Cumhuriyet Dönemi sağlık politikaları: 1920-1960
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında sağlık alanında en büyük sorun bulaşıcı hastalık ve salgınların önlenebilmesi idi. Bu yıllarda savaşların neden olduğu sosyo-ekonomik yıpranma, her sorun gibi sağlık sorununu da güçleştiriyordu. Sağlıklı insan gücü yetersizliği de ayrı bir sorun idi. 1927 yılında 555 hekim, 139 hemşire ve 347 ebe bulunuyordu. Hükümetler hekimlik hizmetlerini özellikle salgın hastalıklarla savaş için kurdukları örgütleri genel bütçeden finanse etmişlerdir. Hükümet tabiplerinin temel görevi tifo.tifüs.çiçek.trahom ve frengi ile savaş olmuştur. Ankara'da Hıfzıssıhha Enstitüsü kurularak, laboratuarlarda aşı ve serum üretilmeye başlanmıştır. Bu dönemde hastane hizmetler yerel yönetimlere bırakılmıştır. Bakanlık sadece örnek olsun diye 5 tane Numune Hastanesi kurmuştur. Bu dönemde birinci basamak sağlık hizmetlerinde çok ileriye gidilememiş, fakat genelde sağlık alanında çok şeyler yapılmıştır. Hekim açığını kapatmak için Leyli Tıp Talebe Yurtları açılmış, buradaki tıp öğrencilerine zorunlu hizmet görevi verilmiştir. Ebe, hemşire gibi personelin yetiştirilmesine de büyük önem verilmiş, sağlık personelinin maaş ve ücret durumunda da iyileştirmelere gidilmiştir. Sıtma mücadelesindeki personelin maaş durumu daha da iyiydi. Vali ve kaymakamlar, il ve ilçelerdeki sağlık personelinin amiri idiler. 1955'te kurulan Hıfzıssıhha Okulu sağlık personeline kısa süreli kurslar veriyordu. 1946'da Behçet Uz sağlık bakanı olunca, her 20 köye birinci basamak koruyucu ve tedavi edici hizmetleri birlikte götürmek istemiştir. Bu çok başarılı bir uygulama idi. Fakat, yalnız ilçe düzeyinde kalmıştır. Daha ileriye gidememiştir. Bu plan, ekonomik nedenlerden dolayı uygulanamamıştır. Demokrat Parti döneminde sağlık alanında önemli değişiklikler olmuştur. Yerel idareye bağlı olan hastaneler doğrudan Sağlık Bakanlığı'na devredilmiş, genel sağlık sigortası uygulamasına gidilmiş, UNİCEF ve Dünya Sağlık örgütü ile ilişkiye girilmiş ve bu kurumlardan yardım sağlanmasına çalışılmıştır. 1960'ta hekim sayısı 9826, hemşire sayısı 2440 ve ebe sayısı 3126'ya yükselmiştir.1961 yılından itibaren sağlıkta büyük bir reform başlamıştır; Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi yasası kabul edilmiş ve bununla herkesin sağlık hizmetlerinden ücretsiz ve eşit bir şekilde yararlanması esası kabul edilmiştir. Bu yasa 15 yıl içinde tüm yurtta uygulanacaktı. Ancak, personel ve finansman sıkıntısı nedeniyle bu konuda başarılı olunamadı. İlk uygulama Muş İlinde başlamıştır. Daha sonraki dönemlerde de sağlık alanında önemli ilerlemeler olmuştur. Türkiye'nin bu konuda da diğerlerinde olduğu gibi gelişmiş ülke düzeyine varması, nitelikli personele ve giderlerinin karşılanması için genel bütçeden sağlığa daha fazla pay ayrılmasına bağlıdır. The biggest problem In the early peNed ef TuFklsh Neşu&ll© was the prevention of infectious diseases, socio-economic disorders which were caused by the wars were constraining the health problems waiting to be solved. The insufficiency of health laborer was another problem in these years. There were 555 nurses and 347 midwives in 1927. In these years, governments financed medical services, especially, the organizations for prevention of infectious diseases by the state budget. The main duties of doctors were to fight against syphilis, typhoid, typhus, trachoma and smallpox. Viccine against these diseases were tried to be produced by the Institute of Hıfzısıhha which was established in Ankara. During that period, hospital services were left to local governments. The Ministry established 5 hospitals to present samples. In this period, no real advances had been realized in the medical services at first instance but many things were achieved in the general health field. Dormitories for medical students were opened to remove the insufficiency in the number of medical doctors. In addition to that, students from those schools were assigned with compulsory services. The training of nurses and midwives gained importance and the salaries of personnel in medical services were increased. Salaries of personnel fight against malaria were better. Governor of the city was the executive officer of the medical staff. The Personnel of Hıfsısıhha which was established in 1955 were trained in short- term courses. In 1946, when Behçet Uz became the Minister of Health, he wanted to present first class medical services to every 20 villages. This was a successful application, it could be carried out in towns not nationally- wide.The reason for this insufficient application was economic problems. During the period of Democratic Party, some rearrangements were realized. Hospitals which were under the control of local authorities were transformed to Ministry of Health and also general health insurance application was put into action. The connection with UNICEF and WorldIX Health Organization was realized and aid was received from these institutions. In 1960, the number of medical doctors increased up to 9826, nurses 2420 and midwives 3126. The biggest reforms were realized in the medical sector, specially following 1961 and onwards. The socialization of medical services were accepted and these free services were presented equally to the usage of every citizen. The first application started in Muş. In the following period, several important advances were realized. Today, since there are still problems in the field of health, Turkey should train more qualified personnel and allocate more money from the state budget for the expenses of health.
Collections