Investigating the relationship between l1 and l2 collocational processing in the bilingual mental lexicon
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Birçok çalışma iki dillilerin zihin sözlüğünün nasıl şekillendiğini araştırma girişiminde bulunmuş ve her iki zihin sözlüğünün ya da tek bir zihin sözlüğünde yer alan D1 ve D2 sözcüksel birimlerinin dil üretimi sırasında etkileşime geçtiği birçok araştırmacı tarafından ortaya konulmuştur. Ancak, ilgili alanyazınında sözcüklerin zihinde etkinleştirilmeleri ve seçimleri sürecinde iki farklı dildeki zihin sözlükleri ya da tek bir zihin sözlüğünde yer alan kelimeler arasında ne gibi etkileşimler gerçekleştiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşler, özellikle de sözcük etkinleştirilmesinin hangi evresinde zihin sözlükleri arasında bir etkileşim gerçekleştiğini sorgulamakta ve bu etkileşimi tetikleyen etmenlerin neler olduğu konularına yoğunlaşmaktadırlar. Kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yürüten birçok dilbilimci tarafından incelenen ve alanyazınında geniş bir şekilde tartışılan bir diğer konu ise şudur: Bir sözcüğün etkinleştirilmesinde ve seçiminde işleyiş yalnızca ana dili ya da yalnızca ikinci dil bağlamında mı gerçekleşmektedir, yoksa her iki dil sistemi aynı anda mı etkinleşmekte; diğer bir deyişle, süreç bütünleşik mi işlemektedir? Bu çalışma, söz konusu işlemin bütünleşik bir biçimde gerçekleştiği görüşünden yola çıkmakta (örn. Green, 1986, 1998a, 1998b) ve iki dillilerin zihin sözlüğünde gerçekleşen diller arası etkileşime, üzerine çok fazla araştırma bulunmayan eşdizimli sözcükler bağlamında ışık tutmaya çalışmaktadır. Ayrıca, bu araştırma, iki dil arasında hangi sözcüğün önceleneceği konusuna, diğer çalışmalarda ele alınan dillerden tipolojik olarak farklı bir dil olan Türkçe açısından yaklaşmakta, İngilizce D2 olmak üzere, daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak konuyu yatay dizimsel açıdan ele almaktadır. Daha net olmak gerekirse, Hoey'in (2005) `Sözcüksel Önceleme Kuramında` sözünü ettiği, her sözcüğün yatay dizimsel ilişkide olduğu diğer sözcükler ile birlikte öncelendiği bakış açısını, daha önce araştırılan dillerden farklı bir dile odaklanarak güçlendiren bu araştırma (a) iki dillilerin (Türkçe D1 – İngilizce D2) zihninde Türkçe eşdizimli sözcüklerde önceleme olup olmadığını incelemekte, (b) iki dillilerin zihin sözlüğünde gerçekleşen eşdizimli sözcüklerde öncelemeye Türkçe ve İngilizce'yi karşılaştırarak ışık tutmakta ve (c) tüm bu süreçleri etkileyen değişkenleri aydınlatmayaviçalışmaktadır. Bu amaçlar göz önünde bulundurularak, çalışmada kullanılacak eş dizimli sözcükler, iki temsili ve dengeli derlem vasıtasıyla, sözcük sıklıklarına, şeffaflıklarına ve iki dil arasındaki benzerliklere bakılarak seçilmiştir. Daha sonra, üç ayrı önceleme deneyi tasarlanmış, iki dilli katılımcılardan sözcük karar testine yanıt vermeleri istenmiş ve adayların reaksiyon süreleri özel bir yazılım tarafından kaydedilmiştir. Muhtemel bir önceleme etkisini saptamak için adayların sözcük karar testi sırasında eş dizimli olan ve olmayan sözcüklere verdikleri yanıtlar karşılaştırılmıştır. Buna ek olarak, her bir dilde sözcüğün sıklık görünümlerinin, iki dil arasındaki benzerliklerin ya da tiplojik farklılıkların, deneylerde sözcüklerin D1'den D2'ye veya D2'den D1'e doğru sunuluş sırasının ve dile maruz kalma şeklinin eşdizimli sözcüklerde önceleme üzerinde etkisi irdelenmiştir. İlk deneyin bulguları, eş dizimli sözcüklerde öncelemenin iki dillilerin zihin sözlüğünde Türkçe bağlamında gerçekleştiğini ve sözcük sıklıklarının bu süreçte önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. İkinci deneyin bulguları göstermiştir ki, eşdizimli sözcüklerde diller arası önceleme SIFAT+İSİM sözcük grupları için geçerlidir ve bu durumun İSİM+FİİL sözcük grupları için geçerli olmaması İngilizce ve Türkçe arasındaki tipolojik farkla açıklanabilir. Ayrıca, diller arası benzerliğin, eşdizimli sözcüklerde sıklık görünümünün ve sözcüklerin sunuluş sırasının öncelemeyi kısmen etkilediği gözlemlenmiştir. Örneklem grubu en az iki yıldır İngiltere'de yaşayan kişilerden oluşan son deneyin buluguları, D2'ye maruz kalma şeklinin eş dizimli sözcüklerde işlemleme üzerinde etkisi olduğunu işaret etmektedir. Tüm bu bulgular alanyazınındaki iki dilli zihin sözlüğü modelleri (`Spreading Activation Model`, Collins ve Loftus, 1975; `Dual Activation of Collocational Connections`, Wolter ve Gyllstad, 2011; `Modified Hierarchical Model`, Pavlenko, 2009) ve ikinci dilde sözcük edinimi modeli (`Psycholinguistic Model of Vocabulary Acquisition in L2`, Jiang, 2000) ışığında tartışılmıştır. Many studies have attempted to investigate how the bilingual mental lexicon is structured and it has been suggested by various researchers that both lexicons or L1 and L2 lexical items in a single mental lexicon seem to interact to a certain extent during language production. However, there are certain disagreements over the interaction between these two mental lexicons or lexical items in a single lexicon during the lexical activation and selection processes. Particularly, some questions like `in which phase of the activation process can we observe an interaction?` and `what are the factors affecting this interaction?` have been raised. Another related topic scrutinized by many theoretical and applied linguists and hotly debated in the literature is whether the activation of lexis is language specific or language non-specific. The current study attempts to assume the process to be language non-specific (e.g. Green, 1986, 1998a, 1998b) and tries to illuminate the cross-linguistic nature of the bilingual mental lexicon with a specific emphasis on collocations, which seems to be an understudied topic. In addition, the research approaches the issue of cross-linguistic lexical priming from a syntagmatic perspective with the help of a typologically different language, Turkish, which previous research appears to lack. To be more precise, extending Hoey's (2005) lexical priming theory which suggests that every word is primed to occur with particular other words it collocates by studying a typologically different language, the study attempts to explore (a) the existence of collocational priming in Turkish in the bilingual mental lexicon, shed light on (b) the cross-linguistic aspect of collocational priming in L1 Turkish and L2 English bilinguals, and (c) illuminate the possible factors affecting (cross-linguistic) collocational priming in the bilingual mental lexicon. To this end, sixty collocational items were extracted from two balanced corpora based on their frequency values, semantic transparency and congruence. Next, three priming experiments were designed and the L1 Turkish-L2 English bilingual participants were asked to respond to a lexical decision task with the help of a software designed for reaction time experiments. The mean reaction times for collocate and noncollocate items were compared to investigate a potentialviiipriming effect. In addition, the influence of collocational frequency, congruence, typology, presentation direction (L1-L2 or L2-L1), and type of exposure on (cross- linguistic) collocation priming was scrutinized. The findings of the first experiment revealed that collocational priming existed in Turkish in the bilingual mental lexicon and collocational frequency played a significant role in collocational processing. The results of the second experiment indicated that there was cross-linguistic collocational priming for ADJ(ective)+N(oun) word combinations only suggesting a typology effect and that congruence, collocational frequency and presentation direction (L2-L1 or L1-L2) were playing partial roles in the process. Last but not least, the results of the third experiment whose participants had been living in the UK for at least two years showed that the type of exposure to L2 appeared to influence how collocations were processed cross-linguistically. The output from the experiments were discussed in the light of the current bilingual mental lexicon models and second language vocabulary acquisition frameworks; Spreading Activation Model (Collins and Loftus, 1975), Dual Activation of Collocational Connections (Wolter and Gyllstad, 2011), Modified Hierarchical Model (Pavlenko, 2009) and Psycholinguistic Model of Vocabulary Acquisition in L2 (Jiang, 2000).
Collections