Deneysel subaraknoid kanamada Oktreotid Asetat`ın serebral vazospazma etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
VI. ÖZET SAK'tan sonra bazal serebral arterlerdeki fokal, segmental veya difîuz daralma serebral vazospazm olarak tanımlanabilir. Bazal serebral arterlerdeki daralma sonucu bölgesel veya global serebral kan akımı normal seviyelerin altında kalmaktadır. Anjiografik vazospazm saptanan olguların yaklaşık olarak yarısında geç iskemik nörolojik defisit görülmesiyle vazospazm manifest hale geçer, bu iskemik defisit ya düzelmekte veya kalıcı serebral infarktüse progresyon göstermektedir (2). Serebral vazospazm teşhis ve tedavideki ilerlemelere rağmen özellikle anevrizmal SAK'lı hastalarda morbidite ve mortalitenin en büyük sebebi olarak durmaktadır (2). Serebral vazospazmın etyopatogenezi multifaktöriyel orijinlidir (2). Temel patojenik ajan oksihemoglobindir (13). Bu madde serebral vazospazmda önemi olan pek çok değişik olaym mekanizmasında rol oynamaktadır (14). SAK'tan sonra prostaglandin metabolizmasında değişme, permeabilitenin artması, endotel bağımlı relaksasyon faktörlerinin salınımının azalması ve güçlü vazokonstrüksiyon yapıcı etkilerinin olduğu bilinen endotelinlerin sentezlenerek BOS içerisine salınması başlıca vazospazm nedenleridir (13). Etyopatogenezi tam olarak aydınlatılamayan serebral vazospazmın tedavi side palyatif sınırlar içerisinde kalmıştır. Henüz serebral vazospazmı tam olarak önleyen tedavi modaliteleri geliştirilememiştir. Bu çalışmada, tavşan deneysel subaraknoid kanama modelinde, vazospazmın önlenmesi amacıyla sentetik bir somatostatin analoğu olan oktreotid asetat kullanıldı. Somatostatin etkisini, beynin değişik bölgeleri, araknoid, piamater, ön hipofiz, pankreas, gastrointestinal sistem mukozası ve immün sistem hücrelerinde bulunan spesifik membran reseptörleri aracılığı ile oluşturmaktadır (9). Somatostatin growth hormon, growth faktörler ve insulin sekresyonunu inhibe eder (9). Gastrointestinal sistem hormonlarının üretim ve salınımını azaltmasının yanında güçlü immünomodülatör etkisi de bulunmaktadır (9, 10). Deneysel çalışmalarda değişik derecelerde tümör büyümesini inhibe ettiği bildirilmiştir. Somatostatin^ bu etkisi direkt olarak growth faktörlerin inhibisyonuna bağlanmaktadır (9, 10). Oktreotid asetat somatostatinden daha güçlü ve 48daha uzun etkili, sentetik somatostatin analoğudur. Somatostatin gibi sadece infuzyon yoluyla değil, subkutan yolla da uygulanabilmektedir (9). Bizim çalışmamızda somatostatin analoğu olan oktreotid asetat'ın deneysel çalışmalarda bildirilen iki etkisinden yararlanılarak vazospazmın şiddetinin azaltılması amaçlanmıştır. Bunlardan birincisi endotel hücrelerince endotelinlerin sentezinin growth hormon ve growth faktörlerin inhibisyonu yoluyla azaltmak, diğeri ise immünomodülatör etkisinden yararlanarak immün kompleksler (immünglobulin ve kompleman) ve sitokinlerin (2, 1 1) neden olduğu immünolojik reaksiyonların kontrol altma alınmasını sağlamaktır. Bu çalışmada oktreotid asetat tedavisi, tavşanlarda vazospazmın şiddetini azaltıcı etki göstermiştir. Düşük doz (150 ug/gün) oktreotid asetat ile tedavi edilen tavşanlar, tedavi uygulanmayan SAK'lı tavşanlarla karşılaştırıldığında serebral vazospazmın şiddetinde %39.9 iyileşme gözlenmiştir (p=0,022). Yüksek doz (600 ug/gün) oktreotid asetat ile tedavi edilen tavşanlarda ise vazospazmın şiddetinde %56.7'lik iyileşme gözlenmiştir (p=0,035). Oktreotid tedavisi uygulanan SAK'lı tavşan grubu ile tedavi uygulanmayan SAK'lı tavşan grubu arasındaki fark istatistiksel olarak (p<0.05) anlamlıdır. Bu deneysel çalışma oktreotid asetat tedavisinin SAK'tan sonra serebral vazospazmın önlenmesi amacıyla klinikte kullanılabileceğini göstermektedir. Yan etki profilinin oldukça düşük olması ve subkutan yol gibi kolay bir yolla kullanılabilmesi diğer avantajlarıdır. Ancak bu deneysel çalışmanın sonuçlarının diğer klinik ve laboratuar çalışmalarla da desdeklenmesine ihtiyaç vardır. 49
Collections