Trabzon`da iki farklı sosyoekonomik yerleşim yerinde 20 ? 44 yaş arası evli kadınların isteyerek düşük ve aile planlaması yöntemi kullanma durumları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Aile planlamasının önemli hedeflerinden biri istenmeyen gebeliklerin önlenmesi olduğundan, isteyerek düşüklerin aile planlaması hizmetleri arasında ayrı bir önemi bulunmaktadır. Bu çalışma ile Trabzon'da kırsal ve kentsel olmak üzere iki farklı yerleşim yerinde yaşayan 20-44 yaş arası evli kadınların doğurganlık ve AP ile ilgili özellikleri ile son 5 yıl içinde meydana gelen isteyerek düşükleri, isteyerek düşük öncesi ve sonrası kullandıkları AP yöntemleri ile ilişkisini ve buna etki eden faktörleri tespit etmek amaçlanmıştır.Yöntem: Kesitsel tipteki araştırmada, kentsel bölge olarak İnönü Aile Sağlığı Merkezi ve kırsal bölge olarak Düzköy ilçesi Çal Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı, yaşları ile orantılı olarak seçilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 420 kadına (%93,3) ulaşılmıştır. Kadınlara literatür bilgilerine dayanarak araştırmacı tarafından hazırlanan anket uygulanmış, veriler yüzdelik dağılım, aritmetik ortalama, Logistic Regression, Mc Nemar, t-testi ve ki-kare testleri ile karşılaştırılmıştır.Bulgular: Araştırma bölgeleri arasında kadınların yaş dağılımı, eğitim düzeyleri, çalışma durumları, gelir düzeyleri, gebelik özellikleri yönünden anlamlı fark gösterdiği tespit edilmiştir (p<0,001). Bölgeler arasında yaşam boyu isteyerek düşük ortalaması (p=0,692) ve isteyerek düşük tekrarı yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p=0,559) kentsel bölgede isteyerek düşük varlığı anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0,001). Kentsel bölgede yaşayan kadınların %40,3'ünün, kırsal bölgede yaşayan kadınların %32,5'inin son 5 yıl içinde meydana gelmiş istenmeyen ve planlanmamış gebeliği olmuş (p= 0,114) ve bu gebeliklerin kentsel bölgede %33,8, kırsal bölgede %6,1 isteyerek düşükle sonuçlanmıştır (p<0,001). Bölgeler arasında son 5 yıl içinde isteyerek düşüğü olmuş kadınların, eğitim düzeyleri, gelir düzeyleri, aile yapısı yönünden anlamlı farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir (p<0,05). Son 5 yıl içinde meydana gelen isteyerek düşük riskini; kentsel bölgede yaşamanın 10,53 kat (p=0,002), 3 ve üzeri yaşayan çocuğa sahip olmanın 3,63 kat (p=0,017) ve gebelik yaşının artmasının 3,04 kat (p=0,028) artırdığı, diğer faktörlerin isteyerek düşüğe bağımsız risk faktörü olarak etkisi olmadığı saptanmıştır. Kentsel bölgede yaşayan kadınlar arasında isteyerek düşük öncesi AP yöntemi kullanmama oranı %28 iken isteyerek düşük sonrası %12'ye düştüğü, kırsal bölgede yaşayan kadınlar arasında isteyerek düşük öncesi AP yöntemi kullanmama oranının %25'den %0'a düştüğü saptanmıştır.Sonuç: İsteyerek düşüğe başvurmuş kadınların çoğu bu gebelikleri öncesinde geleneksel bir yöntem olan koitus interuptus ile korunmakta veya hiçbir yöntem kullanmamaktadır. İsteyerek düşük sonrası dönemde de yöntem kullanma konusunda ki tercihleri yönünden fark olmamaktadır. Kadının statüsü yükseldikçe istemli düşüğü aile planlaması olarak görmekte ve daha fazla tercih etmektedir. İstemli düşük kadınlara aile planlaması konusunda ulaşılabilecek önemli bir durumken bu fırsatın yeterince değerlendirilmediği ve bu açıdan sağlık personelinin daha duyarlı olması gerektiği görülmektedir.Anahtar Kelimeler: İsteyerek düşük, aile planlaması yöntemleri Aims:Induced abortions amongst family planning services are of particular importance in that one of the priorities of these services is preventing unintended pregnancies. The aim of this study is to determine the fertility rate of the married women aged 20-40 from the rural and urban settlements in Trabzon, the relationship between induced abortions within the past five years and family planning methods used pre and post abortions, and the factors affecting it.Method: In this cross-sectional study, there are 420 women (93%), selected proportinally by age and accepting to participate in the study, from an urban settlement in Inonu Family Health Center and from a rural settlement in Çal Family Health Center of Düzköy District. A questionnaire based on literature has been prepared by the researcher and applied to these women, and the data have been compared with percentage distribution, arithmetic mean, Logistic Regression, Mc Nemar, t-test and chi-square tests.Findings: There is a significant difference between the research areas in terms of women?s age distribution, education levels, employment status, income levels and pregnancy characteristics (p<0,001). Induced abortion rate has been identified significantly higher in the urban area than in the rural area (p<0,001) whereas there is no statistically significant difference in terms of lifetime induced abortion average (p=0,692) and the repetition of induced abortion between the areas (p=0,559). 40, 33 percent of women living in the urban area and 32, 5 percent of those living in the rural area had unintended pregnancies within the past five years (p= 0,114), and 33, 8 percent of them in the urban area and 6, 1 percent of them in the rural area ended up induced abortions (p<0,001). There are significant differences in terms of education levels, income levels, family structure of the women having an induced abortion within the past five years between the areas (p<0,05). It has been determined that the risk of induced abortion within the past five years has been increased 10, 53-fold due to living in the urban area (p=0,002), 3, 63- fold due to having three or more living children (p=0,017), 3, 04-fold due to increasing gestational age (p=0,028), other factors have no effect on induced abortion as independent risk factors. It has been determined that the nonuse rate of family planning methods among the women in the urban area before induced abortion has been 28 percent whereas it has reduced to 12 percent after induced abortion, the nonuse rate of family planning methods among those in the rural area before induced abortion has decreased from 25 percent to 0 percent.Result: The majority of women applied induced abortion have used a traditional method before their pregnancies or no method for contraception. After the induced abortion period, there are differences in women's preferences in terms of methods. As women's status improves, they regard induced abortion as a family planning method, so they prefer it more. It is observed that even if women can be accessed easily by the help of induced abortion in terms of family planning, yet this hasn't been evaluated enough and health staff should be more sensitive.Key words: Induced abortion, family planning methods
Collections