Üniversite öğrencilerinde benliğin ayrımlaşmasının eş seçimi tutumlarına etkisi

Abstract

Bu çalışmada üniversite öğrencilerinde benliğin ayrımlaşma düzeylerinin eş seçimi tutumlarına etkisi incelenmiştir. Araştırma genel ilişkisel tarama modelinde bir çalışmadır.Araştırmanın çalışma grubunu, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Mevlana Üniversitesi'nde öğrenim gören 269'u erkek ve 202'si bayan olmak üzere toplam 471 öğrenci oluşturmaktadır.Çalışma grubunu oluşturan öğrencilerden seçkisiz yolla seçilmiş ve araştırmaya gönüllü olarak katılmıştır. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, Benliğin Ayrımlaşması Ölçeği ve Romantizm ve Eş Seçimi Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma grubundan toplanan veriler SPSS 25.0 programı ile analiz edilmiş, istatistiksel olarak ise korelasyon ilişki analizi, basit ve çoklu doğrusal regresyon yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırmada anlamlılık düzeyi olarak .05 alınmıştır. Bağımsız değişkenlerin (benliğin farklılaşması ve alt boyutları) bağımlı değişkenler (romantizm ve eş seçimi ve alt boyutları) üzerindeki yordama güçleri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre benliğin farklılaşması, üniversite öğrencilerinde eş seçimi tutumlarını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Buna göre, bireyin benliğinin ayrımlaşma düzeyi yükseldikçe romantizm ve eş seçimine yönelik sınırlandırıcı inançlar azalmakta, böylece bireylerin daha gerçekçi ve rasyonel eş seçimi yapabileceği düşünülmektedir.Benliğin ayrımlaşması alt boyutlarına göre incelendiğinde, benliğin ayrımlaşmasının, romantizm ve eş seçimi ile istatistiksel olarak negatif yönde ilişkisinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca benliğin ayrımlaşmasının `duygusal tepkisellik`, `duygusal kopma` ve `ben pozisyonu alma` alt boyutları ile de istatistiksel olarak negatif yönde ilişkisi olduğu gözlenmiştir.Benliğin ayrımlaşması alt boyutlarının, romantizm ve eş seçiminin alt boyutları ile olan ilişkileri tek tek ele alındığında; `duygusal tepkisellik` alt boyutu, romantizm ve eş seçiminin `beraber yaşama` ve `zıt kutuplar` alt boyutları ile pozitif yönde, `aşk yeterli`, `çaba göstermeme`, `idealleştirme` ve `tam güven` alt boyutları ile negatif yönde ve istatistiksel olarak ilişkisi olduğu saptanmıştır.Son olarak benlik farklılaşması kavramının Batı kaynaklı Literatürde ve aile terapilerinde sıklıkla kullanıldığı halde ülkemizde yeteri kadar araştırılmadığı görüldüğü için Türkiye örnekleminde Bowen Aile Terapisi'ne ait farklı kavramların araştırılması alan yazınına katkı sağlaması açısından araştırmacılara önerilmiştir.

The purpose of this research is to analyze the role of the differentiational of Self inventory among university students in the selection of their mate. The research is a general relational survey model.The study group of the research consists of 471 students (269 male and 202 female) studying at Mevlana University in 2015-2016 academic year. The participants were randomly selected from the students of the study group and participated in the study voluntarily. Personal Information Form, Self-Discrimination Scale and Romanticism and Spouse Selection Attitude Scale were used to collect the data. The data collected from the study group were analyzed with SPSS 25.0 program, and correlation analysis, simple and multiple linear regression methods were used. In the research, significance level was taken as .05. The predictive power of independent variables (differentiation of self and sub-dimensions) on dependent variables (romance and mate selection and sub-dimensions) was examined. According to the results, the differentiation of the self predicts the spousal selection attitudes in university students. Accordingly, the higher the level of discrimination of the individual's self, the less the beliefs about romance and the choice of spouses are reduced, so that individuals can make more realistic and rational spouses.When the self-discrimination was examined according to its sub-dimensions, it was found that self-discrimination had a statistically negative relationship with romance and spouse selection. In addition, it was observed that self-discrimination had a statistically negative relationship with `emotional responsiveness`, `emotional rupture` and `taking self-position` sub-dimensions. When the relations of self-discrimination sub-dimensions with the sub-dimensions of romance and spousal selection are considered individually; The `emotional responsiveness` sub-dimension was positively associated with the `living together` and `opposite poles` sub-dimensions of romance and spousal selection; It was found to be statistically related.Finally, it is proposed the concept of differentiation of self-researchers to Western source literature and family therapy in is seen not sufficiently studied us, although it is often used in countries that Turkey sample Bowen Family Therapy belonging to contribute to the literature to investigate the different concepts.