1980`li yıllarda Türkiye`de sanat ve siyaset ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1980'ler neo-liberal ekonomi siyasetiyle kapitalizmin küreselleşme sürecine şahit olmuştur. Tüm dünyada çeşitli krizlerle yaşanan bu sürecin Türkiye'deki etkisi 12 Eylül darbesiyle hissedilmiş, toplumsal kimliğin yeniden kurgulandığı bir kırılma gerçekleşmiştir.Özal iktidarının darbe yönetimiyle eşgüdümlü çalışması, toplumsal alanda demokratik bir yapının gelişmesini geciktirmiş, sanatsal ve kültürel ortam uzunca bir süre postal gölgesinde kalmıştır. Yasakların ve cezaların fiziksel ve psikolojik baskısı, kültürel üretimi kısıtlarken, dünyayla iletişim kanallarının güçlenmesiyle algılar değişmiş ve yeni ifade olanaklarının yolu açılmıştır. Neo-liberal siyasetin ekonomik alanda sağladığı serbestlik hali, sanat piyasasının da canlanmasını sağlamış, sanat etkinlikleri çoğalmış ve kurumsallaşmıştır. Devletin sanata katkısı yerini bir ilgisizliğe bırakırken, ardı ardına özel galeriler açılmış, vakıflar, bankalar, holdingler yeni dünya düzeni içinde yerlerini alabilmek için sanata verdikleri desteği kullanmışlardır. Ankara ve İstanbul'da Devlet Resim Heykel Müzeleri ziyarete açılmış, sorunlarıyla belli bir gündem yaratılmış ve özel müzecilik tartışmaları belli bir birikim oluşturmaya başlamıştır.YÖK'ün kurulması ve yüksek öğrenimin tek bir noktadan denetlenebilir hale gelmesi, sanat eğitimindeki çeşitliliği törpülemiş, benzer yapıdaki kurumlar sayısal olarak çoğalmıştır. Yeni gösterim olanakları, sanatçının cesaretini beslerken, Devlet Resim ve Heykel Sergileri'nin hegemonyası iyice zayıflamıştır. Yeni Eğilimler, Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergileri, Öncü Türk Sanatından Bir Kesit gibi etkinlikler, özellikle genç ve yenilikçi sanatçıların görünürlük kazanmalarında etkili olmuş; Ankara ve İstanbul'da başlayan bienaller yurt dışı bağlantılarını güçlendirmiştir. Bütün bunlar, sanat yapıtı üretiminde çok katmanlı çözümlemeleri gerekli kılmıştır. Bireysel yaşantının önemsiz ayrıntılarından evrensel sorunlara çözüm önerilerine, geleceğin yüceltilmesinden geçmişin kazılmasına, uyum arzusundan isyan çağrısına, bürokratik boyunduruklardan bireysel saplantılara, kimlik sorgulamalarından çevresel duyarlıklara uzanan bu çeşitlilik, postmodernizmin gevşekliği içinde yeni sanat düzeninin görünür yüzü olmuştur.Anahtar Sözcükler 1980'ler, 12 Eylül, sanat-siyaset, çağdaş Türk sanatı, neo-liberalizm, küreselleşme, postmodernizm, kültür siyaseti, sanat etkinlikleri, yeni dışavurumculuk 1980s have witnessed that capitalism had gone through the process of globalization with neo-liberal economic policies. In Turkey, 12th September coup was the major sequence of this process which caused various crises all over the world and there has been a breaking point that led the reconstruction of social identity.Ozal government coordinated with the coup regimen, has delayed the development of a democratic constitution in the social sphere and artistic and cultural climate has been overshadowed by military half boot for a while. The physical and psychological pressure of prohibitions and penalties have limited the cultural production, but also opportunities for new expressions of creativity have been prompted by enhanced communication channels. The state of freedom, which has been grounded in neo-liberal policies in the economic field, has made artistic activities increased and institutionalized and provided a revival of the art market. While government's contribution to art has been replaced by an indifference, private galleries have opened abundantly and sponsor foundations, banks, corporations have used art to be able to take their place in the new world order. In Istanbul and Ankara, State Painting and Sculpture Museums opened to visitors, certain issues in contemporary museology have created an agenda and the demand for private museums have begun to draft a certain accumulation.The establishment of YÖK and the achievement of a control mechanism for higher education has ground the diversity in art education and numerically increased institutions of a similar nature. The new possibilities for display have sustained the artist's courage, while the hegemony of the State Painting and Sculpture Exhibitions is sorely weakened. Events such as New Trends, Contemporary Artists Istanbul Exhibition, A Cross-section on Avant-Garde Turkish Art have been effective in increasing visibility, especially, the young and innovative artists. In Ankara and Istanbul, biennials have strengthened abroad links. So, multi-layer analysis have been necessary for the production of works of art. Extending from the frivolous details of individual experience to the suggestions of solution to the universal problems, from glorification of future to the archeology of the past, from the desire of harmony to the riot calls, from bureaucratic oppressions to the individual obsessions, from identity questionings tothe environmental sensitibility, this diversity has been the visible face of the new art order in postmodernism's looseness.Key Words :1980's, September 12, art and politics, contemporary Turkish art, neo-liberalism, globalization, postmodernism, culture policies, art activities, neo-expressionism
Collections