Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma ülkemizde sık olarak görülen metabolik hastalıklardan doğum felci'nin (hipokalsemi) karaciğer yağlanması ile olan ilgisini ortaya koymak, ayrıca plazma iyonize kalsiyum (ICa++), normalize kalsiyum (Norm Ca++) konsantrasyonu ve bazı metabolik profillerin belirlenerek, bunların teşhis ve tedavideki önemini ortaya koymak amacıyla yapıldı. Bu amaç için 20 baş doğum felci tanısı konan ve 10 baş da yeni doğum yapmış sağlıklı sığır olmak üzere toplam 30 baş Holstein ve Brown Swiss (İsviçre Esmeri) inek kullanıldı. Bütün hayvanların klinik ve labaratuvar muayeneleri yapıldı ve karaciğerlerinden biopsi örnekleri alındı. Hayvanların sistemik klinik muayeneleri (rektal ısı, nabız ve solunum sayılan, deri ısısı, rumen hareketleri, ürinasyon ve defekasyon durumları), tedavi öncesi ve tedavi sonrası laboratuvar muayeneleri (kan pH, PC02, P02, Hct, tHb, plazma HCO 3, baz fazlalığı, ICa++, Norm Ca++, Na+, K+, serum TCa++, P+, Mg++, trigliserit, fosfolipid, kolesterol, total protein ve albumin konsantrasyonları ile AST, ALT, ALK- P ve CPK aktiviteleri) yapıldı. Karaciğer biyopsi örneklerinden yağlanma yüzdeleri belirlendi. Doğum felci, sığırların büyük çoğunluğunda doğumdan sonra, sadece iki hayvanda doğumdan bir kaç gün önce meydana geldi. Kalsiyum konsantrasyonunun ölçülmesiyle, hayvanlardan 2'sinde hastalığın birinci dönemde, 13'nde ikinci dönemde ve 5'nde de üçüncü dönemde olduğu tespit edildi. Tedavi öncesi rektal ısı ve solunum sayısı ortalamaları, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) bulundu. Tedavi sonrası nabız sayısı ortalaması, tedavi öncesi nabız sayısı ortalamasından önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Tedavi sonrası kan pH ve plazma HCO 3 konsantrasyonu ortalaması, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) idi. Tedavi sonrası kan PC02 basıncı (p<0.05) ve P02 basıncı (p<0.01) kontrol grubu hayvanlara göre yüksek bulundu. Tedavi öncesi ve tedavi sonrası plazma baz fazlalığı (BE) kontrolgrubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) tespit edildi ve tedavi sonrası plazma BE konsantrasyonu, tedavi öncesi plazma BE konsantrasyonuna göre de önemli ölçüde düşüktü (p<0.01). Tedavi sonrası plazma Na+ konsantrasyonu kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01), plazma K+ konsantrasyonu ise kontrol grubuna göre önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Plazma Na+ konsantrasyonu ile karaciğer yağlanma yüzdeleri arasında önemli ölçüde (p<0.05) negatif korelasyon tespit edildi. Tedavi öncesi plazma ICa++ ve Norm Ca++, serum TCa++, P+ ve Mg++ konsantrasyonları kontrol grubuna göre önemli ölçüde düşük (pO.Ol) iken, tedavi sonrası plazma ICa++, Norm Ca++ ve serum TCa++ konsantrasyonları kontrol grubuna göre önemli ölçüde yüksek (p<0.01) tespit edildi. Tedavi öncesi ve sonrası serum ALT, fosfolipit ve protein konsantrasyonu ortalamaları, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) bulundu. Tedaviden önce ve sonra ölçülen serum CPK konsanrasyonu ortalaması, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Tedaviden önce ve sonra ölçülen serum albumin ve kolesterol konsantrasyonu kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşüktü (p<0.05). Karaciğerdeki yağlanma yüzdesi ile serum albumin (p<0.05) ve kolesterol (p<0.01) konsantrasyonları arasında negatif korelasyon tespit edildi. Deneme ve kontrol grubu hayvanların biyopsi örneklerinin incelenmesi sonucu deneme grubunun %70'nde çeşidi derecelerde karaciğer yağlanması tespit edildi. Sonuç olarak doğum felci vakalarının teşhisinde, ICa++, Norm Ca++ seviyesinin ve metabolik profilin belirlenmesinin önemli olduğu ve hayvanların büyük çoğunluğunda da çeşitli derecelerde karaciğer yağlanmasının tespit edilmesi, doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle doğum felcinin tedavisinde karaciğer yağlanmasının da göz önünde tutularak kalsiyumla birlikte karaciğer koruyucu ve lipotropik etkili ilaçların verilmesinin faydalı olacağı kanısına varıldı. `The relationship between parturient paresis and fat cow syndrome in dairy cows.` This study was conducted to find out the association between parturient paresis and fatty liver. Ionized and normalized calcium concentrations in the plasma and various metabolic profiles in the serum samples were evaluated in order to reach a diagnostic and therapeutic results. Total of 30 Holstein and Brown swiss cows were used in this study, 20 of which were suspected of parturient paresis (experimental group) and 10 were postparturient healthy cows (control group). All the cows were subjected to clinical and laboratory determinations and biopsy of liver was provided. Clinical (rectal temperature, pulse and respiration rates, rumen motility, urination and defecation) and laboratory (blood pH, PC02, P02, Hct, tHb, plasma HC03, BE, ICa++, Norm Ca++, Na+, K+, serum TCa++, P+, Mg++, triglycerdes, phospholipides, cholesterol, total protein, albumin concentrations and AST, ALT, ALK-P and CPK activities) examinations were performed. The percentage volume of fat in the paranchymal cells of the liver was also estimated. Eighteen cows had postparturient paresis and only 2 cows had preparturient paresis a few days prior to calving. All the cows presented 3 different stage of the disease. The 2 cows were on the first, 13 cows were on the second and 5 cows were on the third stage of disease. The rectal temperature and respiration rates in the experimental group cows before the treatment were significantly lower (p<0.01) than that of the control group cows. The respiration rate in the experimental group after the treatment was significantly higher (p<0.01) than that of the control group cows. The blood pH and plasma HCO-3 concentration in the experimental group of cows after the treatment were significantly lower (p<0.01) than that of the control group cows. Blood PC02 (p<0.05) and P02 (p<0.01) values were significantly70 higher in the experimental group compared to the control group. The plasma BE concentration was significantly lower (p<0.01) in the experimental group before and after the treatment compared to the control group. The plasma Na+ concentration was significantly lower (p<0.01) in the experimental group after the treatment compared to the control group. The plasma K+ concentration was significantly higher (p<0.01) in the experimental group after the treatment compared to the control group. The plasma ICa++ and Norm Ca++, serum TCa++, P+ and Mg++ concentrations were significantly lower (p<0.01) in the experimental group before the treatment compared to the control group, while plasma ICa++, Norm Ca++ and serum TCa++ concentrations were significantly higher (p<0.01) in the experimental group after the treatment compared to the control group. Serum ALT activity, F-LIP, and TP concentrations were significantly lower (p<0.01) in the experimental group both before and after the treatment compared to the control group. The serum CPK activity was significantly higher (p<0.01) in the experimental group both before and after the treatment compared to the control group. The serum albumin and cholesterol concentrations were significantly lower (p<0.05) in the experimental group both before and after the treatment compared to the control group. There was also a significant negative correlation between the percentage volume of fat in the parenchymal cells of the liver and the serum cholesterol (p<0.01), albumin and sodium (p<0.05) concentrations. The evaluation of biopsy specimens of the both experimental and control groups of cows revealed that, 70 percent of cows in the experimental group had varying degrees of fatty liver while, cows in the control group had no evidence of fatty liver. It was concluded that, determination of ICa++, Norm Ca++ concentrations and various metabolic profiles had a value in the diagnosis of parturient paresis and
Collections