Sagittal split ramus osteotomisinde kullanılan fiksasyon yöntemlerinin deneysel olarak karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sagittal split ramus osteotomisi mandibulanın hipoplazi, hiperplazi, asimetri gibi kazanılmış veya konjenital deformitelerinin düzeltilmesinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Osteotomi sonrası yeniden konumlandırılan segmentlerin fiksasyonu ise yapılan işlemin başarısını doğrudan etkilemektedir. Bu konuda deneysel ve kliniğe yönelik birçok araştırma yapılmasına rağmen herkes tarafından kabul gören ideal bir fiksasyon yöntemi henüz belirlenememiştir. Bu tez çalışmasında sagittal split ramus osteotomisi sonrası uygulanan altı farklı fiksasyon yöntemi deneysel olarak karşılaştırılmıştır. 36 adet taze koyun hemimandibulasına sagittal split ramus osteotomisi yapılmış, sonrasında ilk deney grubunda 6 adet hemimandibula 3 adet 13 mm uzunlukta 2.0 mm çapında bikortikal vida ters L konfigürasyonunda yerleştirilerek, ikinci grup 3 adet 13 mm uzunlukta 2.0 mm çapında bikortikal vida üst sınıra doğrusal pozisyonda yerleştirilerek, üçüncü grup 2 adet 13 mm uzunlukta 2.0 mm çapında bikortikal vida üst sınıra doğrusal pozisyonda yerleştirilerek, dördüncü grup sagittal split osteotomisi için dizayn edilmiş miniplaklar ve 6 adet 2.0 mm çapında 6 mm uzunluğunda monokortikal vidalar kullanılarak, beşinci grup sagittal split ramus osteotomisi için özel olarak dizayn edilmiş sliding plaklar ve 8 adet 2.0 mm çapında 6 mm uzunluğunda monokortikal vidalar kullanılarak, altıncı grup ise standart miniplaklar ve 6 adet 2.0 mm çapında 6 mm uzunluğunda monokortikal vidalar kullanılarak fikse edilmiştir. Bütün örnekler bir deney aygıtı kullanılarak servohidrolik test cihazına bağlanmış, kalıcı deformasyon oluşuncaya kadar devamlı, doğrusal kuvvet uygulanmıştır. 70 N'a kadar her 5 N değerinde oluşan deplasman miktarları kaydedilerek değerlendirilmiştir. En yüksek stabilite 3 adet bikortikal vida kullanılan gruplarda görülürken bunu sırasıyla doğrusal iki vida grubu ve monokortikal vida- plak grupları takip etmiştir. 70 N'a kadar uygulanan doğrusal kuvvet için hiçbir fiksasyon siteminde 3 mm ve üzerinde deplasman kaydedilmemiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre değerlendirilen bütün sistemler klinik olarak kullanılabilir görünmektedir. Bununla birlikte, üç bikortikal vida uygulamaları dışından kalan sistemlerin sert doku iyileşmesi boyunca intermaksiller fiksasyon ya da fonksiyonel elastik gibi destekleyici uygulamalara ihtiyacı olabilir. Sagittal split ramus osteotomy is a method widely used for correction of acquired or congenital deformities of the mandible such as hypoplasia, hyperplasia or asymmetry. Fixation of the segments after the osteotomy is directly affects the success of the process. Although there are many clinical and experimental research on this subject ideal fixation method has not yet been determined. In this thesis study, six different fixation methods applied after sagittal split ramus osteotomy were compared experimentally. Sagittal split ramus osteotomy was performed to 36 fresh sheep hemimandible and advanced 5 mm. In first group six of the hemimandibles were fixed with three bicortical screws in 13 mm length and 2.0 mm diameter in inverted L pattern. Group two was fixed with three bicortical screws in 13 mm length and 2.0 mm diameter in linear pattern. Group three was fixed with two bicortical screws in 13 mm length and 2.0 mm diameter in linear pattern. Group four was fixed with 6 monocortical screws in 6 mm length and 2.0 mm diameter and a miniplate specially designed for sagittal split ramus osteotomy. Group five was fixed with 8 monocortical screws and sagittal split sliding plate. Group six was fixed with 6 monocortical screws and standart miniplates. All samples coupled to a servohydraulic testing unit using a fixation device and linear force has been applied until the permanent deformation is formed. The amount of displacement occurring at each 5 N up to 70 N are recorded and evaluated. Similar displacement values have been seen in the first two groups fixed with different configurations of three bicortical screws. While three groups were fixed with miniplates have similar displacement values, displacement values of group fixed with 2 bicortical screws were high compared to other bicortical screw groups. For linear force applied up to 70 N, 3 mm or higher displacement values were not seen in any fixation system. According to the results of this study, all systems are suitable for clinic usage. However, intermaxillary fixation or functional elastics may be needed for monocortical screw-plate fixation systems during the healing period of the hard tissue.
Collections