Adrenal insidentalomalı hastaların klinik ve laboratuvar özellikleri, takip ve tedavi sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Adrenal İnsidentalomalı Hastaların Klinik ve Laboratuvar Özellikleri, Takip ve Tedavi Sonuçlarının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi'İnsidentaloma' terimi, adrenal kitleyi düşündüren herhangi bir semptom ya da bulgu olmayan hastalarda radyolojik tetkikler veya abdominal cerrahi girişimler esnasında tesadüfi saptanan adrenal kitleleri tanımlamaktadır. Gelişmiş görüntüleme yöntemlerinin yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte adrenal kitlelere sık olarak rastlanılmaya başlanmıştır. Bu kitlelerin çoğunluğu benign, nonfonksiyonel kitleler olup, daha az bir kısmı primer adrenokortikal karsinom veya hormon salgılayan lezyonlardır. Adrenokortikal karsinomlar, nadir görülen ve kötü prognoza sahip tümörlerdir. Bu çalışmanın amacı; kliniğimizde 2005-2015 yılları arasında adrenal insidentaloma tanısı ile takip ve tedavi edilen hastaların klinik ve laboratuvar özelliklerini, takip ve tedavi sonuçlarını değerlendirmektir. Toplam 217 hasta tespit edildi. Bu hastalar kitle boyutlarına göre değerlendirilmeye alındı. Hormonal testleri yapılıp fonksiyonel olup olmadığı tespit edildi. 217 hastanın % 63.6'sı nonfonksiyonel kitle, fonksiyonel kitlelerden SCS %10.6, PHA %9.2, feokromositoma %9.2 CS %6.9, KAH %0.4 olduğu tespit edildi. Adrenal insidentalomalar en fazla kadınlarda görüldü (%66.4). Kitle boyutu ortalama 28,38 mm olup en fazla sağ adrenal bezde olduğu tespit edildi. İlk tanıda en sık kullanılan görüntüleme yönteminin BT olduğu saptandı. Görüntülemelerin en sık nedeni ise gastroenterolojik nedenlerdi. Yaşlara göre analiz yapıldığında tüm yaş gruplarında nonfonksiyonel kitleler daha sık görülürken Aİ'ların en sık 40-64 yaş aralığında olduğu bulundu. 18-39 yaş aralığında fonksiyonel kitlelerden en fazla feokromositoma ve PHA görüldü. 65 yaş üzerinde fonksiyonel kitlelerde en fazla SCS tespit edildi. Feokromositoma ve CS'unda kitle boyutu nonfonksiyonel kitlelere ve PHA'e göre anlamlı büyük saptandı. Feokromositoma hastalarının NFK'li hastalara göre daha genç olduğu gözlendi. Metabolik özellikler açısından fonksiyonel kitleli hastalarda NFK'li hastalara göre HT daha sık bulundu. Biyokimyasal parametreler açısından serum potasyum düzeyinin fonksiyonel kitlelerde NFK'lere göre daha düşük olduğu görüldü. Bu durumun sırasıyla PHA ve kortizol salgılayan tümörlerden kaynaklandığı saptandı. Kortizol salgılayan tümörlerde NFK'li hastalara göre total-K, LDL-K ve trigliserid düzeyi anlamlı olarak yüksek bulundu. Boyutlar açısından değerlendirme yapıldığında hem nonfonksiyonel adenomların ve hem de fonksiyonel kitlelerin çoğunluğu <4 cm grubunda saptandı. Tümör boyutu gruplarındaki yüzde oranlar açısından <4 cm grubunda en sık NFA ve PHA, 4-6 cm grubunda, NFA, feokromositoma ve CS, >6 cm grubunda CS ve ACC yer aldı. Adrenal insidentaloma boyutu <6cm ile >6cm karşılaştırıldığında >6 cm üzerinde olanlarda malignite olasılığının anlamlı yüksek olduğu görüldü. Operasyon yapılan kitlelerin çoğunluğunu feokromositoma (%24,5), aldosteron salgılayan adenom (%18,9), CS (%12,2), NFA (%11,3) ve ACC (%7,5) oluşturdu. Opere olan hastalar olmayanlara göre daha gençti. Karsinomlarda DM sıklığı NFA'lara göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Subklinik CS hastalarının nonfonksiyonel kitleli hastalara göre anlamlı olarak daha ileri yaşta olduğu tespit edildi. Ek olarak SCS'lu hastalarda NFK'li hastalara göre dislipidemi, bozulmuş açlık glukozu, bozulmuş glukoz toleransı ve DM sıklığı istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu. Takip edilen NFA'lu 56 vakanın % 4'ünde SCS ve %4'ünde idiyopatik hiperaldosteronizm geliştiği görüldü. Sonuç olarak abdominal görüntüleme yöntemlerinin yaygın kullanımına bağlı olarak saptanan Aİ sıklığı giderek artmaktadır. Adrenal insidentalomaların çoğunluğu benign, küçük boyutlu (<4cm) ve hormonal olarak inaktiftir. Çok küçük bir oranı primer adrenal karsinomdur. Büyük ve/veya hormon salgılayan tümörlerde cerrahi tedavi tercih edilmelidir. Ayrıca, NFA'lar boyut ve hormon salgısı açısından takip edilmelidirler. Retrospective Evaluation of Clinical And Laboratory Features, Follow-Up And Treatment Outcomes of Patients with Adrenal IncidentalomaThe term 'incidentaloma' indicates coincidentally found adrenal masses during radiological studies or abdominal surgical interventions in patients who have no symptoms or signs suggesting an adrenal mass. Adrenal masses are more frequently being discovered after widely availability of advanced imaging modalities for diagnosis. These are most often benign, nonfunctional masses and fewer of them are primary adrenocortical carcinoma or hormone secreting lesions. Adrenocortical carcinomas are uncommon tumors with poor prognosis. The objective of this study is to evaluate the follow-up and treatment outcomes of patients' clinical and laboratory features who were followed in our clinic with adrenal incidentaloma (AI) diagnosis between years 2005 and 2015. A total of 217 patients were identified. These patients were assessed according to their mass size. Hormonal tests were performed and the masses were identified whether functional or not. It was determined that 63.6% of 217 patients had nonfunctional masses (NFM) and within patients with functional masses 10.6% were identified to have subclinical Cushing's syndrome (SCS), 9.2% primary hyperaldosteronism (PHA), 9.2% pheochromocytoma, 6.9% Cushing's syndrome (CS) and 0.4% congenital adrenal hyperplasia (CAH). Adrenal incidentalomas were observed mostly in women. Average mass size was 28.38mm and they were most detected on the right adrenal gland. The imaging modality more often used at the time of initial diagnosis was detected as computed tomography (CT) scan. Gastroenterological disorders were also the most common indication for imaging modalities. Performing an analysis according to ages AIs were most commonly found between ages 40-64 while nonfunctional masses were more common in all age groups. Among the functional masses pheochromocytoma and PHA were principally observed between ages 18-39. SCS was the most commonly detected among functional masses after age 65. Mass size was significantly greater in patients with pheochromocytoma and CS compared to nonfunctional masses and PHA. It was observed that patients with pheochromocytoma were younger than patients with CAH. Hypertension (HT) was found more common in patients with functional masses than patients with NFM with regard to metabolic features. Serum potassium level was lower in patients with functional masses compared with NFMs with regard to biochemical parameters. This situation caused by PHA and cortisol secreting tumors respectively. In patients with cortisol secreting tumors total cholesterol, LDL cholesterol and triglyceride levels were found significantly higher than patients with NFMs. Making an assessment in terms of size both the majority of nonfunctional adenomas and functional masses were in <4cm group. According to the percentile ratios by tumor size groups NFA and PHA were most common in <4cm group, NFA, pheochromocytoma and CS in 4-6cm group and CS and ACC were the highest in >6cm group. Comparing adrenal incidentaloma tumor sizes <6cm with >6cm group, possibility of malignancy was significantly higher for tumors >6cm. Masses that required surgical operation were principally pheochromocytoma (24.5%), aldosterone secreting adenoma (18.9%), CS (12.2%), NFA (11.3%) and ACC (7.5%). Patients who underwent surgical intervention were younger than the ones who did not undergo surgery. Diabetes Mellitus (DM) was found significantly higher in patients with carcinoma compared with nonfunctional adenomas. Patients with subclinical CS were found to be significantly older by age compared with patients who had nonfunctional masses. Additionally, dyslipidemia, impaired fasting glucose, impaired glucose tolerance and DM were higher in patients with SCS than those who had NFM with statistical significance. During follow-up period of 56 cases 4% of them developed SCS and 4% of them developed idiopathic hyperaldosteronism. As a consequence AIs are more commonly being detected in an increasing pattern due to wide usage of abdominal imaging modalities. Most of the adrenal incidentalomas are benign, small sized (<4cm) and hormonally inactive tumors; very low percentage of them are primary adrenal carcinoma. Surgical treatment should be preferred for large and/or hormone secreting tumors. NFAs also must be followed for size and hormone secretion.
Collections