Kamu işvereninin iş sağlığı ve güvenliği bakımından sorumluluğu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İşyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli biçimde çalışmalarının sağlanması ve evrensel bir değer olan insan hayatının korunması gelişmişliğin ve insan odaklı yönetim anlayışının göstergesidir. Bu nedenle çalışanların işyeri ortamının yarattığı fiziki tehlikelere karşı korunması gerekmektedir. Ayrıca işyerlerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıkları sadece çalışana zarar verme¬mekte, onun desteğine muhtaç çok daha geniş bir kitleyi olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemiz son yıllarda çalışma hayatında meydana gelen gelişmeler ışığında iş sağlığı ve güvenliği konusuna önem ve öncelik vermektedir. Bu kapsamda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun en önemli özelliği, çalışma hayatında kamu-özel sektör ayrımı yapmadan tüm çalışanların sağlık ve güvenliklerinin sağlanmasını amaçlamış olmasıdır. Bu itibarla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/A, 4/B ve 4/C maddelerine göre istihdam edilen kamu çalışanları da 6331 sayılı Kanun ve buna dayanılarak hazırlanan diğer mevzuat hükümlerindeki haklardan işçiler gibi yararlanır hale gelmiştir. O halde işçi niteliği taşımayan kamu çalışanlarının da, kamu idaresinde görevli oldukları işlerle uygun illiyet bağı içinde maruz kaldıkları iş kazası ve meslek hastalıkları dolayısıyla uğradıkları zararları işverenleri statüsünde olan kamu idaresinden talep hakları mevcuttur.Kamu işverenleri tarafından iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, eksik veya geç yerine getirilmesi halinde, bu durum kamu kurumunun hizmet kusuru olarak nitelendirilebilecek ve idarenin mali sorumluluğu doğacaktır. Bu nedenle kamu çalışanlarının maruz kaldıkları iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu uğradıkları zararlar işverenleri konumunda olan kamu işverenlerinden talep edilebilecektir. The indicators of development and people-oriented management approach are related to ensure healthy and safe work of employees in the workplace and protecting human life as a universal value. Therefore, it is necessary to protect employees against physical hazards of workplace. In addition, workplace accidents and occupational diseases occurring in the workplace are not harm employees only, but also affect a larger population who are in need of their support.In the light of the recent developments in labour life, Turkey has given importance and priority to occupational health and safety. In this context, the Occupational Health and Safety Act No. 6331 was enacted on June 30, 2012. The most important aim of the Law is to provide health and safety for all employees without a public-private distinction.In this respect, civil servants who are employed according to the articles 4/A, 4/B and 4/C of Civil Servants Law no.657 are also started to benefit from the same rights as workers, arising from Law no 6331 and its secondary legislation. In that case, civil servants who are not workers also have the right to demand the losses resulting from workplace accidents and occupational diseases from public administration. Public employers' late, incomplete or non-fulfillment of obligations related to occupational health and safety can be described as a service defect of public institutions and in this case financial responsibility of the administration will be occurred. Therefore, the losses from work accidents and occupational diseases of civil servants can be demanded from public employers.
Collections