Kemik içi vida destekli molar distalizasyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kemikiçi Vida Destekli Molar Distalizasyonu Alt dental arktaki dişlerin düzgün bir şekilde sıralandığı ve alt çenenin kafa kaidelerine göre ön-arka konumunun normal olduğu Angle Sınıf II maloklüzyonlarının tedavisinde üst ön dişlerdeki çapraşıklık veya artmış overjet, üst arka dişlerin distalizasyonu ile ya da üst birer premolar dişin çekilmesiyle tedavi edilebilmektedir. Günümüzde geliştirilen ortodonti mekanikleri ve bu mekaniklerin uygulama kolaylıkları çekimsiz tedavilerin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Çekimsiz tedaviler arasında fonksiyonel apareyler, headgearlar ve sınıf II elastikler gibi mekanikler yer almaktadır. Bununla birlikte bu tür mekaniklerde görülen en büyük problem, kullanımlarının hastaya bağlı olması yüzünden, hasta işbirliğine ihtiyaç duyulmasıdır. Hasta işbirliğini azaltmak için çeşitli ağıziçi distalizasyon apareyleri geliştirilmiştir. Bu apareylerin uyguladıkları kuvvetler neticesinde üst molar dişleri distalize olurken kesici dişler bölgesinde, üst keser dişlerin protruze olması sonucu overjet artışı, bite' in azalması gibi `ankraj kaybı ` diye tarif edilen değişiklikler meydana gelmektedir. Ağıziçi molar distalizasyonu sonrası kesici dişler bölgesinde görülen değişikliklerin önlenmesi amacıyla son yıllarda kemik içine veya üstüne yerleştirilen implantlardan destek alınarak diş hareketleri yaptırılmasına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. 51Bu araştırmanın amaçlan, 1) Üst çenede molar distalizasyonu için premaksiller bölgeye yerleştirilen bir kemikiçi vida yeterli ankraj sağlayabilir mi sorusuna cevap aramak, 2) Bir kemikiçi vida ve iki premolar dişten destek alınarak gerçekleştirilen üst molar distalizasyonu sonrası sagital ve vertikal boyutlar ile yumuşak dokularda meydan gelen değişikliklerle beraber kesici ve azı dişlerindeki değişikliklerin incelenmesidir. Bu çalışma dişsel sınıf II iskeletsel sınıf I malokluzyona sahip, çekimsiz bir tedavi planı yapılmış, yaşlan 1 1 yaş 3 ay ile 16 yaş 5 ay arasında değişen 18 kız 7 erkek toplam 25 birey üzerinde yürütüldü. Üst çenede palatinal bölgede insiziv kanalın yaklaşık 0,5 mm. gerisinden, yine orta hatta maksiller sütüre denk gelmeyecek şekilde bir tarafa daha yakın olarak yerleştirilen kemikiçi vidadan destek alınarak birinci büyükazıların ve varsa ikinci büyükazıların distalizasyonu süper sınıf I azı ilişkisi elde edilene kadar sürdürüldü. Distalizasyon süresi ortalama 4,6 aydır. Uygulama sonucu görülen değişiklikler, distalizasyon öncesi ve sonrası alınan sefalometrik film ve üst çene alçı modelleri üzerinde incelendi. Yapılan ölçümlerde üst 1. büyükazı dişlerinin sefalometrik olarak ortalama 3,9 mm. distalize olduğunu ve 8,76 ° lik bir tippinge uğradığını saptadık. Model ölçümlerine göre üst 1. büyükazı dişlerinde ortalama 5 mm. distalizasyon sağlanırken aynı zamanda distopalatinal yönde bir rotasyon meydana geldi. Distalizasyon sonrasında santral kesici dişler ortalama 0,5 mm. protruzyona uğradı. Overjet ve overbite'ta herhangi bir artış olmazken mandibular düzlem açısında bir değişiklik gözlemedik. Tüm verilerin ışığında; hastaların ihtiyacına göre yeterli miktarda distalizasyon sağlanırken ankrajın korunduğunu saptadık. Bu çalışmada üst çeneye yerleştirilen bir kemikiçi vidanın üst molarların distalizasyonunda yeterli ankraj sağlayabilir sonucuna varıldı. 52 Using Intraosseous Screw-Supported Anchorage for Molar Distalization In the treatment of Angle Class II malocclusions, with well-aligned lower teeth and a mandible in sagitally normal position, upper anterior crowding and excessive overjet can be treated with either distalization of upper posterior teeth or extraction of two upper premolars. Newly developed orthodontic mechanics and their easier of application enabled widespread use of nonextraction therapies. Such as functional appliances, headgears and Class II elastics. However, the most important problem with these mechanics is the patient cooperation. Various intraoral upper molar distalization appliances have been developed in order to reduce or eliminate the patient cooperation. However, as the upper molar teeth are distalized, with these appliances, an increased in overjet and a reduction in overbite were recorded due to upper incisor protrusion (anchorage loss). Recently, the studies intraosseous or subperiostal screws used to prevent the changes in the upper incisors have increased. The aims of the present study are, 1) to investigate the efficiency of intraosseos screws for anchorage in maxillary molar distalization 2) to investigate the sagital and vertical skeletal, dental and soft tissue changes following molar distalization using intraosseous screw-supported anchorage unit in the maxilla. Twenty five patients (18 girls and 7 boys; 1 1.3-16.5 years of age) with skeletal class I, dental class II malocclusion participated in the present study. For molar distalization, an anchorage unit was prepared by placing an intraosseous screw 0.5 mm behind the incisive canal and a safe distance away from the midpalatal suture following the palatinal anatomy. After placement the screws were immediately loaded to distalize upper 1st molars or the 2n molars when they were present. The average distalization time to achieve an overcorrected Class I molar relationship was 4.6 months. The skeletal and dental changes were measured 53on cephalograms and plaster models, obtained before and after the distalization. In cephalograms, upper 1st molars appeared to be tipped 8.76° and moved 3.9 mm distally on average. On plaster models, the mean distalization was 5 mm. The upper molars were rotated distopalatally. Mild protrusion (mean 0.5 mm) of the upper central incisors were also recorded however, there was no change in overjet, overbite and mandibular plane angle measurements. In conclusion, the immediately-loaded intraosseous screw-supported anchorage unit was successful in achieving sufficient molar distalization without important anchorage loss. 54
Collections