Samsun ve çevresinde dermatofit florası

Abstract

ÖZET Dermatoloji polikliniklerinde görülen hastaların oldukça büyük bir bölümü mantar hastalıkları nedeni ile başvuran hastalardan oluşur. İnsanda mantar hastalığı yapan ve en sık görülen etken `tinea` ya da `dermatofitoz diye isimlendirdiğimiz klinik tabloları oluşturan dermatofitlerdir. 39 türü bulunan dermatofitler bulundukları yörenin coğrafya ve iklim; toplumların sosyoekonomik durumu, yaşam tarzı, ve alışkanlıklan gibi faktörlerin etkisi altında farklı özellikte flora sergilerler. ilkemizde Dermatofit florası ile ilgili literatüre baktığımız zaman yapılan flora çalışmalarının en fazla Ortaanadolu ve Ege bölgelerinde yapıldığını gördük, Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde dermatofitlerle ilgili bir flora çalışmasına rastlanmadı. Buradan yola çıkarak yöremizin bulunduğu Orta Karadeniz bölgesine ait dermatofit florasını ve bu floranın etkilendiği faktörleri saptamak için bu çalışmayı planlandı. Çalışmamızda Ondokuz Mayıs Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Polikliniğine başvuran, yaş ortalaması 35.96±1.32 olan, 127 erkek, 22 kadın toplam 149 hastanın klinik görünümü dermatofitozla uyumlu, direkt mikroskopisi (+) 200 vücut bölgesinden alınan 400 deri örneği kullanıldı, örnekler birisi antibiyotisiz ( Sabouraud Agar) diğeri antibiyotikli (Kloramfenikollü Sabouraud Agar veya Dermatofit Test Medium'u) besi yerlerine ekildi. Üreme gözlenen besiyerinde dermatofitler makroskopik, mikroskopik incelemeler ile tür ayrımına tabi tutuldu. Çalışmamızda kullanılan besi yerlerinden Dermatofit Test Mediumu (DTM) olarak bilineni %93,33 izolasyon oranı ile Dermatofit üremesi bakımından en başarılı besi yeri oldu. Çalışmamızda izolasyon oranı %59 olarak bulundu. Saptadığımız floranın türlere göre dağılımında ise T.rubrum (%52.10), T.mentagrophytes (%36.96), E.floccosum (%9.24), T.violaceum (%0.84) ve T.schoenleinii (%0.84) olmak üzere 2 generadan 4 farklı türe rastlandı. 57Çalışmamızda örnek alınan 200 vücut bölgesinde en fazla (%52.2) tinea pedis kliniğine rastlandı ve bu klinik tablodan en sık (%56.25) T.rubrum'un sorumlu olduğu görüldü. Çalışmada elde ettiğimiz verilerin meteorolojik farklılıklarında göz önünde tutularak yurt içi ve yurt dışından yapılan çalışmalarda bildirilmiş verilerle karşılaştırılması sonucunda, Türkiyedeki dermatofit florasının; T.rubrum, T.mentagrophytes, E.floccosum, M.canis ve daha az oranlarda diğer dermatofitlerden oluştuğu görüldü. İklimi yöremize benzeyen (İzmir ve çevresi) veya daha farklı olan bölgelerde (Ankara ve çevresinde) yapılmış çalışmalarla iklim yönünden yapılan karşılaştırma sonucunda yukarıda belirtilen dermatofit türlerinin değişmediği ancak oran ve görülme sıklığı sıralamasının değişebileceği, iklimin bu sonuçlar üzerine önemli bir belirleyici etkisinin olmadığı gözlendi. 58