Akut inferiyor miyokard infarktüsünde sinyal ortalamalı elektrokardiyografi ve risk stratifikasyonunun belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
6. ÖZET Akut inferiyor miyokard infarktüsü (AİMÎ) (Sağ ventrikül miyokard infarktüsü (SğVMİ) olan veya olmayan) ile gelen hastalarda sol ventrikül fonksiyonları, tutulan damar sayısı ve ileride oluşabilecek komplikasyonları tespit etmede sinyal ortalamak elektrokardiyografi (SOEKG)'nin değerini araştırmak amacıyla bu çalışmayı planladık. Materyal ve Metod: Tipik göğüs ağrısının başlangıcından itibaren ilk beş gün içinde gelen, CK-MB değeri normalin en az iki katı veya LDH- Troponin değerleri hala yüksek olan ve EKG' de inferiyor derivasyonların en az iki tanesinde 1 mm ve üzeri ST segment yüksekliği bulunan veya ilgili derivasyonlarda azalmış ST yüksekliği, negatifleşmeye başlayan T dalgası görülen 37 hasta (31 erkek, 6 kadın yaş ortalaması; 58+10 yıl) çalışmaya alındı. İnfarktüs başlangıcından bir hafta sonra 40-250 Hz filtrede alınan geç potansiyel parametrelerinin en az ikisinin anlamlı olması halinde SOEKG pozitif kabul edildi. Hastalar geç potansiyel müspet/menfi oluşuna göre gruplara ayrıldı. Ayrıca SOEKG ile risk stratifıkasyonunu belirlemede kullanılan kalp hızı değişkenliği (KHD), Ekokardiyografı (EKO) parametreleri, koroner anjiyografı bulguları karşılaştırılarak herhangi bir korelasyonun olup olmadığı araştırıldı. EKO ile değerlendirilen vena kava kollaps indeksi (VKKİ) SğVMİ bulunan ve bulunmayan hastalarda tarandı. Kabulden sonraki ilk iki hafta içinde tüm vakalarda Holter monitörizasyonu ile KHD, EKO ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) ve sol ventrikül duvar hareket indeksi, koroner anjiyografı ile de tutulan damar sayısı belirlendi. Bulgular: SOEKG müspet/menfi oluşuna göre 12 hastada (%32) geç potansiyel (+), 25 hastada (%68) ise (-) tespit edildi. SOEKG pozitifliği EKO ile değerlendirilen SVEF ve SV duvar hareket indeksi ile ilişkili bulundu. SVEF, SOEKG (+) olanlarda (-) olanlara göre daha düşük (0.47 ± 0.07'ye 60karşın 0.53 ± 0.06, p= 0.019), buna paralel olarak SV duvar hareket indeksi, daha yüksek (1.8 ± 0.2'ye karşın 1.4 ± 0.3, p= 0.04) saptandı. SOEKG pozitif olan gruptakilerin 10 tanesinde (%83) komplikasyon gelişirken negatif grupta 9 hastada (%36) komplikasyon görüldü. Komplikasyon gelişme sıklığı (+) grupta, (-) gruba göre daha fazla olup istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p= 0.043). Koroner anjiyografı sonuçlarına göre, geç potansiyel müspet olguların tamamında, menfi olanların ise %52' sinde 2 ve/veya 3 koroner arterde önemli tıkayıcı lezyon tespit edildi (p= 0.045). EKO ile değerlendirilen ve SğVMİ tanısında kullanılan VKKİ, elektrokardiyografık olarak SğVMİ bulunan 9 hastada (%24) bulunmayan 28 hastaya (%76) göre belirgin düşük saptandı (0.35 ± 0.1 'e karşın 0.6 ±0.1, p< 0.001). Sonuç olarak; noninvazif, değerli bir test olan SOEKG ve önemli bir tanı metodu olan EKO ile çalışmamızda belirtilen spesifik parametrelerin kullanılması hastaların risk stratifıkasyonunu belirleyip tedavide yol gösterici olabilir. Anahtar Kelimeler: Sinyal ortalamalı elektrokardiyografi, ekokardiyografı, inferiyor miyokard infarktüsü, koroner anjiyografı. 61 7. SUMMARY Background: In this study, the clinical value of signal averaged ECG was investigated in predicting the possible complications of acute inferior myocardial infarction with or without right ventricular involvement. Methods: 37 patients (31 male, 6 female) were involved with typical chest pain and electrocardiographic ST segment elevation. Patients without a twofold rise in enzymatic assay for CK-MB and those admitted after 5 days from onset as well as those without a high LDH and/or Troponin level, were excluded. SAECG was considered positive if;at least 2 of the involved variables were found abnormal (HFLA, RMS, fQRS). Besides, heart rate variability, echocardiography and coronary angiography were performed, being compared to the variables obtained through SAECG. On the other hand, Venae Cava Collapse Index was calculated for each patient with and without right ventricular involvement, by echocardiography. Number of involved coronary arteries were identified by angiography, left ventricular ejection fraction and motion index were calculated by echocardiography. All patients underwent heart rate variability examination within 2 weeks. Results: SAECG was considered (+) in 12 patients (32%) and was considered negative in 25 patients (68%). A positive SAECG finding correlated well with left ventricular indexes. A reduced left ventricular ejection fraction was found in patients with (+) SAECG. Whereas a higher motion index was evident in the same group (LVEF; 47% ± 7% vs 53% ± 6 %, p= 0.019. LVMI; 1.8 ± 0.2 vs 1.4 ± 0.3, p= 0.04). Overall complications were higher in positive group, which was found significant (Arrhythmogenic: 10 patients (83%) in (+) SAECG vs 9 patients (36%) in (-) SAECG, p= 0.043). 62Multivessel disease was identified in all patients with positive SAECG, whereas it was identified only in 52% in negative SAECG (p= 0.045). On the other hand, venae cavae collapse index was found lower in 9 patients (24%) with right ventricular infarction, compared to that of 28 (76%) patients without (0.35 ±0.1vs 0.6±0.1,p<0.001). Conclusion: SAECG, which is a non-invasive diagnostic tool as well as transthoracic achocardiography were found valuable in stratifying patients according to risk parameters in patients with inferior myocardial infarction. Key Words: SAECG, Echocardiography, Inferior myocardial infarction, Coronary Angiography. 63
Collections