Yapısal uyum programlarının Afrika ülkelerine sosyal ve politik etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Literatüre göre, Afrika kıtası dünyanın en büyük kıtasıdır fakat aynı zamanda en fakir kıtasıdır. Yıllarca, sömürgeci devletlerin altına geçirmiştir ancak 1960'lı yıllarda çoğu Afrika ülkeleri bağımsızlığını kazanmıştır. Bu yıllarda, Afrika ülkeleri hızlı büyüme ve gelişme için yüksek umutlar taşımıştır, ne yazık ki 1970'lerin başlarında Afrika ülkelerindeki büyüme hızlı yavaşlamaya başlamıştır. Bu zayıf ekonomik performansı sosyal koşulların bozulmasına ve kurumsal kapasitenin erozyonuna neden olmuştur. Afrika liderleri ve önde gelen uluslararası finans kuruluşları bu sorunlara farklı çözümler önerdi; sanayileşmeye odaklı stratejileri ekonomik büyümenin motoru olarak benimsemiştir. Ne var ki, 1970'lerde dünya ekonomisinin kötüleşen sermaye rezervi, Afrika ülkeleri hızla etkilemeye başlamıştır. Dünya Bankası ve İMF, 1980'lerin başındaki ekonomik kriz nedeniyle Afrika'da giderek daha ümit verici kurumlar haline geldi, bu finansal kurumlar Afrika ülkelerine kredi sağlayan ana merkez oldu, ayrıca dış borçlarının geri ödenmesini ve ekonomik istikrarı sağlamak için Afrika ülkelerine kredi verdiler. Bu şeklide, İMF ve Dünya Bankası Afrika'daki yapısal uyum programlarını başlatmıştır. Bu programları Afrika ülkeleri üzerinde hem olumlu hem de olumsuz sosyo-politik etkilerine sebep olmuştur. Çalışmanın sonuçları göre, ortada en çıkan etkileri ise yoksulluk, işsizlik ve siyasi istikranın tehdit etmesidir. According to the literature, the African continent is the world's largest continent but at the same time the poorest continent. Over the years, the continent was colonized however alot of African countries won their independence in the 1960's. During these years there was high hopes for fast growing economic growth and development for African countries, unfortunately during the early 1970's this fast growing economic growth rate started declining. This poor economic performance led to the degrading social conditions and organizational capacities. African leaders and international financial organizations suggested ways of solving these problems such as adopting industrialization as the main focus for steering the economic growth.However, during the 1970's, the deteriorating capital reserves of the World economy began to affect African countries rapidly. İn the early 1980's the World Bank and the İMF became the hope for African countries as they were the main hub for lending additionally they provided loans for paying external debts and stabilizing the economy of African countries. İt is through this manner that the İMF and the World Bank introduced the structural adjustment programs in Africa. İmplementation of these programmes tend to have both positive and negative implications. The results of this study has shown poverty, unemployment and political instability as the most possible results.
Collections