Obsesif kompulsif bozukluk hastaları, etkilenmemiş kardeşleri ve sağlıklı kontrollerde erken uyumsuz şemalar ile semptom boyutları arasındaki ilişkinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), sürekli ve istenmeyen düşünceler ve ritüel davranışlarla karakterize, dalgalı bir seyir gösteren kronik ve ciddi derecede kaygı yaratan bir bozukluktur. Geçmişte tedaviye dirençli bir hastalık olarak düşünülmüştür ve araştırmalar, hastaların yaklaşık%50'sinin hedeflenen düzeyde yanıt vermediğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, şemaların da içinde olduğu bütüncül bilişsel terapi önerilmiştir. Bu çalışmanın amacı, (1) OKB hastalarının erken uyumsuz şemaları ile kardeşleri ve sağlıklı kontrollerin erken uyumsuz şemaları arasındaki farkları değerlendirmek, (2) Erken uyumsuz şemalarla, OKB semptom boyutları arasındaki ilişkiyi incelemek (3) OKB şiddetinin, başlangıç yaşı ve hastalık süresi ve şemalarla bağlantısı gibi klinik değişkenlerle ilişkili olup olmadığını belirlemektir. Bu sayede OKB'nin tedaviye direnci, ortaya çıkışı ve süreğen hale gelmesi, klinik düzeye erişmeden önceki çekirdek patolojileri yordanabilecektir.Yöntem: Araştırmada çalışma grubu olarak; Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniği'ne Aralık 2017-Kasım 2018 ayaktan başvuran, OKB tanısı konulan, uygunluk ölçütlerini karşılayan hastalar; çalışmaya katılmayı kabul eden hastaların aynı anne babadan doğan ve aynı anne babanın büyüttüğü, uygunluk ölçülerini karşılayan kardeşleri; ve sağlıklı kontroller alınmıştır. Tüm katılımcılar çalışma hakkında bilgilendirilerek yazılı onamları alınmıştır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu 2018/3 karar numarası ile etik kurul onayı almıştır. Hasta grubu literatür doğrultusunda YBOKÖ belirti kontrol listesi ile bulaş, simetri-sıralama-sayma, saldırganlık, cinsel-dini, istifleme, somatik obsesyonlar olmak üzere 6 gruba ayrılmıştır. Çalışmaya dahil edilen tüm katılımcılara sosyodemografik veri formu, DSM-IV için yapılandırılmış klinik görüşme (SCID-I), kişilik bozukluklarını değerlendirmek amacıyla SCID-II, Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Young Şema Anketi Kısa Form-3 uygulanmıştır. SCID-I, SCID-II ve BDÖ ile çalışma için uygun olmayan katılımcılar dışlanmıştır. Çalışmaya alınan katılımcılar, Young Şema Anketi Kısa Form-3'e göre hem gruplar arasında hem de OKB belirti boyutları arasında birbirileri ile karşılaştırılmıştır.Bulgular: Gruplar arasında yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışma durumu, yaşadığı yer, gelir dağılımı açısından farklılık bulunmadı. Eğitim yılı açısından OKB ve sağlıklı kontrol arasında fark yoktu. Ancak kardeş grubu diğer iki gruptan anlamlı derecede farklıydı. Hastalar, kontrol gruplarına göre; başarısızlık, karamsarlık, sosyal izolasyon/yabancılaşma, iç içe geçme/bağımlılık, terk edilme, cezalandırılma, kusurluluk/utanç şemaları ve zedelenmiş otonomi, kopukluk, yüksek standartlar şema alanlarının hasta grubunda daha baskın olduğu bulunmuştur. Hasta ve kardeş grubu kıyaslandığında; karamsarlık ve kusurluluk/utanç şemasının hasta grubunda daha baskın olduğu, aralarında hiç bir şema alanında fark olmadığı ve hastaların sağlıklı kontrollerden daha baskın olan sosyal izolasyon/yabancılaşma, başarısızlık, iç içe geçme/bağımlılık, terk edilme ve cezalandırılma alanlarında aralarında anlamlı farklılıklar olmadığı görülmüştür. Kardeş ve kontrol grubu kıyaslandığında; iç içe geçme/bağımlılık, terk edilme, onay arayıcılık şemaları ile zedelenmiş otonomi şema alanının kardeş grubunda daha baskın olduğu görülmüştür. Bulaş ve temizlik obsesyonları ile ilişkili kompulsiyonlar, cezalandırılma şemasından ve diğerleri yönelimlilik şema alanından; simetri-sıralama-sayma-düzenleme obsesyon ve ilişkili kompulsiyonları diğerleri yönelimlilik şema alanından; somatik obsesyon ve ilişkili kompulsiyonu olanlar yüksek standartlar şemasından, saldırganlık obsesyonu ve ilişkili kompulsiyonu olanların, diğerlerine göre diğerleri yönelimlilik şema alanının baskın olduğu görülmüştür.Sonuç: Çalışmamızda önceki çalışmalarda olduğu gibi OKB hastaları ile sağlıklı kontroller arasında şemalar açısından farklılıklar tespit edilmiştir. Kardeş grubu ile sağlıklı kontroller arasındaki farklılıklar ise bu farklılıkların alt kümesi olarak bulunmuştur. Bu sonuç da şemaların ortaya çıkmasında anne-baba tutumlarının önemini, bu tutumlar haricinde ortaya çıkan farklı şemaların değerlendirilebilmesini sağlamıştır. Bu sayede OKB'ye özgü olabilecek şemalar irdelenmiştir. Aynı zamanda heterojen bir hastalık olan OKB'nin belirti boyutları şema kuramı çerçevesinde değerlendirilerek farklılıklar bu açıdan tariflenmiştir. Sonuç olarak bu çalışma ile OKB'nin etyopatogenezi ve üzerinde çalışılan terapi yöntemlerinin tespiti konusunda önemli olabilecek bulgular elde edilmiştir. A Comparative Examintaion of the Relationship Between Early Maladaptive Schemas and Symptom Dimensions in Patient with Obsessive Compulsive Disorder, Uneffected Siblings of Patients and Healty ControlsPurpose: Obsessive compulsive disorder (OCD) is a characterised disorder with constant and unwanted thoughts and ritual behaviours and a chronic one that shows a fluctuating course and it causes critical anxiety. In the past it was considered as a disease which was resistant to treatment and the researches have revealed that approximately 50% of the patients did not respond at a target level. Accordingly a holistic cognitive therapy including the schemes is proposed. The purpose of this study is (1) to evaluate the differences between the early unconformable schemes of the OCD patients and their siblings and the early unconformable schemes of the healthy controls; (2) to review the relationship between the OCD symptom dimensions with the early unconformable schemes; (3) to determine if the severity of OCD is related to the clinical variables like starting age, duration of the disease and its relation with the schemes. Thus, the OCD's resistance to treatment, occurrence, becoming chronic and the core pathologies before it comes to the clinical level can be predicted. Method: In this research, the study group is the outpatients who applied to Karadeniz Technical University Medical Faculty Psychiatry Polyclinics from December 2017 to November 2018 and who got an OCD diagnosis and comply with the conformity criteria and the siblings of the patients, who accepted to participate in this study, under the condition that they belong to and have raised by the same parents and they comply with the conformity criteria; and the healthy controls. All of the participants were informed about the study and their written consent was obtained. The ethics committee approval was granted with Decision ref. 2018/3 of Karadeniz Technical University Clinical Researches Ethics Committee. In line with the literature the patient group was divided into 6 groups with the Y-BOCS Symptom Checklist which are contamination, symmetry-ordering-counting, aggressive, sexual-religious, hoarding and somatic obsessions. The socio-demographic data form, clinical consultancy structured for DSM-IV (SCID-I) and SCID-II, Yale-Brown Obsession Compulsion Scale, Beck Depression Scale, Young Scheme Questionnaire Short Form-3 were applied to all of the participant for purpose of evaluation of the personality disorders. The participants who did not comply with the SCID-I, SCID-II and BDS were left out. The participants accepted to the study were compared both between the groups and among each other in terms of OCD symptom extent according to the Young Scheme Questionnaire Short Form-3. Findings: No difference was found between the groups in terms of age, sex, marital status, employment status, residence, income distribution. There was not difference between the OCD and healthy control in terms of education year. However, the sibling group was significantly different from the other two groups. It was found that compared to the control groups the patients are more dominant in the failure, pessimism, social isolation/alienation, codependency, being abandoned, being punished, imperfection/embarrassment schemes and the scheme areas of impaired autonomy, disconnection and high standards are more dominant in the patient group. When the patient and sibling groups are compared, the pessimism and imperfection/embarrassment scheme is more dominant in the patient group and there is no difference in their scheme areas and there is no significant difference among the patients in the areas of social isolation/alienation, imperfection/embarrassment, failure, codependency, abandonment and being punished which are more dominant than the healthy controls. When the sibling and control groups are compared, it is observed that the codependency, being abandoned, check seeking schemes and the impaired autonomy scheme areas are more dominant in the sibling group. It is found that the compulsions related to contamination and cleaning obsessions are more dominant than the being punishment scheme and the other directedness scheme area; the ones with the symmetry-ordering-counting obsession and associated compulsions are more dominant than the high standards scheme and the other directedness scheme area of the ones with the aggression obsession and associated compulsion are more dominant than the others. Conclusion: In this study, as in the previous ones, no differences are identified between the OCD patients and the healthy controls in terms of schemes. The differences between the sibling group and the healthy controls is found as a sub-set of these differences. This outcome allows to evaluate importance of the attitudes of parents in these schemes and the different schemes apart from such attitudes. Thus, the schemes which can pertain to OCD are examined. At the same time the symptom extents of OCD which is an heterogenic disease are evaluated and the differences are defined within the framework of scheme theory in this regard. Consequently, this study has revealed findings which can be important in determination of etiopathogenesis of OCD and the therapy methods which are being studied.
Collections