VIII. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi (1946-1950)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET TBMM' nin incelenmesi iki bakımdan önemlidir. Açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920'den itibaren Atatürk ilke ve inkilâplannın ve Türk demokrasisinin gelişim sürecini bu çatı altında net bir şekilde takip edebiliriz.VIII.Dönem TBMM (1946-1950), Türk Siyasi hayatının nirengi noktalarındandır. Çok partili demokrasinin hazmedilmesi bu dönemde gerçekleşmiştir. Diğer dünya devletlerindeki demokrasiye geçiş dönemleriyle karşılaştırıldığında, Türkiye'de çok daha uyumlu bir değişim süreci yaşanmış olduğu görülür. 1946-1950 yılları arasında Türkiye'nin iç ve dış siyasi gelişmeleri, ekonomisi ve kültür politikaları, TBMM'nin mesaisi ve yasama çalışmaları çerçevesinde incelenmiştir. Memleketin her tür meselesi Meclis'e, Meclis'in gündemi de halka yansımıştır. Bu durum incelenen dönemde halk ve Meclis ilişkilerinin sağlıklı olduğunu göstermektedir. VIII.Dönem TBMM milletvekillerinin şahsî bilgilerinden oluşturulan veri tabanının bilgisayar yardımıyla sorgulaması yapılmıştır. Bu sorgulama milletvekillerinin tahsili, bildikleri yabancı dil, meslekleri, yaşları ve çocuk sayıları gibi veri birimleriyle gerçekleştirilmiştir. Meclis'te başlıca iki parti: CHP ve DP bulunmaktadır.Çok partili demokrasiye geçilen bu dönemde tahsil seviyesinin nispî olarak düştüğü, meslek dağılımının arttığı, hukukçuların çoğaldığı ve Meclis'in gençleştiği gözlenmiştir. VIII.Dönem TBMM' nde, II.Dünya Savaşı sonrası iki kutuplu (ABD-SSCB) dünya dengesinde yer bulma gayretlerine yönelik yasama çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu çalışmalar ekonomi ve kültür politikalarında liberalleşme ve esneklik şeklinde kendini göstermiştir. Bütçe görüşmeleri dış yardımların etkin kullanımı endişesi ve muhalefetin varlığı sebepleriyle fonksiyonel hâle gelmiştir. Dış politikada VIII.Dönem TBMM teksesli ve istikrarlıdır. Atatürk'ün temelini attığı ve dünyaya pararel gelişmelerin yaşandığı bu dönemde O 'nun ilke ve inkılâpları yine rehber olmuştur. SUMMARY The examination of Turkish Grand National Assembly is important in two aspects. From 23 April 1923, the process of development of the Turkish democracy and Atatiirk's principles and revolutions can be seen clearly through this examination. The VIH.Term of the TGNA ( 1946- 1950) is one of the turning points in Turkish political life. Adaptation to multi-party democracy has been established during this term. The process of transition to multi-party system in Turkey was smoother, compared to that of other countries. The internal as well as external political developments concerning Turkey between 1946-1950, its economic and cultural politicies have been studied within the framework of the legislative efforts of he TGNA. All kinds of problem with which the country was facing, seem to have found reflection in the TGNA. The agenda of TGNA in turn was reflected in the daily lives of the public. This shows that the relationship between people and Assembly had a healthy character. The computer database containing the biographical information concerning the deputies has been interrogated using the fields such as party affiliation, the education, foreign language, profession, age and number of children. The result of this interrogation has shown the following: There were two major parties in the assembly, RPP and DP; there was a relative decrease in the level of the education of the deputies; the occupational variation was increased; the number of deputies coming from legal profession was on the rise; and on average, the deputies had a younger age. The legislation directed towards finding a place in two bloc world (USS-URSS) formed after World War 11 was notable in work carried out by VIII.Term of the TGNA. This legislation manifested itself in the form of liberalisation and flexibility of the economic and cultural politicies. The budget discussion has become more functional because of the existence of the opposition and the concern to use the foreign aid efficiently. The TGNA in this period had a stable foreign policy and spoke with one voice. The principles and revolutions of Atatürk had once again guided Turkey during such a period as this in which development were taking place parallel to the other parts of the contemporary world.
Collections