Üniversite öğrencileri arasında çocukluk çağı cinsel istismar sıklığı, cinsel istismar bildirim sıklığı ve bildirim ile ilişkili faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç:Bu çalışma, geç ergenlik döneminde yer alan üniversite öğrencileri arasında çocukluk çağı cinsel istismar mağduriyeti ve mağdur gençlerin cinsel istismarı biri ile paylaşma sıklığını belirlemek, cinsel istismar bildirimini etkileyen faktörleri tanımlamayı amaçlamaktadır.Yöntem: Çalışmanın örneklemini, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde öğrenim gören 18 yaşını doldurmuş 24 yaşından küçük toplam 1249 öğrenci oluşturmaktadır. Katılımcılar, literatürdeki benzer çalışmalara dayanarak hazırlanan 'çocukluk çağı cinsel istismarı bildirim anketini' tamamlamışlardır. Ankette mağdurların istismar özelliklerini inceleyen çoktan seçmeli soruların yanı sıra bildirimi engelleyen faktörleri bireysel, ailesel ve toplumsal engellere kategorize eden 28 madde yer almıştır. Katılımcılar ayrıca Beck Depresyon Ölçeği ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğini de doldurmuşlardır. Elde edilen veriler SPSS 23.00 programına girilmiş ve gerekli istatistiksel analizler yapılmıştır. Bulgular: Katılımcıların %41.6'sı çocukluk çağında en az bir kez cinsel istismar mağduru olduklarını belirtmişlerdir. Mağdurların %56.3'sü kadın, %43.7'si erkektir. Mağduriyet ile cinsiyet arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. En yaygın istismar tipi %39.9 ile temas içermeyen tip olurken, diğer tipler sırasıyla %9.4 ile dokunma-dokundurtma tipi, %1 ile penetrasyon tipi cinsel istismardır. Kız cinsiyette temas içermeyen ve dokunma-dokundurtma tipi cinsel istismar mağduriyetleri anlamlı oranda daha yüksektir. Penetrasyon tipinde ise cinsiyetler arası farklılık saptanmamıştır. Mağdurların %1.9'u her üç tipe maruz kalmışlardır. İstismar faili olarak en sık arkadaşlar tanımlanmıştır. Mağdurların herhangi bir istismar tipini birine bildirme oranı %51.7, adli bildirimde bulunma oranı ise %4.6'dır. Bildirim en sık arkadaşlara yapılmıştır. Erkek cinsiyette istismar bildirimi anlamlı olarak daha düşüktür. Mağdur katılımcıların depresyon puanları anlamlı oranda daha yüksek, benlik saygıları anlamlı olarak daha düşüktür. Çocukluk çağı cinsel istismarı bildirmeme nedeni olarak en sık 'Bu olayı önemsemedim' seçeneği işaretlenmiştir. Çocukluk çağı cinsel istismarı, en sık bireysel engeller, sonrasında toplumsal ve ailesel engeller nedeniyle bildirilmemiştir. Çocukluk çağı cinsel istismarına ilk maruz kalma yaşı azaldıkça, bildirilmeme nedeni olarak belirtilen ailesel ve toplumsal engellerin oranı önemli ölçüde artmıştır. Sonuç: Bu çalışma, Türkiye'de çocukluk çağı cinsel istismarı bildirimi üzerine yapılmış ilk çalışmadır. Bildirimde bulunmama nedenleri cinsiyete, ilk maruz kalınan yaşa ve istismarın tipine bağlı olarak değişebilir. Bu çalışma, çocukluk çağı cinsel istismarı farkındalık eğitimlerinde ve çocuklar için güçlendirme programlarında bildirim engellerine odaklanmanın gerekli olduğunu göstermektedir. Objective: This study aims to determine the frequency of childhood sexual abuse victimization among university students in late adolescence and to determine the frequency of disclosing to sexual abuse to someone, to identify the factors affecting sexual abuse disclosing.Method: The sample of the study included of 1249 college students between the ages of 18 and 24 at Karadeniz Technical University. The participants were completed the `Childhood Sexual Abuse Disclosure Questionnaire` prepared by the researchers based on similar studies in the literature. The questionnaire included 28 dichotomous questions that categorize the reasons for not disclosing childhood sexual abuse into individual, familial and social barriers, in addition to the multiple choice questions examining the CSA characteristics of victims. The participants also filled in the Beck Depression Inventory and Rosenberg Self-Esteem Scale. The obtained data were entered into SPSS 23.0 program and the required analyzes were applied.Results: 41.6% of the participants stated that they have been CSA victim at least once. 56.3% of these victims were female and 43.7% were male. No significant difference was found between victimization and gender. The most common type of CSA was non-touching with 39.9%, then touching without penetration with 9.4% and penetration with 1%. Non-touching and touching without penetration type sexual abuse victims were found to be significantly higher in female gender. There was no difference between the genders in the type of penetration. 1.9% of the victims were exposed to three types of sexual abuse. The most common identity of the perpetrator was friends. The rate of disclosing any CSA type to anyone was 51.7%, while the rate of forensic disclosing was 4.6%. CSA was most often disclosed to friends. The rate of male victims disclosing CSA to anyone was significantly lower than for girls. The depression scores of the victim participants are significantly higher and their self-esteem is significantly lower. The most common reason for non-disclosing was that the experience was negligible. The victims were not reporting CSA most frequently due to `individual` then `social` and `familial` barriers. As the age of first exposure to CSA decreased, the rate of familial and social barriers stated as a reason for not disclosing CSA increased significantly.Conclusion: This is the first study on CSA disclosure in Turkey. Reasons for non-disclosed CSA may vary depending on gender, age at first SA and the type of SA. It shows that focusing on barriers for not reporting CSA in CSA awareness trainings and empowerment programs for children is necessary.
Collections