Tanzimat sonrası Osmanlı otel mimarisi ve Pera Palas
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tezimizin amacı konaklama yapılarının dünyadaki ve Osmanlı'daki çıkışını ve gelişmesini ortaya koymaktır. Bu bağlamda 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da batılı anlayışla yapılmış oteller ve tezin ana konusu olan Pera Palas Oteli çeşitli yönleriyle araştırılmış ve incelenmiştir.Otellerin ortaya çıkışından önce yolcular doğuda kervansaray ve ribatlarda, batıda ise hanlarda kalmaktaydılar. Konforlu olmayan bu mekânlarda genellikle kişiye ait odalar yoktu.Dünya'da birçok gelişmenin ve yeniliklerin gerçekleştiği 19. yüzyılda, ekonomik, sosyal ve teknolojik yeni olanaklarla insanlar eskiye nazaran daha çok seyahat etmeye başladılar. Özellikle demiryolu ulaşımındaki gelişmeler yolculuk kavramında bir çığır açmıştır.Tanzimat sonrasında yönetim, eğitim, sağlık ve hukuk alanlarında gelişmeler yaşanmıştır. Gelişmeler mimarlık alanında da çok yoğun olarak görülmüştür. Batıdan gelen neoklasik, neobarok, neogotik, art-nouveau, hatta oryantalist mimarlık üslubunda yapılar tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Batılılaşmaya bağlı olarak oluşan yeni yaşam biçimiyle, yeni yapı türleri olan okullar, hastaneler, mağazalar, pasajlar, tiyatrolar, bankalar, oteller inşa edildi.Bu dönemde İstanbul'da açılan otellerin çoğu eski konaklardan otele dönüştürülmüştür. Otel olarak tasarlanan ilk yapı 1891 yılında açılan Londra Otelidir. Bu oteli takiben açılan oteller Bristol, Tokatlıyan, Prinkipo Palas, Summer Palas, Splendid ve Tokatlıyan'ın yazlık otelidir.Tezimizin ana konusunu oluşturan Pera Palas Oteli 1895 yılında açılmıştır. Otel dönemin ünlü mimarı ve Sanayi-i Nefise Mektebi Mimarlık bölümünün kurucusu Alexandre Vallaury tarafından tasarlanmıştır. Otel ? La Compagnie Internationale des Wagon-Lits? (Uluslararası Yataklı Vagonlar Şirketi) tarafından yaptırılmıştır.Yapı İstanbul'daki ilk çelik-karkas taşıyıcı sistemine sahiptir. Otel dönemin, bütün dünyada uygulanan ?Beaux-Arts? tasarım ilkelerine uygun olarak tasarlanmıştır. Plan düzenlemesinde akılcı-işlevsel anlayış hâkimdir. Yapının cephelerinde ise simetrik bir anlayışla uygulanmış neoklasik anlayış hâkimdir.Pera Palas Oteli'nin en önemli mekânı renkli suni mermerli kemerleri, gizemli doğu mimarlığını yansıtan camlı ahşap kubbeleri ve zarif ahşap kafesli pencereleri ile büyük balo salonudur. Bu salon Orient Ekspres'in son durağı İstanbul'un ve Doğu'nun bir simgesi gibidir.Pera Palas, Osmanlı'nın son ve cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren devlet adamlarının, sanatçıların, sosyetenin göz bebeği olmuş ve bu özelliğini günümüze kadar sürdürmüştür. 1895 yılından beri otel işlevini sürdüren yapı, İstanbul'un en önde gelen 19. yüzyıl yapılarından biri olarak hizmet vermeyi sürdürecektir. The main objective of this thesis is to present an historical overview of accomodation facilities in the world and in the Ottoman territory. Within this context, the hotels built in western style in the Ottoman capital İstanbul and various aspects of the Pera Palas Hotel which is the main theme of this thesis, were searched and analyzed.Prior to the emergence of hotels, passengers stayed in caravanserails and ribats, in the east and in inns, in the west. In many of these buildings which did not offer comforts, private rooms did not exist.In the 19th century which witnessed several developments and novelties all over the world, people travelled more, compared to previous centuries, due to new economic, social and technological opportunities. Improvements in rail transportation, particularly, led to a new era in travelling.After the Tanzimat improvements in the fields of administration, education, health and law were experienced. Significant improvements in the field of architecture were seen. Buildings were designed and constructed in neoclassical, neogothic, art-nouveau and even orientalist architectural styles imported from the West.The new style of life which developed parallel to westernization led to new building types like schools, hospitals, stores, arcades, theaters, banks and hotels.Many of the hotels opened in İstanbul in this period were old mansions converted for this purpose. The first building designed as a hotel was Hotel Londra which was opened in 1891. Following this hotel, Bristol, Tokatlıyan, Prinkipo Palas, Summer Palas, Splendid and the summer hotel of Tokatlıyan were opened.Pera Palas Hotel, the main theme of this thesis was opened in 1895, despite of wars and problems related to ownership, it has managed to remain as one of the most important hotels of İstanbul until today.Pera Palas was designed by Alexandre Vallaury, the famous architect and founder of the department of architecture of the School of Arts(Sanayi-i Nefise Mektebi). The hotel was built by ?La Compagnie Internationale des Wagons-Lits?(International Sleeping-Car Company).Steel skeleton structural system was applied for the first time in this building in İstanbul. The hotel was designed in conformity with the design principles of ?Beaux-Arts? which were implemented all over the world. A rational-functional approach predominates in plan arrangement. On the elevations, however, a neoclassical approach with an emphasis on symmetry was implemented.The big ball hall with its arches made of colored artificial marble, wooden domes containing glass elements which reflect the mysticism of oriental architecture and windows with graceful wooden latticework, is the most important space of the Pera Palas Hotel. This hall is in a way the symbol of the East and İstanbul which was the last station of the Orient Express.Starting from the last years of the Ottoman Empire and the first years of the Republic, Pera Palas has been the favorite place of statesmen, artists and high society and it still maintains this feature. The building which has been serving as a hotel since 1895, will continue to perform its function as one of the prominent 19 th century buildings of İstanbul.
Collections