İbn Ataullah el-İskenderî`nin tasavvuf felsefesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İbn Ataullah el-İskenderî (v. 709/1309) tasavvuf tarihinin önemli simalarından biridir. Özellikle Hikem adlı başyapıtı, birçok dile çevrilmesi yanında, üzerine yapılmış sekseni aşkın şerhle, İslam tarihinin en çok şerh edilen eserlerindendir. İskenderî, Şazeliyye tarikatının ilk yazılı metinlerini ortaya koyan ve bu açıdan bu tarikatın ilk kaynaklarını oluşturan kimsedir.İskenderî, İskenderiye doğumlu olup, Kahire'de vefat etmiştir. Zaten ilim adamları yetiştiren bir aileden gelen İskenderî, kendisi de iyi bir eğitim almış, uzun yıllar Kahire'nin en popüler camilerinde halka açık konuşmalar yapmıştır. Bunun yanında, ayrıca müritlerini eğitmiş, onlara kendi zaviyesinde tasavvufi eğitim vermiştir. Dilimizde İskenderî ile çalışmalar son derece kısıtlıdır. Bizim bu çalışmamız, ülkemizde halihazırda onun üzerine yapılmış ilk doktora çalışmasıdır.İskenderî, esasen vahdet-i vucûd sayılabilecek bir marifet anlayışına sahiptir. Bununla birlikte, bu terimi kullanmamış, daha ziyada marifet, tevhid gibi terimleri tercih etmiştir. Ona göre hakiki varlık Allah'tır ve onun dışındaki bütün varlıklar gölge varlıklardır, yok hükmünde olan varlıklardır. Sufi bir formasyonla bu varlıkların gerçekte yok oldukları anlaşılabilir.İskenderî'ye göre marifetullah hakiki bilgidir ve gerçek alim de bu bilgiye sahip olandır. Bu düzeydeki kimse arif olarak adlandırılır. Kalp, bu bilgiye ulaşmak için önemli bir bilgi kaynağıdır. Kalbin ve aklın aydınlanması (tenevvür) marifete ulaştırır. Marifete sahip olan kimsenin dünya ile ilişkisi de değişir. Çünkü o, bütün varlıklarda Allah'ın tecellisini temaşa eder. Böylece onun düzeyi, dünyada bu tecelliyi temaşa edemeyerek, dünyaya hasmane bir tavır takınan zahidin durumundan farklıdır. Yine İskenderî'ye göre nefsin arındırılması gerekir ki kişi ulvi bir seviyeye yükselebilsin. Bu yükseliş süreci, nefsin mertebeleri yanında makamlar ve hallerle ifade edilir. Ibn Ata Allah el-Iskandari (d.709/1309) is one of the important personalities in the history of tasavvuf. Especially, his masterpiece al-Hikam (Sufi Aphorisms) was translated into many languages. In addiation, more than 80 commentaries were written over al-Hikam.Iskandari was born in Alexandaria, died in Cairo. There were many important scholars in his family and he is also a well-studied member of this family. He made public speeches in the most important mosques of Cairo for years. The studies about him are very limited in our language. Our study is the first doctoral work about him in our country.Iskandari has a gnosis (ma?rifah) doctrine which can be considered as wahdat al-wujud. However, this concept is not used by him but he prefered to use some other consepts as ma?rifah and tawhid. According to him only God has the real existence. All other beings are shadow-beings and do not have the real existence.According to Iskandari the gnosis (ma?rifah) is the real knowledge. And the real âlim (scholar) is who has this knowledge. He who has this knowledge is referred as ârif. The heart is an important source to reach this knowledge. The illumination of the heart and the intellect leads to the gnosis. The relationships between the world and him who gets this knowledge is also changed. So his level differs from the level of zâhid who can not contemplate those manifests in the world and who is hostile to the world.
Collections