Gece altını ıslatan çocukların tedavisinde vücut alarm sisteminin kullanılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
35 ÖZET insanlık tarihi gibi eski olan Nocturnal Enuresis rahatsızlığı çocukluk döneminin geceleri istek dışı idrar kaçırma rahatsızlığı olarak tanımlanabilir. Literatürden bilindiği gibi bu rahatsızlık (NE) için çeşitli tedavi yöntemleri geliştirilmiş bulunmaktadır. Ana hatları ile bu yöntemler şu şekilde sınıflandırılabilir : (1) karmaşık ve sıkı disiplinli bir program isteyen Kuru Yatak Eğitimi (KYE), (2) ciddi yan etkileri olmasına rağmen tricyclic antidepresan ve desmopresin gibi ilaçlarla ilaç tedavisi, (3) uzun süreli bir tedaviyi gerektiren psikoterapi, (4) alarm sistemleri ile koşullandırma tedavisi. Bu çalışmanın temel amacı, bir vücut alarm sisteminin tasarımını ve yapımını, koşullandırma tedavisi şeklinde enüretik çocuklara uygulanmasını ve Avrupa 'da ticari olarak satılmakta olan emsalleri ile verimlilik açısından karşılaştırılmasını kapsamaktadır. Bu amaçla, Konya 'da aileleri ile birlikte yaşamakta olan ve yaşlan 5 ile 12 arasında bulunan 16 enüretik çocuk seçim koşullarına göre seçilmiş ve koşullandırma tedavisine alınmıştır. Laboratuvarımızda geliştirilmiş ve test edilmiş entegre devreli vücut alarm sistemleri seçilmiş enüretik çocuklara, dört haftalık bir kuru gıda rejiminden hemen sonra, dört ay süre ile uygulandı. Tedaviden önce ve sonraki prevalans hızları 16 çocuğa ait doldurulmuş kişisel izleme formlarından elde edildi. Ortalama prevalans değerleri bu verilerden hesaplandı. Bir çocuğun alarm sistemini kullanamaması, iki çocuğun tedaviden vazgeçmesi ve bir çocuğunda ağır derecede rezistan olmasına bağlı olarak tedavinin dört çocuk üzerinden başarısız olmasına rağmen, 16 çocuk üzerinden hesaplanan ortalama prevalans hızları önemli oranda değişmedi. Peş peşe 15 günlük kuru-geceden oluşan ilk kuruluk koşuluna 1,5 ile 2,5 ay gibi bir sürede ulaşıldığı ve erkek çocuklara göre enüretik kız çocuklarının koşullandırma tedavisine daha hızlı cevap verdiği saptandı. Haftalık kuru gece sayısının haftalara göre değişim grafiği çizildi. Burada, tedavi öncesine ait dört haftalık veriler taban-değer (base-line) olarak alındı. Bu fonksiyonel prevalans hız eğrilerine göre, enüretik çocuklar 1,5 ile 2,5 ay gibi bir süre içerisinde haftada 6,5 gece gibi yüksek bir kuruluk hızına ulaşmaktadır.36 Sonuç olarak, geliştirdiğimiz vücut alarm sistemi ile yapılan koşullandırma tedavisinde %75 gibi bir başarı elde edilmiştir. Vücut alarm sistemleri ile koşullandırma tedavisinin başarısı için literatürde verilen sınır değerler ise %70 ile %86 arasındadır. Dolayısıyla, çalışmamızın sonuçlan literatür değerleriyle uyumlu olmaktadır. 37 SUMMARY The use of the body - worn alarm system in the treatment of childhood nocturnal enuresis. The nocturnal enuresis, being old as human history is a symptom which may be defined as an involuntary voiding of urine by night during childhood. It is well known in the literature that various treatment methods have already been improved for this symptom (NE). These methods are classified mainly as; (1) dry bed training (DBT), a complex and demanding programme with tough dissipline, (2) therapy with medicine such as tricyclic antidepressons and desmopressin, despite their severe side-effects, (3) psychotherapy which requires a long-term therapy, (4) conditioning therapy with alarm systems. The main purpose of the present work covers the design and construction of a body-worn alarm system, its application as conditioning theraphy to enuretic children and comparison of its effectiveness with similar systems commercially available in Europe. For this purpose 16 children aging between 5 to 12 years, living with their families in KONYA, were selected according to the inclusion criteria and engaged for conditioning therapy. The integrated circuit body-worn alarm systems developed and tested in our laboratory, were applied to the selected enuretic children for four months following a four week dry-food regime. The prevalence rates before and after conditioning treatment were obtained from the filled- in personel progress charts of the 16 children. Mean prevalence values were calculated from these data. The mean values of the prevalence rates over 16 children were not changed seriously despite the treatment failure of four kids, one of them being unable to use the alarm system, two of them dropping-out the treatment and one being heavily resistant. The initial dryness criterion of consecutive 15 dry-nights were achieved within 1.5 and 2.5 months, and the female enuretic children were found fast responsive to the conditioning treatment than the male children. The variation of the dry-nights per week were plotted as a function of weeks wherein the four weeks data before treatment were asumed base-line data. According to38 these functional prevalence rates, the entireties were seen to achieve a high mean value of dry-nights per week as 6,5 within 1,5 to 2,5 months. Consequently, a success rate of 75% was obtained at the end of conditioning treatment with our body-worn alarm system. The success rates given in the literature for the conditioning treatment with body-worn alarm systems are within the limits of 70% and 86%. Therefore, the results of our work has been found in agreement with literature values.
Collections