Türk güreşinin gerileme sebepleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
115 6. ÖZET Bu çalışma; 1946 ile 1967 yıllan arasında 20 yıl gibi uzun bir süre Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında en başarılı olan Türk Güreşi'nin; 1967 yılından sonra başarısız olmasına ve giderek gerilemesine etki eden sebepleri araştırmak amacıyla yapıldı. Çalışmada deney ünitesi olarak; 1950-1970 yılları arasında Türk Güreş Milli Takımı'nda yeralmış olan 16 eski, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Türk güreşçisiyle; 1980-1994 yılları arasında Milli Takımda güreşmiş veya halen Türk Milli Takımı'nda güreşmekte olan 37 Milli Güreşçi kullanılmıştır. Çalışmada; eski başarılı ve parlak dönemle daha sonraki başarısız dönem arasındaki farklılıklar karşılaştırıldı. Eski (1950-1970) ve yeni (1980-1994) dönem güreşçilerinin güreşe başlama yaşları benzer bulunurken; ilk şampiyonluk yaşlarında farklılık vardır. Eskiler, uluslararası ilk şampiyonluğu 24.2 yaşında alırken, yeniler ilk şampiyonluğu 18.7 yaşında almışlardır. Bu sonuç normaldir. Çünkü eski dönemde Yıldızlar, Gençler ve Ümitler kategorilerinde ulaslararası şampiyonalar yapılmamak taydı. Güreş hayatı eskilerde daha uzun bulundu. Eski güreşçiler ortalama 16.7 yıl güreş yapmışlardır. Yeniler ise ortalama 13.5 yıl güreş tutmaktadırlar. Milli olma sayısı eskilerde daha fazladır (Ortalama 111 defa). Yeni dönem güreşçilerinin milli olma ortalaması ise 44'tür. Bu sonuçlardan; eski güreşçilerin profesyonel bir anlayışa sahip oldukları ve güreşi bir hayat tarzı olarak kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Çalışmada denek olarak kullanılan 16 eski dönem güreşçisinin Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında 29 altın madalya aldıkları görülürken; 37 yeni dönem güreşçisinin sadece 1 altın madalya aldığı görüldü. Altın madalya sayısı baz alınarak eski dönem güreşçilerin yenilerden çok daha başarılı olduklarını söylemek mümkündür. Çalışmada; yeni dönem güreşçilerin ve antrenörlerinin, eski dönem güreşçilerinden ve antrenörlerinden eğitimli oldukları bulundu. Bir günlük çalışma süreleri (saat bakımından) benzer bulunurken; haftalık çalışma süreleri (gün) bakımından yeni dönem güreşçilerinin daha fazla çalıştıkları bulundu. Bütün bu avantaj gibi görünen faktörler başarı getirmemektedir. Çünkü başarıda sürenin değil, ciddi ve sistematik çalışmanın önemi vardır. Eski güreşçilerin antrenörleri güreşçi lerine her konuda yardımcı olmuşlardır. Bu husus, antrenöre inanma ve güvenme açısından başarıya etki etmiştir. Dolayısıyla eski dönemdeki antrenörlük müessesesi116 günümüzden çok daha başarılı bulunmuştur. Beslenme konusuna yeni dönem güreşçilerinin daha fazla önem verdiği görüldü. Bu, eğitim düzeylerinin yüksek olmasına yorumlanmıştır. Kendisini özel kampa alma ve kulüp takımının dışında ek çalışma yapmak açısından da her iki dönem güreşçileri arasında önemli farklar bulundu. Eski dönem güreşçileri çok daha ciddi çalışmışlardır. Elbette başarının birinci ve belki de en önemli faktörü budur. Eski dönem güreşçileri güreş sevgisi ile güreşe başlamışlarken; yeniler şampiyon olmak için güreşe başlamışlardır. Eski Şampiyon Güreşçilerin büyük çoğunluğunun başarıyı, güreşin popüler olmasına, çok çalışmaya ve iyi beslenmeye bağladıkları bulundu. Yeni dönem, güreşçilerinin %30.47'si kendisini uluslararası yarışmalarda başarılı bulmaktadır. Eski dönemde Dünya'daki diğer ülkelerin, Türkiye'den geri olmadıkları, ancak bazı ülkelerin geri oldukları bulundu. Yeni dönemde de Dünya'daki bazı ülkelerin Türkiye'den ileride oldukları bulundu. Eski başarılı dönemin güreşçilerinin büyük çoğunluğu (%81.25), kendi dönemlerinde yabancı ülke güreşçilerine kuvvet, teknik, taktik, motivasyon ve cesaret olarak üstün olmuşlardır. Yabancı ülke güreşçileri ise günümüzde; eğitim, kuvvet, teknik, taktik, beslenme ve maddi kazanç olarak üstündürler. Araştırmada eski dönemde güreşe olan ilginin bugünkünden çok daha fazla olduğu bulundu. Şampiyon olmak eski dönem güreşçilerine şöhret, itibar ve maddi kazanç sağlamıştır. Yeni dönem güreşçileri ise Milli güreşçi olmakla sadece itibar kazanmışlardır. Araştırmada Devletin bugün güreşe yeterince önem vermediği bulundu. Eski ve yeni dönem güreşçileri, güreşin eski popülerliğinin kalmamasını; Devletin yeterince önem verme mesine, Futbol'un popüler hale getirilmesine ve Basın- Yayının önem vermemesine bağlamışlardır. Her iki dönem güreşçi grubu da, bugün Milli Takım'da yeterince rekabetin olmadığını belirtmişlerdir. Sonuç olarak; eski başarılı dönemdeki şartlar, güreş sevgisi, güreş ortamı, çalışma sistemi, antrenörlük müessesesi, Milli Takım'daki rekabet, Devlet büyüklerinin ve buna bağlı olarak da Devletin güreşe ilgi duyması ve destek vermesi, bunun yanın da Basın-Yayının güreşe yoğun ilgiyle destek vermesi, şampiyon güreşçilerin maddi ve manevi bakımdan büyük itibar görmeleri, Türklerin Ata Sporu olan Güreş'in yurt içinde en popüler spor olmasını ve 20 yıl gibi uzun bir süre de Dünya'da en başarılı olmasını sağlamıştır. Daha sonra 1965'ten itibaren değişen hayat şartları, şehirleşme ve sanayileşme süreciyle hız kazanan Batılılaşma hareketleri ve onun getirdiği yeni şartlar, güreşe olan ilginin azalmasını, Devletin ve Basın-Yayının desteğini çekmesiyle117 diğer sporlara ve özellikle futbola ilginin artmasını sağlamıştır. Özelikle 1967'den önceki Güreş yönetimi ve çalışma sistemi terkedilmiştir. Ayrıca, FİLA'nın güreşte devamlı olarak yaptığı kural değişikliklerine karşı tedbir alınmaması da, bir başka geri leme sebebidir. Bunlara, sık sık federasyon değişikliklerinin yapılması da eklenebilir. Bu faktörler, 1967 yılından sonra Türk Güreşi'nin gerilemesine ve 20 yıldan uzun bir süre Dünya'da başarısız olmasına sebep olmuştur. Buna, Dünya'da güreş sporuna olan ilginin artması ve güreşin yaygınlaşması da eklenebilir. 1989 yılından itibaren, Dünya'da güreşte rakipsiz olan Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, şampiyon güreşçilerin yeni kurulan devletlere dağılmaları, Dünya'da güreşte ikinci durumda bulunan Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç olayının başlamasıyla soydaş güreşçilerin Anavatana göçederek Türk Milli Takımı'na girmeleri, Bulga ristan'ın güreşte zayıflaması; dış olayların Türk Güreşine katkısı olmuştur. Yurtiçinde ise; yeni Devlet büyüklerinin güreşe ilgi duymaları ve buna bağlı olarak Devletin güreşe yeniden destek vermesiyle, Türk Güreşi yeniden eski başarıları tekrarlamaya başlamıştır. Son beş yılda 1 Olimpiyat, 4 Dünya ve 1 1 Avrupa Şampiyonu çıkmış; Türkiye takım halinde 1 defa Dünya Şampiyonu, 1 defa Avrupa Şampiyonu, 3 defa Avrupa ikincisi, 2 defa Avrupa Üçüncüsü, 2 defa Dünya üçüncüsü ve 1 defa da Olimpiyat dördüncüsü olmuştur. Bu başarılar Basın-Yayının ilgisi ve desteği olmadan gerçekleşmiştir. Son beş yıldaki başarıları kazanan Milli Takım aynı güreşçilerden oluşmak tadır. Bu güreşçilere alternatif bulunmaz ve Milli Takımda esaslı bir rekabet başlatılmazsa; yeniden düşüşe geçileceği kuvvetle tahmin edilmektedir. 118 SUMMARY When we compare the glorious period of Turkish wrestling with later obscure period, we realize that many îactors effective on the success in later period have been criticized. These factors are about or out of wrestling. The factors related with wrestling are as follow: the dispractice of traditional training and its system, the fact of giving up rivalry in the national team. The loss of popularity among people in respect of old holder of championship and the upsurge of unsuccess as a result. As to the factors outsides wrestling, the westernatization actions gathered speed with urbanization and industrialization process and new conditions what process brought about have a negative effect on the interest of the people towards wrestling. Along with the rise of subvension by the state to broadcasting for football have put football in the place of wrestling in popularity. Turkish wrestling declines in the years between 1967 and 1989 in the world. After the collapse of Soviet Union, the wrestlers holder of championship in Soviet Union emigrated to other countries. In these years, Bulgarian citizens migrated to Türkiye. As a result, the wrestling power in the world lost its equilibrium. With the increasing concern of statesmen in Türkiye, wrestling begin to regain its former popularity. In the recent five years, Turkish wrestling became one of the best wrestling power in the world. As a team, Türkiye won the world championship (1994) and the European championship (1993). Turkish wrestlers won one Olympic championship, eleven European championships and four world championships.
Collections