Koroner arter cerrahisinde yüksek doz alfentanil ile düşük doz alfentanil-isoflurane tekniklerinin plazma kortizol düzeyine ve hemodinamik parametrelere etkilerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-76- ÖZET Bu çalışma, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalında, 1993-1994 yıllan arasında, elektif olarak coroner arter bypass greftlemesi yapılacak 24 hasta üzerinde yapıldı. Çalışmamızda koroner arter cerrahisinde yüksek doz alfentanil ile düşük doz alfentanil-ısoflurane tekniklerinin plazma kortizol düzeyine ve hemodinamik parametrelere etkilerini karşılaştırarak değerlendirmeyi amaçladık. Kardiyak patolojileri,hipertansiyon ve diabetes mellitustan başka bir sistemik hastalığı bulunmayan, ASA II - III grubuna giren, ventrikül fonksiyonları normal ve ejeksiyon fraksiyonları % 46' nın üzerinde, koroner arter greftlemesi yapılacak 24 hasta 12 'er kişilik iki gruba ayrıldı. Bütün hastalara ameliyat öncesi ; gece İ.M. 10 mg diazem ve ameliyata girmeden 1 saat önce de İ.M. 50mg meperidin ile premedikasyon yapıldı. Arter ve santral venöz kateterizasyonlan yapılan hastalarda Swan - Ganz kateteri ve termodilüsyon tekniği ile tüm hemodinamik parametreler moniterize edildi. I. grup hastalara indüksiyonda 150 y.% I kg yükleme dozunda alfentanil 15 dk' da gidecek şekilde uygulandı. Alfentanil infüzyonuna entübasyondan sonra CPB 'a kadar 6 /*g / kg /dk, daha sonra ise 3 /ı% I kg /dk dozunda devam edildi. II. grup hastalara indüksiyonda 75 /ıg / kg yine 15 dk' da gidecek şekilde yükleme dozu uygulandı. Hastaların bilinci kaybolduktan sonra % 1 konsantrasyonda indüksiyona ısoflurane ilave edildi. Entübasyondan sonra alfentanil infüzyonu CPB 'a kadar 3 /ı% I kg / dk daha sonra ise 1.5 ]ig I kg / dk dozunda devam edildi. CPB haricinde, operasyon süresince kan basıncını 90 mmHg 'nın altına düşmeyecek şekilde % 0-1 lik konsantrasyonda ısoflurane inspire edilen gaz karışımına ilave edildi. Her iki grup hastaya indüksiyonda 0.03 mg / kg flunitrazepam ve 0.1 mg / kg vecuronium bromide uygulandı. Vecuronium bromide' nin idamesi daha sonra gerektiğinde 0,02 mg / kg dozunda uygulandı. Hasta uyanıkken ( kontrol ), indüksiyondan, entübasyondan, cilt insizyonundan, sternotomiden, aort root disseksiyonundan 3 dk sonra ve pompadan çıktıktan 20 dk77- sonra hemodinamik ve plazma kortizol düzeyi ölçümleri yapıldı. Çalışmamızda anestezi ve operasyonun değişik periyotlarında, her iki grup arasında plazma kortizol düzeyi ve hemodinamik parametreler bakımından istatistiksel önemli bir fark yoktur. Her iki grupta CO, CI, MAP, HR, SVI ve LVSW1 değerleri indüksiyondan sonra istatistiksel olarak anlamlı şekilde düştü. CO 'da; I. grupta %23, II. grupta %55, MAP 'da 1. grupta %22, II. grupta %35, HR 'de I. grupta %18, II. grupta %16, SVI 'de I.grupta %9, II. grpta %22 ve LVSWI 'de I.grupta % 34, II. grupta %46 oranında düştü. SVI ve LVSWI değerleri düşük doz alfentanil-ısoflurane grubuna göre, yüksek doz alfentanil grubunda operasyon süresince daha yüksek seyretti ve operasyon sonunda daha çabuk toparlanarak, ventrikül fonksiyonunu daha az etkiledi. Yüksek doz alfentanil tekniği indüksiyon esnasında daha fazla oranda dopamin ve atropine ihtiyaç gösterdi. PVR ve S VR her iki grupta stabil ve paralel seyretti. PCWP ve MPAP 'ları operasyon esnasında her iki grupta minimal olarak etkilendi. CVP ise genellikle stabil seyretmesine rağmen, kas rijiditesine bağlı indüksiyon esnasında yüksek doz alfentanil grubunda daha fazla olmak üzere yükseldi. Her iki yöntemde plazma kortizol düzeyini indüksiyondan sonra düşürerek operasyon boyunca cerrahi stresse hormonal cevabı iyi olarak baskıladı. Çalışmamızda koroner arter bypass greftlemesi operasyonu yapılan hastalarda, yüksek doz alfentanil ve düşük doz alfentanil-ısoflurane teknikleri, hemen hemen benzer oranda myokardiyal depresyon oluşturmasına rağmen ; her iki teknik de cilt insizyonu, sternotomi ve aort root disseksiyonu gibi majör cerrahi uyaranlara hemodinamik ve hormonal yanıü yeterli şekilde baskılayarak, peroperatif stabil bir hemodinami ve güvenli bir anesteziye olanak vermektedir. Sonuç olarak düşük doz alfentanil-ısoflurane tekniği, yüksek doz alfentanil tekniğine göre, yüksek doz opioidlerin problemlerine ( solunum depresyonu, rijidite ve konvülsiyon ) daha az sebep olarak ve indüksiyon esnasında daha az hipotansiyona yol açarak, koroner arter cerrahisinde yüksek doz opioid tekniğine bir alternatif olarak kabul edilebileceği kanısına vardık.
Collections