Mukogingival cerrahide damaktaki verici alana uygulanan titanyum tüpte hazırlanan trombositten zengin fibrin ve düşük doz lazer uygulamasının yara iyileşmesi üzerine etkilerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı, serbest dişeti grefti verici alanındaki yara iyileşmesini hızlandırmak ve hastanın operasyon sonrası şikayetlerini en aza indirmek için uygun yöntemin belirlenmesine yardımcı olmaktır. Bu amaçla, damaktaki sekonder yara bölgesine titanyum tüpte hazırlanan trombositten zengin fibrin (T-TZF) veya düşük doz lazer (DDL) uygulayarak, herhangi bir uygulama yapılmayan kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Üçüncü, 7., 14. ve 21. günlerde, hastalar kontrole çağırılarak yara iyileşme indeksi, doku kıvamı, renk uyumu, H2O2 köpürme testi ile epitelizasyon değerlendirildi. Hastaların ağrı ve yanma düzeyleri, alınan analjezik sayıları ve post operatif kanama durumları 1 hafta boyunca hasta tarafından kaydedildi. Başlangıç ve operasyon sonrası 1. ay palatal yumuşak doku kalınlığı ölçüldü. Her iki test grubunda da kontrol grubuna göre 14. günde daha az oranda hastada köpürme gözlendi. Ameliyat sonrası kanama prevalansı 1.ve/veya 2. günlerde her iki test grubunda kontrole göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha düşüktü. Yara iyileşme indeksi açısından 3.,7.,14. ve 21. günlerde DDL ve kontrol grubu arasında; On dördüncü ve 21. günlerde ise T-TZF ve kontrol grubu arasında istatistiksel fark bulundu. Yedinci ve 14. günlerde damak renk uyumu bakımından; her iki test grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek değerler kaydedildi. Başlangıca göre 1 ay sonraki damak doku kalınlıkları değerlendirildiğinde, grup içi karşılaştırmada, kontrol grubunda 1. ay sonunda başlangıca göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma, T-TZF ve DDL gruplarında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artış olduğu görüldü. Bu çalışmanın sonucunda, T-TZF ve DDL uygulamalarının yara iyileşme üzerine olumlu etkisi olduğu söylenebilir. The aim of this study was to determine the most suitable method for accelerating wound healing and the patient's post operative complains. For this aim, the secondary palatal wound area was treated by T-PRF or LLLT and compared with untreated control group. The Wound Healing Index, tissue consistency, color match, H2O2 bubbling test for epithelization were recorded at 3rd, 7th,14th and 21st follow up days. The pain and burning level, number of analgesics that taken and post-operative bleeding status were recorded by patient for 7 days. Donor area tissue thickness was measured at baseline and 1 month post-op. The bubbles were observed at a lower percentage for test groups than control group at 14th day. The post operative bleeding prevalance was lower at 1st and/or 2nd days at test groups than control group. There were statistical differences between LLLT and control group for all time points and between T-PRF and control groups at 14th and 21st days post operatively. Also there were statistically significant differences for Wound Healing Index Scores between LLLT and control groups at all time points and between T-PRF and control groups at 14th and 21st days postoperatively. Color match scores were statistically significantly higher at test groups than control group at 7th and 14th days post operatively. When time dependent alteration of palatal soft tissue thickness was evaluated, a decrease was observed at control group according to baseline, however there were increments for test groups. It can be concluded that T-PRF and LLLT techniques have positive effects on wound healing.
Collections