Kompozit rezin restorasyonlarda mekanik, kemomekanik ve mikroabraziv kavite tekniklerinin karşılaştırılmalı incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
6. ÖZET S.Ü Sağlık Bilimleri Enstitüsü Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı DOKTORA TEZİ / KONYA- 2002 İlknur İpekdal Kompozit rezin restorasyonlarda mekanik, kemomekanik ve mikroabraziv kavite tekniklerinin karşılaştırılmalı incelenmesi Diş hekimliğinde döner aletlerin keşfi ve kullanımından beri, çürük lezyonlarının operatif tedavisi sıklıkla diş dokularının önemli derecede kaybı ile sonuçlanmaktadır. Aşın doku kaybını minimale indirmek amacı ile çürük dentin dokusunun kaldırılmasında yeni teknikler geliştirilmiştir. Yakın bir geçmişte, adeziv rezin materyallerin geliştirilmesi ile, minimal kavite dizaynındaki gelişmeler geniş ölçüde kabul görmüştür. Aynı zamanda çürüğün uzaklaştırılması ve kavite preparasyonu için geliştirilen sistemler tedavi esnasında hasta rahatsızlığını da azaltmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, bu çalışmada kemomekanik ve mikroabraziv tekniklerin kompozit rezin restorasyonlar ve çürük lezyonunun uzaklaştırılmasındaki etkisini incelemeyi amaçladık. Bu in vitro çalışmanın amacı iki farklı dentin adeziv materyalin (Prompt L-Pop and Prime&Bond NT) konvensiyonel, kemomekanik. mikroabraziv tekniklerle çürük dokusu uzaklaştırılan dentine bağlantı kuvvetini ve SEM (scanning electron microscopy) ile rezin- dentin arayüzeyini değerlendirmektir. Bu çalışmada 80 adet yeni çekilmiş, derin kuronal aproximal çürüklü insan molar dişi kullanıldı. Bağlantı dayanımı testi için 60 adet diş hazırlandı. Geriye kalan 20 adet diş ise SEM çalışması için kullanıldı. Bağlanma dayanımı çalışması için dişler herbiri 20'şer diş içeren 3 gruba ayrıldı. İlk deneysel grupta (konvensiyonel teknik); çürük dentin dokusu, demineralize dentinin dönen çelik bir frezle kesildiği mekanik teknikle uzaklaştırıldı. İkinci deneysel grupta (kemomekanik teknik): demineralize dentin kemomekanik teknik ile uzaklaştırıldı. Caridex solüsyonu kullanıldı. Caridex solüsyonu çürük dentin lezyonuna aplikatör uç ile uygulandı. Üçüncü deneysel grupta (mikroabraziv teknik); demineralize dentin 50 um Al Oxide partikülleri ile mikroabraziv teknik uygulanarak uzaklaştırıldı. Üç ana gruptaki örnekler daha sonra 10 dişten 68oluşan 6 alt gruba ayrıldı. Çürük dokusunun temizlendiğini kontrol etmek için çürük boyayıcı solüsyon ve ekskavatör kullanıldı. Üretici firma talimatlarına uygun olarak dentin bonding ajanların uygulanmasını takiben dişler, test edilecek materyallerle restore edildi. Çürükten etkilenmiş dentine rezin bağlantısını belirlemede uygulanacak mikrotensile testi için dişler, resin -dentin bağlantı arayüzeyine dik olacak şekilde 4-5 adet kare şekilli ince çubuklar elde edilecek şekilde kesildi. Çubuklar yaklaşık 1 mm2 lik kare şeklinde bağlantı alanı içermekteydi. Toplam 144 adet çubuk elde edildi. Örneklerin dentine mikrotensile bağlanma dayanımları MPa olarak hesaplandı. Elde edilen değerler; iki yönlü varyans analizi, Kruskal Wallis ve Mann Whitney U testleri ile değerlendirildi. Kemomekanik teknik ile çürük dentin dokusu temizlenen ve Prime&Bond NT+SureFil ile restore edilen grup en yüksek bağlanma değerleri gösterdi. Konvensiyonel teknik ile çürük dentin dokusu temizlenen ve Prompt L- Pop+Hytac ile restore edilen grup en üşük bağlanma değerleri gösterdi. Diğer grupların bağlanma değerleri birbirlerine yakındı. Sonuç olarak; kemomekanik teknik kullanılarak çürük dentin dokusu uzaklaştırılan dentin dokusuna total-etch sistemin uygulanması diğer tekniklerle kıyaslandığında çürükten etkilenmiş dentine daha yüksek bağlantı sağlamıştır. Kırılma yüzey analizi sonuçları ise başarısızlık tipinin %78 oranında adeziv olduğunu gösterdi. Bağlantıdan önceki dentin yüzeyleri ve rezin-dentin bağlantı arayüzeyini değerlendirmek amacı ile herbir gruptan hazırlanan örnekler SEM'de incelendi. 69 7.SUMMARY Comparative investigation of mechanical, chemomechanical and microabrasive cavity preparation techniques on composite resin restorations Since the invention and application of rotary instruments, the operative treatment of caries lesions has often resulted in considerable removal of tooth structure. Newer techniques for removal of caries dentin have been developed to minimize excessive tissue loss. In more recent years with the advent of adhesive resin materials, the subsequent developments in minimal cavity design is widely excepted. And also systems for caries removal and cavity preparation resulted in an increased on patient comfort. Because of these beneficial reasons, we aimed to study on the effects of chemomechanical and microabrazive techniques in caries removal and resin restorations. The aims of this in vitro study were to evaluate bond strengths of two different dentin adhesive materials (Prompt L-Pop and Prime&Bond NT) to caries-affected dentin instrumented with conventional, chemomechanical and microabrasive caries removal techniques and investigation of dentin surfaces and resin-dentin interfaces by SEM (scanning electron microscopy). 80 recently extracted human molar teeth with deep kuronal aproximal caries lesion were used in the sudy. 60 teeth were prepared for bond strength study. Remained 20 teeth were used for SEM study. For bond strength study, the teeth were randomly divided into three groups of 20 teeth each. In the first experimental group (conventional caries removal); dentin caries was removed mechanically with rotary instruments cutting demineralized dentin with a round steel bur. In the second experimental group (chemomechanical caries removal); demineralized dentin was removed using chemomechanical technique. Caridex solution was used. Caridex solution will be applied to the caries dentin lesion by means of applicator tip. In the third experimental group (microabrasive caries removal); demineralized dentin was removed with air abrasion technique using 50um Al Oxide particles. The specimens of the main groups were subdivided into 6 groups of 10 teeth each. All cavities were checked for remaining caries using an explorer and caries dedector. After completion of bonding procedures according to the manufacturer's instruction, all cavities were restored with resin test materials. The teeth were sectioned vertically into 4-5 sticks for the microtensile bond test to determine the strengths of the resin bonds to the caries-affected dentin. The sticks had a square cross- 70sectional shape with a bonded surface area of approximately 1mm2. A total number of 144 sticks were obtained. Microtensile bond strengths values of materials to dentin were measured as MPa. Data were analyzed by two way ANOVA, Kruskal Wallis and Mann-Whitney U tests. The results indicated that Chemomechanical Prime&Bond NT+SureFil group showed the highest bond values. Conventional Prompt L-Pop+Hytac group showed the lowest bond values. Other groups revealed similar bond strength values. In conclusion; chemomechanical caries removal technique was more succesful than the other techniques (conventional and microabrasive) in bonding to caries-affected dentin with total-etch system. The fracture analysis of the surfaces showed that the failure was mostly adhesive in nature (78%). Representative samples of each test group was examined by SEM to evaluate prebonding surfaces and interfacial resin-dentin bonding surfaces. 71
Collections