Hayvan folkloru bağlamında Türk dünyası ekolojik destanları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde insanın doğayla olan ilişkilerinin sorgulanması son iki yüzyılda insansonrası sürecin başlamasında neden olmuştur. İnsanın doğa ve hayvanlar karşısındaki tek taraflı, tüketime ve tahakküme dayalı anlayışı ekolojik sorunlarla birlikte insanmerkezciliği gün geçtikçe daha fazla gündeme getirmiştir. İnsanmerkezci dünyanın sorgulandığı bu süreçte doğamerkezci ve türlerarası birçok yaklaşım ortaya çıkmıştır.Pek çok disiplin gibi halkbilimi de insansonrası düzene geçişte kendine yer bulmuştur. Ekolojik sorunlara çözüm için başvurulan geleneksel ekolojik bilginin ve halkın ekolojik bilincinin incelenmesinin yanı sıra insansonrası hayvan folkloru da türlerarası bir yaklaşımla halkbilimi disiplininde ortaya çıkmıştır. İnsan binlerce yıllık düşünsel serüveninde doğadan soyutlanarak kendi mantıklı gerekçeleriyle yarattığı yapay dünyanın en üstüne otursa da halk felsefesinin sahip olduğu kültürel refleks ve bunun kültürel ifadeleri insanın doğayla olan etkileşiminde uyarıcı, eğitici ve yapıcı işlevlere sahip olmuştur. Halkın var olma ve yaşama çabasının yanında var etme ve yaşatma çabasının da dışavurumsal ifadelerini her türlü halkbilimi malzemesinde görmek mümkündür. Ekolojik ve türlerarası dünya görüşü ve halk felsefesini yansıtan kültürel kodlar tüm yönleriyle destanlarda yer almaktadır. Ekolojik destanlar olarak kabul edebileceğimiz bu tür destanlar geçmişte halkın anayasaları niteliğinde olduğu gibi günümüzde de türlerarası ve ekolojik bilincin pekişmesini sağlayarak insansonrası dünya görüşüne ve ekolojik düzene katkı sağlama potansiyeline sahiptirler.Bu çalışmada tarih öncesi dönemlerden günümüze dek insanın doğayla ve buna bağlı olarak hayvanla kurduğu iletişim ve etkileşim süreçlerine bağlı ortaya çıkan düşünsel eğilimler doğrultusunda, Türk halk felsefesinin kültürel ifadeleri olan Türk dünyası ekolojik destanları halkbilimsel olarak incelenecektir. Aynı zamanda `insansonrası hayvan folkloru` ve `ekolojik destan` kavramlarının Türk halkbilimi çalışmalarına tanıtılması ve Türk halkbiliminde yer edinmesi amaçlanmıştır. Bu sayede çalışma, binlerce yıllık birikimle şekillenen Türk halk felsefesinin kültürel ifadelerini çağdaş yaklaşım, kavram ve kuramlar bağlamında yeniden değerlendirerek hem farklı bir bakış açısı hem de mevcut insanmerkezci sorunlara çözüm önerisi sunmaktadır. Today, the questioning of human relations with nature has caused the beginning of the posthuman process in the last two centuries. The unilateral, consumption and domination of human's notions to approach to nature and hence to animals has brought anthropocentrism to agenda more and more with ecological problems. In this process, where the anthropocentric world is questioned, many naturecentrist and interspecific approaches have emerged.Like many disciplines, folklore has found its place in the transition to this posthuman system. In addition to the study of traditional ecological knowledge and the ecological awareness of the people applied for solutions to ecological problems, the posthuman animal folklore has also emerged in the folklore discipline with an inter-species approach. Even though human sits at the top of the artificial world created by his own logical reasons by isolating from nature in his thousands of years of intellectual adventure, the cultural reflex and cultural expressions of the folk philosophy have had stimulating, educational and constructive functions in human interaction with nature. It is possible to see the expressive expressions of the people's efforts to exist and live as well as the existence and survival in all kinds of folklore materials. The ecological and interspecific worldview and cultural codes reflecting this folk philosophy are included in epics in all aspects. Such epics, which we can consider as ecological epics, have the potential to contribute to the posthuman worldview and ecological system by providing consolidation of interspecific and ecological consciousness today, as they are the constitutions of the people in the past.In this study, the ecological epics of the Turkish world, which are the cultural expressions of the Turkish folk philosophy, will be analyzed folkloristical in line with the intellectual trends that have emerged from the prehistoric times to the present day with the communication and interaction processes that human beings have with nature and the animal. At the same time, it is aimed to introduce the notions of `posthuman animal folklore` and `ecological epic` to Turkish folklore studies and to take place in Turkish folklore studies. In this way, the study reexamination the cultural expressions of the Turkish folk philosophy, shaped by thousands of years of experience, in the context of contemporary approaches, concepts and theories, and offers both a different perspective and a solution to existing human-centered problems.
Collections