIII limestone, respectively. Rather than folding, fraction is dominant in the studied area. Therefore, some structures such as block faults and various faults in different slips with shear and tension cracks are exposed in the area. Volcano-sedimentary units in the Alanözü formation strike in NW-SE direction. This is consistent with the general orientation of Tauruses, except an anticline exposed in the north-western part of the area with a strike of N 30 W. No large-scale folding structures were recognized. However, small- scale folding structures are developed within the formations. It is believed that all these structures were formed by the Alpin Orogeny at the end of upper Cretaceous. Two types of barite occurrences with different time of deposition, deposit shape and formation were distinguished by geologic, mineralogic and geochemical studies. These are strati form and vein type. Both occur İn the green tuffs. Stratiform barites which show sedimentary characteristics were deposited upon chemical precipitation in marine environments. Under the light of above notions, it is determined that these occurrences characterize an exhalative-sedimentary type in origin Second type barite which also occurs in green tuffs as veins, lenses and irregular masses is controlled by fracture tectonics. Homogenization temperatures of this ore samples measured from two phase fluid inclusions indicate that ore deposition is associated with low heat hydrotherms. In addition to barite, some sulphide minerals such as galena, sphalerite, pyrite, chalcopyrite and fahlore and secondary ly cerussite, anglesite, limonite, covellite, chalcocite, azurite and malachiteIX are also observed in the ores. Vein type ore is associated with barite-bearing solutions that is formed by diagenese and syntectonic processes which affected early formed barite deposits. Or it may also be associated with barite-bearing solutions possibly related to deep-source hydrotherms. The ore deposit was formed during the remobilization or the hydrotherm activities, as fracture, fault, and open space fillings of only a particular level of the sequence resulting the vein type barites. Although there is no definite age for the ore deposition, it is though that stratiform barites whose country rocks are concordant with green tuffs were deposited in the mid-late upper Cretaceous, on the other hand, vein type occurrences were formed in a late stage, probably late upper Cretaceous or early Pal eocene. KEY WORDS : Alarıözü-Habiller (Karaman), stratigraphy, exhalative-sedimentary barite occurrences, hydrothermal barite veins, geochemistry and genesis.
Collections