Hastane kökenli pnömonilerde etken izolasyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
II ÖZET Hastane kökenli pnömoniler yüksek mortalitesi nedeniyle erken tam ve etkin tedavi yönünden dinamik davranılması gereken konulardan biridir. Bu hastalarda klinik radyolojik bulgular ve noninvasiv teknikler sıklıkla tanı koydurucu olmadığından, invaziv tanışa! işlemlere gereksinim duyulabilir. Hastanenin etken profil ve antibiyotik direnci hastalara uygulanacak tedaviler açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı hastane kökenli pnömoni gelişen olgularda etken izolasyonunu ve antibiyotik direncini belirlemektir. Prospektif olarak çalışmaya 38 hasta alındı. Hastaların yaş ortalaması 45,5+16,4 (17 He 73 yaş arası) olup bunların 311 erkek (% 81,6), 7'si kadın (% 18,4) idi. Hastaların 9'unda (%23.7) yatıştan sonraki ilk 5 günde pnömoni geliştiği tespit edilirken 29 hastanın (%66.3) beşinci günden sonra pnömonisinin olduğu belirlendi. Hastaların 25'ine (% 65.8) bronkoskopik tanısal işlem uygulandı. Hastaların 7' sinde (%18,4) kültürlerde üreme saptanamazken, Î6 hastada (%42,î) birden fazla mikrobiolojik ajan kültürlerde üreme gösterdi. 15 olguda (%39.5) sadece tek mikrobiolojîk ajan saptanırken, 4 hastada (%10.5) Candida üredi. Kültürlerde S. aureus %45.4 ile en fazla üreyen bakteri olurken, bunu sırasıyla Enterobacter spp., Pseudamonas spp., E.Coli, Serratia ve S. pneumoniae ile izledi. 3. kuşak sefalosporinlere yüksek oranda direnç saptandı. 38 hastanın 17'si (%44.7) exitusla sonuçlanırken exirus nedeni olguların 1 1'inde (%28.9) pnömoniye bağlandı. Sonuç olarak, hastane kökeni pnömoni gelişen hastalarda etken analizi yapılmalıdır. Gerekli görülen durumlarda bronkoskopik invaziv tam yöntemlerinin uygulamasından kaçınmamak gerekir. Seçilmiş olgularda pahalı bir uygulama olmasınarağmen Pro-BÂL ve PSB işlemleri gereksiz antibiyotik kullanımını engelleyebilir ve mortalitenin azaltılmasında katkıda bulunabilir. TXL VÖKSEKÖĞRETİH KOBDIA DOKÜMANTASYON m SUMMARY Hospital-acquired pneumonias (HAP) are one of important topic that requiring to be dynamic in their early diagnosis and effective treatment because of their high mortality. In these patients, invasive diagnostic approaches may be necessary due to clinical and radiological findings and other non-invasive approaches frequently failed to establish diagnosis. Pathogen profile of a hospital and antibiotic resistance are important in administrating the treatments for patients. Aim of this study to isolate responsible pathogen in patients developed HAP and to determine antibiotic resistance. Thirty eight patients were included the study. Average age of patients was 45.5±16.4 (between 17 and 73). Of them, 31 were male (81.6%) and 7 were female (18.4%). While developing of pneumonia was determined in nine patients (23.68%) in the first 5 days, it was determined in 29 patients (66.32%) after 5 days of admission. Bronchoscopic diagnostic interventions were carried out in 25 patients (65.78%). Cultures of 7 patients (18.4%) were negative. More than one pathogen was determined on cultures of 16 patients (42.1%). It was determined that only one pathogen was positive on cultures of 15 (39.4%) cases and C albicans was positive on cultures of 4 cases (10.5%). The most encountered pathogen was S. aureus on cultures (45.4%). Other pathogens were Enterdbaeter spp., Pseitaomonas spp., E. cdti, Serratia and S. pneumoniae according to their frequency on cultures. High resistance to second generation cephalosporins was determined. Eleven of 17 deaths in 38 pneumonia cases were attributable to pneumonia. As a conclusion, an effort to determine the responsible pathogen in HAP was necessary. Invasive bronchoscopic interventions were not avoided when it wasnecessary. Although pro-BAL and PSB methods were expensive, their use in selected cases may prevent unnecessary antibiotic use and contribute to decrease of mortality.
Collections