XIX. yüzyıldan Cumhuriyet`e kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu`daki isyanlar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da XIX. Yüzyılın ilk yarısından itibaren ortaya çıkan aşiret isyanlarına geçmeden önce Batılı emperyalist devletlerin doğu politikalarının temel taşlarından birini oluşturan `Şark Meselesi` terimi üzerinde durmak gereklidir. İlk defa 1815 Viyana Kongresi'nde Rus delegasyonu tarafından kullanılan terim, çeşitli manalarda tarif edilmiştir. Fransız tarihçi Albert Sorel `Türkler Avrupa'ya ayak bastığı günden itibaren Şark meselesi zuhur etti` diyerek meselenin aslında bir `Türk Meselesi` olduğunu vurgulamak istemektedir. Genel olarak ise Şark Meselesi, XIX. Yüzyılın ilk yarısında -özellikle İngiltere için- Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma, değişen dünya konjonktürüne göre yüzyılın ikinci yarısında Türkler'in Avrupa'daki topraklarının paylaşılması ve XX. Yüzyılda ise imparatorluğun bütün topraklarının paylaşılması anlamlarında kullanılmıştır. Hangi tanım esas alınırsa alınsın, Osmanlı Devleti'nin XIX. ve XX. yüzyılın başlarında yaşadığı çoğu olumsuz gelişmelerin temelinde `Şark Meselesi` politikası yatmaktadır. Dolayısıyla aşiret isyanlarının ve Kürtçülük faaliyetlerinin Şark Meselesi 'yle olan alakasını inkar etmek mümkün değildir. Osmanlı Devleti 1683 Viyana bozgunundan sonra birtakım ıslahat hareketlerine girişmiş ve ilk köklü değişiklikler de III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde gerçekleşmiştir. Bu padişahlar zamanında başlayan idarî reform hareketleri merkezî otoritenin ülkenin her tarafında sağlanması gayesine yönelikti. Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan `ayan` tipi idarecilere ve ailelere karşı harekete geçen devlet, XIX. Yüzyılın sonlarına doğru bunların büyük bir bölümünü tasfiye etmiştir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ortaya çıkan başta Babanzâde Abdurrahman Paşa İsyanı olmak üzere Bedirhan'a kadar uzanan isyanların en önemli sebeplerinden biri budur. Kendi konumlarını, makamlarını korumak, ihtiraslarını tatmin etmek üzere ayaklanan bu feodal kalıntılar, zorbalıklarla toplayabildikleri cahil halkı arkalarına almak istemişlerdir. Genelde isyanların sebebi olarakgösterilen Devlet'e asker vermemek, vergilerden devlete ait olan hisseyi göndermemek şeklindeki davranışlar Yeniçeri isyanlar ındaki `kazan kaldırmak`, `çorba içmemek` gibi sembolik yönü ağır basan hareketlerdir. Bölgedeki aşiret yapısı tamamen güç dengesine göre kurulmuştur. Bölgede birden fazla siyasî gücün bulunması aşiretleri de etilemiştir. Bir devletin tebası olmuş rakip veya hasım bir aşiretle başetmenin yolu bölgedeki diğer bir güçlü devlete dayanmaktır. XVI-XVII. yüzyıllarda Osmanlı-İran, XVIII-XIX, yüzyıllarda bu iki devletin yanında Rusya, İngiltere ve Fransa dayanılacak güç olarak görülmüştür. Bunların faaliyetleri neticesinde, Kürtçülük faaliyetleri görülmeye başlanmıştır. Başta Kürt Teâvün ve Terakki Cemiyeti olmak üzere kurulan çeşitli cemiyetler ve Kürdistan Gazetesi gibi yayın organlarıyla Kürtçülük hareketleri hız kazanmıştır. 1914 tarihinde Bitlis'te Molla Selim İsyanı'nın çıkmasında bu faaliyetlerin rolü büyüktür. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan Milli Mücadele yıllarında ise, Kürt Teali Cemiyeti' nin faaliyetleri sonucunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Ali Batı, Cemil Çeto, Milli Aşireti, Koçgiri İsyanı gibi ayaklanmalar çıkmıştır. Böylesine hassas bir dönemde ortaya çıkan bu isyanlar da gerektiği şekilde bastırılmıştır. Abdulhaluk ÇAY' a, Sayın Doç. Dr. Mustafa YILMAZ' a, belge ve bilgileriyle tezime katkısı büyük olan H.Ü. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr. Zafer ÖZTEK' e, Enstitü Müdürü Sayın Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYİ LDIZ' a ve tezimin yazılmasında gösterdiği titizlikten dolayı Sayın Leyla ERDEK' e teşekkürlerimi sunarım ANKARA-1998 Ali GÜRSELstate, not paying taxes. Most of them are symbolic movements like `cauldron lifting` or `not drinking soup` in Yeniçeri rebellions. The tribe structure is established upon the power distribution in the region. Presence of more than one power has affected tribes also. A powerful neighboring country is needed to struggle with apponent tribes. Ottoman -Iran in 16th- 17th century; Russia, England, France in 18th- 19th centuries was appreciated as the supporting countries. As a result of the activities of those countries Kurdish activism began to rise. Kurdish propoganda speeds up with Society of Kurd Cooperation and Progress (Kürt Teâvün ve Terakki Cemiyeti) and Kurdistan Newspaper. Those publications plays a great role in Molla Selim rebellion in Bitlis in 1914. In National struggle years initiated by Mustafa Kemal Atatürk as a result of Society of Kurd Progress (Kürt Teali Cemiyeti) activities some rebellions like Ali Batı, Cemil Çeto, Milli Aşireti, Koçgiri took place in East and Southeast Anatolia. Those rebellions were supperessed in such a sensitive time.
Collections