Sürekli ayaktan periton diyalizi: 3 yıllık hasta takip sonuçlarımız
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
6-ÖZET SAPD, renal replasman tedavi yöntemi olarak 1976 yılından buyana tüm dünyada seçilmiş vakalarda başarıyla uygulanmaktadır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi 1995 yılı Ekim ayından itibaren SAPD uygulamasına başlamış ve halen bölgemizdeki tek merkez olarak çalışmaya devam etmektedir. Çalışmamıza Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi tarafından izlenmekte olan SAPD ve hemodiyaliz hastaları (38-38 hasta) alındı. Çalışmamızın amacı: A-SAPD hastalarında takip süresince karşılaştığımız sorunları ve edindiğimiz sonuçları tartışmak, B- SAPD ve hemodiyaliz hastaları arasında yaşam süresi, anti-HCV, serum albümin düzeyleri, yaşam kalitesi açısından fark olup-olmadığını karşılaştırmak idi. SAPD uygulamasına ilk başladığımızda gerek hasta uyumu, ikna edilmesi, gerekse sosyal güvenlik kurumlarının olaya yabancı olmaları sebebiyle zorluklarla karşılaşıldı. SAPD ünitemizdeki hasta-hemşire-hekim ilişkileri, SAPD tedavisini başarıyla uygulayan hastalarımızın diğer hastalara örnek teşkil etmesi ve hasta eğitimi sayesinde bu sorunlar çözülmüştür. SAPD tedavisinde en önemli komplikasyon olan peritonitle sık karşılaştık. Bu durumu bazı hastalarımızın sık peritonit atağı geçirmesine bağladık. Peritonit tüm hastalarda başarıyla tedavi edildi, 1 hastada kateter değiştirilmesi ihtiyacı doğdu, değişim sonrası tedaviye başarıyla devam edildi. Anti-HCV(+) olan SAPD hastalarının tümünün hemodiyaliz tedavisinden SAPD'ye transfer olan hastalar olduğunu gördük, ilk tedavi olarak SAPD'ye başlayan ve hemodiyaliz tedavisi görmemiş hastaların tümünde anti-HCV(-) idi. Geçmişte yapılan yurt-içi ve yurt-dışı çalışmalardaki sonuçlar da SAPD hastalarında anti-HCV(+)'liğinin hemodiyaliz hastalarına göre daha düşük olduğu yönündeydi. Renal replasman tedavisi seçilirken hepatit enfeksiyonu riski dikkate alınmalıdır. 3 yıllık takip süremizde hasta sağkalım oranı SAPD ve hemodiyaliz hastalarında benzer görünüyordu(SAPD grubunda % 61.0, hemodiyaliz grubunda % 61.0). SAPD ve hemodiyaliz hastalarımızda sağkalım süresi gerek yurt içi, gerekse yurt dışı çalışmalarla kıyaslanabilecek ölçüdeydi. 43Serum albumin seviyesi SÂPD hasta grubunda hemodiyaliz grubundan daha İyi düzeylerdeydi(SAPD grubunda serum albümin düzeyinin 3,5gr/dl'nin üzerinde olma oranı %86.9, hemodiyaliz grubunda ise bu oran %64.7 düzeyindeydi). Sağkalım üzerine olumlu etki gösteren parametrelerden olan serum albümin düzeyinin SAPD hastalarımızda iyi düzeylerde olması iyi hasta uyumu ve takip yeterliliği açısından olumlu bulundu. SAPD iyi hasta seçimi, iyi bir organizasyon, bilgi birikimi ve deneyimle hastalarda yeterli bir diyaliz etkinliği ve hemodiyalize eşdeğer düzeyde sağkalım süresi, transplantasyona yakın düzeyde yaşam kalitesi sunmaktadır. Yaşlı ve diyabetik hastalarda, hemodinamik yönden stabil olmayan hasta gruplarında ilk planda düşünülecek renal replasman tedavisidir. 44
Collections