Refah devleti ve sürdürülebilir kalkınma: Nordik model
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarih boyunca görülen toplumsal eşitsizlikler, Sanayi Devrimi ile birlikte üretim ve tüketim ilişkilerinin değişmeye başlaması ile beraber işçi-işveren sınıfı arasında büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu sorun, işçi sınıfının örgütlü şekilde hak arama çabalarıyla başka bir boyuta taşınmış ve halk tabanından gelen refah talebi karşısında devlet otoritesinin tanımı değişmiştir. Bu süreçte; Birinci Dünya Savaşı, 1929 Büyük Ekonomik Buhranı ve İkinci Dünya Savaşı gibi büyük yıkıcı etkileri olan olaylar sonucunda egemen yaklaşım `laissez faire` ekonomik yaklaşımı, yerini `Keynesyen` ekonomik yaklaşıma bırakmış ve ekonomide devlet müdahalesi meşru görülmeye başlanmıştır. Böylece, Refah Devleti anlayışı kurumsallaşmasını tamamlamıştır. Keynesyen yaklaşım çerçevesinde Refah Devleti anlayışı, özellikle 1950-1973 yılları arasında en görkemli yıllarını yaşamıştır. 1970'li yıllardan itibaren ortaya çıkan ekonomik ve siyasal krizler neticesinde neo-liberal politikalar hâkim paradigma konumuna geçmiş, ülkeler kendilerini bu çerçevede konumlandırmaya başlamışlardır. Bu nedenle, Refah Devleti anlayışında büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Ancak; Nordik ülkeleri bu değişim ve dönüşüm rüzgârı karşısında, kendilerine özgü kurumsallaştırdıkları Refah Devleti kavramının temel değerlerine sıkı sıkıya tutunmuş ve bu refah anlayışını sürdürülebilir kılabilmişlerdir. Böylece Nordik Model, bünyesinde rekabetçi serbest piyasa mantığı ile klasik anlamda eşitlik, sosyal adalet ve hakkaniyet temelinde kurgulanan Refah Devleti yapısını harmanlamayı başarabilmiştir. Öte yandan Nordik ülkelerin, Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerle sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan farklılıklar göstermekteyken diğer Batı ve özellikle Güney Avrupa ülkelerinin yapı itibariyle gelişmekte olan ülkelere daha yakın bir profil çizdiği ifade edilebilir. Ancak, bu ülkelerde temel Refah Devleti mantığında eşitlik, sosyal adalet ve hakkaniyet; refahın bölüşümünde asli unsurlar olarak öne çıkmamaktadır. Nordik ülkelerin, diğer gelişmiş ülkelerden en önemli farkı da budur. Bu açıdan, bu tezde, Nordik Modelin; Refah Devleti anlayışı ile sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını nasıl bütünleştirdiği ve bunun sonucunda ortaya nasıl bir mantık sunduğunu kavrayabilmek amacıyla incelemelerde bulunulmuş, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma stratejilerine örnek teşkil edip edemeyeceği; literatür taramasıyla elde edilen verilerin analiz ve karşılaştırma metodolojisi kullanılması yoluyla değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Refah, Sürdürülebilirlik, Refah Devleti, Sürdürülebilir Kalkınma, Nordik Model, İskandinav Modeli, İsveç Modeli Socio-economic inequalities, which can be seen in the whole history, became a great problem between working class-employers with the effect of the Industrial Revolution's on production and consumption dynamics. This problem leaped to a different dimension through the working class' organized efforts to demands of social welfare rights. And the meaning of the state authority has changed against this demand motivated by people. In this process, because of the havocs of both World Wars and the Great Depression obliged to change the paradigm from `laissez faire` to `Keynesian`. And the state intervention to the economy was started to perceived as legitimate. Thus, the concept of the Welfare State became institutionalized and it has lived its Golden Era between 1950-1973 in the Keynesian economic framework. Yet, in the 1970's through the effects of both economic and political crisis, neo-liberal approach has become the prevailing paradigm and states aligned themselves with neo-liberalism. Therefore, the concept of the Welfare State has changed and transformed. However, Nordic countries stood adhere to their deeply-rooted and institutionalized welfare model. Moreover, they succeed to reconcile sustainability and basic values of the Welfare State in their distinctive characteristics. In this respect, the Nordic Model achieved to blend the logic of free market economy and the basic principles of the Welfare State. Nevertheless, there are differences in terms of socio-economic and cultural structure between Nordic countries and developing countries like Turkey. Other Western especially Southern European countries have more similar profiles with developing countries than Nordics. Yet, equality, social justice and equity are not essential elements for sharing of welfare in these countries. And this is the most important difference between Nordics and other developed countries. In this context, in this thesis, the concept of the Nordic Model is analyzed to grasp both how it accomplished to blend the Welfare State understanding and sustainable development approach and its logic and whether or not it will be an example for developing countries' development strategies through data which was obtained by literature review and comparison methodology. Keywords: Welfare, Sustainability, the Welfare State, Sustainable Development, the Nordic Model, the Scandinavian Model, Swedish Model
Collections