Bipolar bozukluğu olan hastaların, birinci derece yakınları ve sağlıklı kontrollerle sosyal biliş özellikleri ve nörobilişsel işlevler bakımından karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Yapılan çalışmalar ve giderek artan kanıtlar bipolar bozukluğu olan hastalar ve birinci derece yakınlarında farklı bilişsel işlev alanlarında bozulma olduğunu ve bazı bilişsel işlev bozukluklarının bipolar bozukluk için endofenotip adayı olarak değerlendirilebileceği ileri sürmektedir. Bipolar bozukluğu olan hastalarda bilişsel işlevlere ek olarak sosyal bilişte de bozulmalar olduğu gösterilmiştir. Bazı çalışmalarda bipolar hastaların birinci derece yakınlarında da zihin kuramı ve duygu tanıma gibi sosyal bilişsel yetilerde bozukluklar olduğunun gösterilmesi, zihin kuramı ve duygu tanıma bozukluklarının bipolar bozukluk için endofenotip adayı olarak değerlendirilebileceğinin öne sürülmesine neden olmuştur. Çalışmamızda bipolar bozukluğu olan hastalar ve birinci derece yakınlarında, bilişsel işlevler ve sosyal bilişin değerlendirilmesi ve bu işlevlerin birbirleri ve sağlıklı kontroller ile karşılaştırılması, sosyal bilişteki olası bozuklukların endofenotip adayı olarak değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği ve sosyal biliş ile bilişsel işlevler arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışmaya, Nisan 2018-Ekim 2018 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniğine ayaktan başvuran, tedavisi devam etmekte olan DSM-5'e göre Bipolar Bozukluk I tanısı alan, çalışmaya katılmayı kabul eden ve dahil edilme ölçütlerini karşılayan en az 2 ay süreyle ötimik dönemde olan 40 hasta dahil edilmiştir. Ötimi ölçütleri Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ) Skoru <7, Young Mani Değerlendirme Ölçeği (YMDÖ) Skoru <6, Montgomery Asberg Depresyon Değerlendirme Ölçeği (MADDÖ) Skoru<8 olarak belirlenmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastalar ile yaş, cinsiyet, eğitim durumu açısından eşleştirilmiş olan 31 bipolar hasta yakını ve 35 sağlıklı kontrol çalışmaya alınmıştır. Nörobilişsel işlevler İz Sürme Testi, Stroop Testi, Wisconsin Kart Eşleme Testi ve Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testi ile değerlendirilmiştir. Sosyal biliş, Dokuz Eylül Zihin Kuramı Ölçeği (DEZİKÖ), Gözlerden Zihin Okuma Testi (GZOT), Yüzde Dışavuran Duyguların Ayırt Edilmesi Testi (YDAT) ve Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması Testi (YDTT) ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmamızda bipolar hastalar, hasta yakınları ve sağlıklı kontroller arasında İz Sürme Testi, Stroop Testi ve Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testinde anlamlı fark saptanmıştır. Wisconsin Kart Eşleme Testinde ise anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bipolar hastalar İz Sürme Testi, Stroop Testi ve Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testinde sağlıklı kontrollere kıyasla daha kötü performans göstermiştir. Hastaların dikkat, psikomotor hız, yürütücü işlevler, sözel öğrenme ve bellek gibi bilişsel işlev alanlarında bozulma gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bipolar hastaların yakınları, Rey İşitsel Sözel öğrenme Testinde sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha kötü performans gösterilmiştir. İz Sürme Testi, Stroop Testi ve Wisconsin Kart Eşleme Testinde sağlıklı kontrollere kıyasla anlamlı bir fark bulunmamıştır. Hasta yakınlarının sözel öğrenme ve bellekte sağlıklı kontrollere kıyasla anlamlı bozulmalar gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Gruplar arasında Gözlerden Zihin Okuma Testi ve Dokuz Eylül Zihin Kuramı Ölçeği performansında anlamlı fark saptanmıştır. Bipolar hastaların hem Gözlerden Zihin Okuma Testi hem de Dokuz Eylül Zihin Kuramı Ölçeğinde sağlıklı kontrollerden anlamlı olarak daha kötü performans gösterdiği bulunmuştur. Bipolar hastalarda hem afektif hem de bilişsel zihin kuramında anlamlı bozulma olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bipolar hasta yakınlarının, Gözlerden Zihin Okuma Test performansında sağlıklı kontrollere kıyasla anlamlı bir fark göstermediği, Dokuz Eylül Zihin Kuramı Ölçeğinde ise sağlıklı kontrollere kıyasla anlamlı olarak daha kötü performans gösterdiği saptanmıştır. Hasta yakınlarının, afektif zihin kuramında sağlıklı kontrollere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir bozulma göstermediği, bununla birlikte bilişsel zihin kuramında istatistiksel olarak anlamlı bir bozulma gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması Testi performansında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır ancak test performansları kötüden iyiye doğru, bipolar hastalar, hasta yakınları ve sağlıklı kontroller olarak sıralanmıştır. Yüzde Dışavuran Duyguların Ayırt Edilmesi Testinde bipolar bozukluğu olan hastaların sağlıklı kontrollere kıyasla anlamlı olarak daha kötü performans gösterdiği, hasta yakınlarının ise sağlıklı kontrollere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermediği bulunmuştur. Çalışmamızda sosyal biliş ve bilişsel işlevler arasında anlamlı ilişkiler olduğu gösterilmiştir. Bilişsel işlevlerdeki bozulmanın sosyal bilişteki bozulmaya neden olabileceği ya da var olan bozukluğa katkıda bulunabileceği düşünülmüştür.Sonuç: Bu çalışmada ötimik dönemde olan bipolar hastalar ve bu hastaların birinci derece yakınlarında zihin kuramında anlamlı bozulmalar olduğu gösterilmiştir. Zihin kuramındaki bozuklukların bipolar bozukluk için endofenotip adayı olabileceği düşünülmüştür. Duygu tanıma açısından ise bu yönde bir bulgu elde edilememiştir. Sosyal biliş ile ilgili endofenotipleri tanımlamak ve bu sonuçları bipolar bozukluk için yatkınlık oluşturan genleri tespit etmede kullanmak, bipolar bozukluğun oldukça heterojen olan genetik temellerini aydınlatmak konusunda yardımcı olabilir. Ayrıca sosyal bilişsel bilgi işleme, kişiler arası ilişkiler ve toplumsal işlevsellik için de önem taşıdığından, bu alanda yapılan tedaviler ve psikososyal müdahaleler hastaların sosyal ve mesleki işlevselliğini artırıp, hastalığa bağlı yeti yitimini de azaltabilir. Bu nedenle zihin kuramı ve duygu tanıma gibi sosyal bilişsel yetilerin bipolar bozukluk için endofenotip adayı olup olmadığının belirlenmesi için daha büyük örneklemli, nörobilişsel değerlendirmenin yapıldığı ve nörogörüntüleme çalışmalarının eklendiği uzunlamasına çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.Anahtar kelimeler: bipolar bozukluk, sosyal biliş, bilişsel işlevler, birinci derece yakınlar, endofenotip Aim: Studies conducted and gradually increasing evidence assert that patients with bipolar disorder and their first-degree relatives have deterioration in different cognitive areas and that some of their cognitive malfunctions can be assessed as endophenotype candidate for bipolar disorder. It has been shown that in addition to cognitive functions, patients with bipolar disorder also have deterioration in social cognition. The fact that some studies have shown first degree relatives of bipolar patients to have deteriorations in social cognitive abilities such as theory of mind and emotion identification have caused the assertion that theory of mind and emotion identification disorders can be assessed as endophenotype candidate for bipolar disorder. The aim of our study is to assess cognitive functions and social cognition in patients with bipolar disorder and their first-degree relatives and to compare these functions with each other and healthy controls, to examine whether possible disorders in social cognition can be assessed as endophenotype candidate and to examine whether there is an association between social cognition and cognitive functions. Method: 40 patients who referred to Black Sea Technical University Faculty of Medicine Psychiatry Polyclinic as outpatient between April 2018 and October 2018, whose treatments were still continuing, who were diagnosed with Bipolar Disorder I according to DSM-5, who agreed to participate in the study, who met the inclusion criteria and who had been in the euthymic period for at least two months were included in the study. Euthymia criteria were determined as Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D) Score<7, Young Mania Rating Scale (YMRS) Score<6, and Montgomery Asberg Depression Rating Scale (MADRS) Score <8. With the patients included in the study, 31 age, gender and educational status matched bipolar patient relatives and 35 healthy controls were included in the study. Neurocognitive functions were assessed with Trail Making Test, Stroop Test, Wisconsin Card Sorting Test and Rey Auditory Verbal Learning Test. Social cognition was assessed with Dokuz Eylül Theory of Mind Scale (DEZİKÖ), Reading the Mind in the Eyes Test (RMET), Facial Emotion Discrimination Test (FED) and Facial Emotion Identification Test (FEI).Results: In our study, significant difference was found in Trail-Making test, Stroop Test and Rey Auditory Verbal Learning Test between bipolar patients, patient relatives and healthy controls. No significant difference was found in Wisconsin Card Sorting Test. Bipolar patients were found to show worse performance in Trail-Making test, Stroop Test and Rey Auditory Verbal Learning Test when compared with healthy controls. It was concluded that patients showed deterioration in cognitive functioning areas such as attention, psychomotor speed, executive functions, verbal learning and memory. Relatives of bipolar patients were found to show worse performance in Rey Auditory Verbal Learning Test when compared with healthy controls. No significant difference was found in Trail-Making test, Stroop Test and Wisconsin Card Sorting Test when compared with healthy controls. It was concluded that patient relatives showed significant deterioration in verbal learning and memory when compared with healthy controls. Significant difference was found in Reading the Mind in the Eyes Test and Dokuz Eylül Theory of Mind Scale performance between groups. It was found that bipolar patients showed worse performance in both Reading the Mind in the Eyes Test and Dokuz Eylül Theory of Mind Scale when compared with healthy controls. It was concluded that there was significant deterioration in both affective and cognitive theory of mind in bipolar patients. It was found that relatives of bipolar patients did not show a significant difference in Reading the Mind in the Eyes Test when compared with healthy controls, while they were found to show worse performance in Dokuz Eylül Theory of Mind Scale. It was concluded that relatives of patients did not show a statistically significant difference in affective theory of mind when compared with healthy controls, while they showed a statistically significant deterioration in cognitive theory of mind. No statistically significant difference was found between the groups in terms of Facial Emotion Identification Test; however, test results were found to be ranked as bipolar patients, patient relatives and healthy controls from worse to better. In Facial Emotion Discrimination Test, it was found that patients with bipolar disorder showed significantly worse performance when compared with controls, while patient relatives were not found to show a statistically significant difference when compared with healthy controls. Significant associations were found in our study between social cognition and cognitive functions. It has been thought that deterioration in cognitive functions can cause deterioration in social cognition or contribute to existing deterioration. Conclusion: In this study, significant deterioration was found in the theory of mind of bipolar patients in euthymic patients and in their first-degree relatives. It has been thought that deterioration in the theory of mind can be endophenotype candidate for bipolar disorder. No such result was found in terms of emotion identification. Defining endophenotypes about social cognition and using these results in the detection of genes which create a predisposition for bipolar disorder can help in shedding light on the genetic foundations of bipolar disorder which are very heterogeneous. In addition, since social cognitive information processing is important for interpersonal social functionality, treatments in this field and psychosocial interventions can increase social and professional functionality of patients and decrease ability loss resulting from the disease. For this reason, in order to find out whether social cognitive abilities such as theory of mind and emotion identification are endophenotype candidates for bipolar disorder, longitudinal studies with larger samples are needed in which neurocognitive assessment is made and neuroimaging studies are added. Key Words: bipolar disorder, social cognition, cognitive functions, first degree relatives, endophenotype
Collections