Buğdaylarda (Tiriticum spp.) kurağa dayanma mekanizmasının labaratuvar, sera ve tarla şartlarında incelenmesi ve dayanıklı genotiplerin seçimi ve sonuçlarının ıslah programlarında kullanılması üzerine araştırmalar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Laboratuvarda petri kaplarında çimlendirme ve serada saksıda PEG-6000 (Polyethylene Glycol-6000) ile yapay olarak oluşturulan kurak stresi altında ve kurak tarla şartlarında 25 genotipin kurağa dayanıklılık yönünden gösterdikleri fizyolojik ve morfolojik özellikleri değerlendirilmiş ve ayrıca bu üç ayrı yöntemin, genotiplerin gösterdikleri tepkiler bakımından değerlendirmelerinde benzer sonuçlar verip vermedikleri araştırılmıştır. Çeşitlerin kurak stresi altında göstermiş olduğu genel performansları göz önüne alındığında, öne çıkan çeşitlerin (Gerek-79, Doğu-88, Ağrı, 093/44, Yayla- 305, Köse-220/39, Atilla-12, Zincirli, Dağdaş-94, Lancer, Kunduru-1149 ve 073/44) her bir denemede hemen hemen aynı olması, üç yöntemin her birinin kurağa dayanıklılık yönünden genotiplerde seleksiyon yapmak için benzer sonuçlar verdiği; sera ve tarla şartlarında morfolojik yönden çeşitler arasında karşılaştırma yapmanın kök özellikleri dışında uygun olmayacağı sonucuna varılmıştır. Çimlendirme testlerinde, kök sisteminde stres dolayısıyla sera ve tarladakinin aksine meydana gelen kısalmalar nedeniyle, çimlendirme yönteminin genotiplerin kök sisteminin kurak stresine karşı olan tepkilerini belirlemek için kullanılmasının uygun olmadığı görülmüştür. IVArtan PEG yoğunluğunun çimlenmeyi büyük çapta engellediği ve serada kurak stresini belirgin olarak ortaya çıkardığı belirlenmiştir. Genel kanaat olarak; buğday türünde kurağa dayanıklılığın genel mekanizmasının kurağa dayanıklılık olduğu, bunun yanında; incelenen karakterlerin göstermiş olduğu değişik özellikler ışığında erkencilik ve fotoperyod hassasiyeti ile kuraktan kaçış mekanizması; yaprak kıvrılması, matlık ve mumsuluk, erken gelişme canlılığı, kök uzunluğu ve yoğunluğuyla kuraktan sakınma mekanizmasının da etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bu görüş, değişik kaynakların bildirdikleri ile de yakın benzerlik göstermektedir. Araştırmada elde edilen bütün bilgilerin ışığında erken dönem bitki canlılığının, yüksek kardeş sayısının, yatık büyüme tabiatının, genelde erken başaklanma ve çiçeklenme süresinin kısalığının, yüksek bitki boyunun ve boy stabilitesinin, dane doldurma süresinin kısalığının, İ000 dane ağırlığı ve stabilitesinin, verim ve hasat indeksi ve stabilitesinin kurağa dayanıklılık yönünden önemli oldukları söylenebilir. ANAHTAR KELİMELER: PEG-6000, buğday, çimlendirme, kurağa dayanıklılık, kuraktan kaçınma, kuraktan sakınma, fide ve bitki canlılığı, kardeşlenme, büyüme tabiatı, hasat indeksi. Under the drought stress simulated experimentally by PEG-6000 (Polyethylene Glycol-6000) in the laboratory germination test and in the glasshouse, 25 genotypes were evaluated by means of morphological and physiological characteristics for their drought tolerance. In addition, some comparisons have been made in order to show whether or not these three methods gave the similar patterns of the results obtained from the different experiments. By taking considerations of the performances of the genotypes, the leading genotypes (Gerek-79, Doğu-88, Ağrı, 093/44, Yayla-305, Köse-220/39, Atilla-12, Zincirli, Dağdaş-94, Lancer, Kunduru-1149 and 073/44) showing characteristics for drougt tolerance were almost ihe same for each experiment. So that it may be concluded that each of these experimental methods can be used for screening and examining the genotypes for their responses to drought stress. To make comparisons between morphological features of the genotypes in the glasshouse and in the dry field conditions were seemed not to be a convinient way to do so except for the root systems. In the germination test, root systems (especially root length) were affected heavily by drought stress imposed by PEG showing different root structure from those of in the glasshouse and field. While the roots were shortened by PEG compared with control in the germination test, they were found to have been longer than control in the glasshouse. Therefore, germination test VIshould not be used to investigate the root systems for the purposes of determining the genotypes' responses to drought. Increasing PEG levels caused the failure of germination drastically and as a general conclusion, the main mechanism of wheat responses to drought is drought tolerance; in addition to this, earlines and photoperiod sensitivity are believed to be as a part of the drought escape mechanism and, glaucousness, vaxyness and leaf rolling are to be drought avoidance mechanism of wheat. These views have showed the similarities with the different works mentioned in the different sources. Depending on the information gained in our researches, early growth vigor, high tiller numbers, growth habit in winter, plant height and stability, generally early heading and short heading and flowering period, 1000-grain weight and stability, harvest index and stability have been found to be important for drought tolerance. KEY WORDS : PEG-6000, wheat, germination, drought tolerance, drought avoidance, drought escape, seedling and plant vigor, tillering, growth habit, harvest index. vil
Collections